Terör temelinde yapılanma

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Hafta sonunda Paris’te gerçekleşen terörist saldırı tüm dünyayı tedirgin etti. Dünya bu tür terör saldırılarına yabancı değil. Bundan önce de farklı terörist grupların farklı ülkelerde ve farklı amaçlarla bu tür öldürücü girişimleri oldu. Bunların bir kısmı yerel çatışmaların devamı şeklinde gerçekleşti bir kısmı ise uluslararası organizasyonlar şeklinde oluşup, yereli aşan coğrafyalarda eylem yaptılar. 

Terör temelinde yapılanmaların gittikçe yerel topluluklar olmaktan çıkıp profesyonelleştikleri, uluslararası kimlik kazanıp operasyon alanlarını da küreye yaymaya başladıkları yönünde bir izlenimim var. Bu tür gruplaşmanın bir örneği El Kaide oluşumuydu. Bu gün bundan daha profesyonel biçimde örgütlenmiş, neredeyse bir şirket gibi çalışan IŞİD organizasyonu ortalığı kasıp kavuruyor. IŞİD’in söylemi kendisinden önceki İslami grupların söylemine benziyor. Hatta bir çok noktada hem söylemi hem de eylemi terörü daha acımasızca kullanan görece daha radikal bir İslami konuma talip olduğu izlenimini veriyor. Ancak hem hareket ettiği coğrafi alana hem de buralarda uyguladığı yerleşim ve egemenlik desenine bakılınca IŞİD’in kendisinden öncekilerden önemli farkları olduğu görülüyor. 

Grubun bölgede örgütlenişi 2013 yılına gidiyor. Başlangıçta daha çok Suriye’nin kuzey batısına rağbet ediyor. Burası bölgenin bütünü açısından önemli stratejik avantajlara sahip. Ama yörenin gelir kaynağı olan petrolden yana daha fakir. Bu IŞİD’in varoluş ve egemenlik hayallerine aykırı bir durum. Kendisinden önceki terör grupları daha çok kurum ve kişilerden sağladıkları kaynaklarla var olan örgütler. IŞİD ise kendisine sürekli gelir sağlayacak ekonomik imkanların peşinde. Geldiği coğrafyada bu tür kazanç sağlayacak önemli bir imkan var. Petrol o bölgenin temel gelir kaynağı. Irak ve Suriye “Arap baharı” falan gibi fantezilerin üreticisi batılı zengin egemenler tarafından adeta darmadağın edilince bölgenin zengin petrol kaynakları savunmasız kalıyor. Bunu iyi değerlendiren IŞİD ilk yerleştiği stratejik öneme sahip bölgeden hareket edip, daha doğuya petrol kaynaklarının bulunduğu bölgeye kayıyor ve savunma zafiyeti içindeki bu alanda bir güç kaynağı haline geliyor. 

Bu gücün bir birini besleyen üç boyutu olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Bunlardan birisi şiddet ve terör. IŞİD kafa kesmek de dahil şiddetin en uç uygulamalarını yaparak bölge halkını sindiriyor, kendi dışına korku veriyor, güç gösterisi yapıyor. Bu bir. İkincisi, IŞİD, kendisinden önceki örgütlerden farklı olarak adeta devlet yapılanmasını taklit eden bir kamusal yapılanma deneyine girişiyor. Bunun için örneğin ilkel de olsa bir kamu maliyesi vb. gibi devlet için gerekli yapıları ve ilişkileri oluşturmaya çabalıyor. Bir yandan devlet memuru kimlikli istihdam yaratırken bir yandan da halka hizmet vermeye başlıyor. İşin hem şiddet ve terör boyutu hem de yapılanma aşaması önemli ölçüde kaynak gerektiriyor. IŞİD’in öteki örgütlerden en önemli farkı burada yatıyor. Örgüt petrolden akan hacimli ve düzenli geliri kullanarak gücünü arttırıyor, kök salıyor, bulunduğu bölgede egemen rolü oynuyor ve öngördüğü yapılanmayı sürdürüyor. İşin üçüncü boyutu da bu. 

Bütün bunlar terör çevresinde örgütlenmiş ve bu yönünü acımasız biçimde kullanan IŞİD’in eğer caydırıcı bir güçle karşılaşmazsa nerelere kadar uzanabileceğine dair bir fikir veriyor. Zihninde daha ileri bir örgütlenme modeli, cebinde petrol geliri ve elinde de sınırsız şiddet gibi bir dayatma aracı olduğu sürece örgütün daha neler yapabileceğini, nerelere ulaşabileceğini kestirmek için kahin olmaya gerek yok. Üstelik güç ve imkan olarak kendisinden öncekilerden farklı olan IŞİD’in gittikçe daha yerleşik bir yapı olmaya yöneldiğine dair bir izlenim de var. Bölgeden çıkıp, Paris’te eylem yapmaya heveslenmesi bu izlenime en çok da kendisinin inandığına işaret ediyor olabilir. Bu hevesin gecikmeden caydırılması sadece çevre ülkeler için değil tüm insanlık için vazgeçilmez bir hedef olmalıdır. Bölgenin yakılıp, yıkılıp istikrarsızlaştırılmasına neden olan egemenler başta olmak üzere herkes bu hedefin peşine düşmezse terör temelinde yapılanma hevesi daha da yayılır diye düşünüyorum. Sonuçta yine başlanılan noktaya dönülür ama uygarlık çok zaman kaybeder.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018