Top çevirmede Barselona, gol atmada Bhutan gibiyiz…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Havanda su dövmekten vazgeçebilirsek, küçük adımlarla dahi büyük kapıları açabileceğiz…

*    *    *

Bu küçük adımlardan birini ‘teminat sorunu’ oluşturuyor…

Finansa erişimde zorlanan girişimci / üretici yıllardır, taşınırların teminat olarak kabul edilmesini istiyor…

Gelişmiş ülkelerin gelişmesini sağlayan, girişimci ve üreticiye yol açan bu sistem bizde uygulanmıyor…

Neden?

Bilinmiyor!

*    *    *

Geçtiğimiz hafta bu köşeden Hazine’nin konu ile ilgili çalışma başlattığını duyurduk…

Gelen 500’ün üzerinde mail sayesinde, konunun önemine bir kez daha vakıf olduk…

Okuyucularımın çözüm için geliştirdikleri pratik fikirlerin nedenini, konunun yıllardır tartışılmasına ama bir adım ileri gidilememesine bağladık… 

*    *    *

Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ertürk’ün anlattıklarını geçtiğimiz hafta özetlemiştik…

Şöyle demişti Ertürk,  

“Taşınırların teminat olarak kullanılmasında 3 önemli ayak bulunuyor... Bunların başında taşınırların rehinine ilişkin tüm yasal düzenlemelerin tek bir kanuni düzenleme haline getirilmesi, eşyanın zilyetliğini devretmeksizin teminat olarak kullanılmasına, rehin olarak alınan varlığa ilişkin semerelerinde ilave herhangi bir işlem yapmaksızın rehin kapsamına alınmasına olanak tanınması geliyor...

Merkezi bir sicil kayıt sisteminin kurularak üçüncü kişilerin eşya üzerinde rehin olduğunu sorgulayabilecekleri bir bilgi sisteminin kurulması ise ikinci ayağı oluşturuyor...
Neden?

Mevcut kanuni düzenlemeler üçüncü kişileri korumak adına zilyetlik devredilmeksizin eşya üzerinde rehin tesisine olanak tanımıyor... Teknolojinin getirdiği yenilikler sayesinde bu sıkıntı taşınırlara ilişkin merkezi kayıt sicil sistemi kurularak gideriliyor...

Kredi kurumu üzerinde rehin tesis ettiği eşya hakkında genel bir bildirim ile merkezi kayıt sicil sistemine bir tescil işlemi yapılıyor, üçüncü kişiler de bu kayıt sicil sistemi üzerinde sorgulama yaparak eşya üzerinde rehin tesisi var mı yok mu anlayabiliyor...

Bu şekilde, iyi niyet sahibi üçüncü kişilerin rehinli bir eşyayı satın alması, daha da önemlisi başka bir kredi kuruluşunun aynı rehinli eşya üzerinden ikinci bir kredi açması önlenebiliyor...” 

*    *    *

Pratik fikirleri haftaya paylaşalım. Öncelikle Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi’den Dr. Argun Karamanlıoğlu’nun hukuki çözüme yönelik anlattıklarına değinelim. 

Şöyle demiş Karamanlıoğlu özetle: “Öncelikle, Türk Hukuku'nda taşınırların teminat olarak getirilmesini sağlayan tek ve yeknesak bir hukuki düzenleme 21.07.1971 tarihinden itibaren mevcut. Söz konusu hukuki düzenleme; 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu. Ayrıca Kanun'un uygulanmasını düzenlemek ve sizin de yazınızda işaret ettiğiniz sicil kayıt sistemine ilişkin esasları düzenlemek için çıkartılan Ticari İşletme Rehni Sicili Tüzüğü de bulunuyor. Hemen belirteyim, doktrinde hem Ticari İşletme Rehni Kanunu hem Ticari İşletme Rehni Sicili Tüzüğü'ne yöneltilen çok önemli eleştiriler var ve söz konusu düzenlemelerin eksiksiz veya tümüyle menfaat dengesine uygun ve günümüzün teknolojik gelişmelerine ayak uyduran düzenlemeler oldukları koşulsuz olarak söylenemez. Özellikle, sizin de yazınızda belirttiğiniz, rehinli taşınırların iyiniyetli üçüncü kişiler tarafından iktisabını önleyecek hükümlerin gerektiği gibi kurgulanmadığı hususu, doktrinde düzenlemelere ilişkin yöneltilen en önemli eleştiriler arasında yer almaktadır. Bu kapsamda, mevzuatın değiştirilmesinin yerinde olabilir, merkezi tescil sisteminin düzenlenmesi yerinde olarak değerlendirilebilir.

Ancak “Mevcut kanuni düzenlemeler üçüncü kişileri korumak adına zilyetlik devredilmeksizin eşya üzerinde rehin tesisine olanak tanımıyor” ifadesi yanıltıcı görünüyor. Zira Ticari İşletme Rehni Kanunu tam da bu amaca hizmet ediyor ve tacir veya esnafın, işletmesinin faaliyetinde kullandığı taşınır malların zilyetliğini rehin alan kişi veya kuruluşa devretmeksizin, işletmesinde kullanmaya devam edebilmesini ve böylelikle ticari faaliyetini devam ettirerek, borcunu ödeyebilmesini amaçlıyor.

Öte yandan, fikri ve sınai mülkiyet haklarının da ticari işletme rehni sözleşmesine konu olabilmesi kanunen mümkün. Ayrıca 2003 yılında Kanun'a eklenen Ek Madde 2 ile sanayi işletmeleri yönünden ticari işletmenin tüm taşınırları üzerinde rehin kurulmaksızın, yalnızca tek bir taşınır veya fikri ve sınai mülkiyet hakkının üzerinde dahi rehin kurulmasına olanak verilerek, işletmeleri rahatlatabilecek bir düzenleme yapıldı.”

*    *    *

Sorunları çözecek insanlara, bilgiye, birikime, görgüye kısacası altyapıya sahip olduğumuzu görüyoruz…

Ama her konudaki ve her zamanki gibi top çevirmede Barselona’yı, gol atma konusunda Bhutan’ı örnek alıyoruz… 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vesile… 04 Mart 2024