Trafikte gözler hükümette

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Son günlerin en yoğun gündemi trafik sigortalarındaki fiyat artışlarında sular durulmuş gibi. Akşam haberleri açıp trafik sigortası ile ilgili haber görmüyorsam "Tamam, bu iş de kaynayıp gitti" diyorum. Ama kaynaması mümkün değil… Emlak vergisi gibi değil ki yılın belirli aylarında gündeme gelip sonra unutulup gitsin. Araç sahiplerinin poliçe bitiş tarihleri farklı olduğundan uzunca süre gündemde kalacağı kesin gibi görünüyor. 

Hazine Müsteşarlığı trafik yasasında bir değişiklik üzerinde çalışıyor. Bir taslak hazırlanmış ve taslağın Başbakanlık’ta olduğu iddia ediliyor. Türkiye Sigorta Birliği yöneticileri de yoğun bir çalışma temposu yaşadılar. Taslağın son hali belli mi bilemem ama sigorta şirketlerinin yöneticileri bir sürprizden korkmuyorlar değil. Her an bir salvo ile karşılaşacakları endişesi, görüştüğüm tüm sektör yöneticilerinde var. 

Sektör bedeni hasarların hesaplanması yönteminin Hazine'ye verilmesini, geriye dönük 10 yıllık sorumlulukların sona erdirilmesini bekliyor. Zorunlu sigortalardaki tazminatların hesaplanması kriterlerinin belirleme yetkisi daha önce farklı bir yöntem ile hayata geçirilmeye çalışılmış, baroların tepkisi ile sonuçlanmıştı. Şimdi bunun bir kanun maddesi ile hayata geçmesi bekleniyor. Bir de trafik kazası sonrası mağdur yakınlarının tazminat için öncelikle sigorta şirketine başvuru zorunluluğu şirketlerce beklenirken buna özellikle baroların karşı çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bedeni hasar hesaplamasının Hazine'ye verilmesinin sektörü yeterince rahatlatacağını düşünüyorum. Çünkü mahkemelerde bu tazminatların hesaplanmasında garip yöntemlerin izlendiği malum. Vefat eden bir kişi ile ilgili bir tazminat hesaplanırken öncelikle merhumun maaşı dikkate alınması gerekiyor. Ama mağdur yakınları "Şu kadar maaş alıyordu ama geceleri de boyacılık yapıyordu, bir maaş da oradan kazanıyordu” dediğinde mahkeme bu talebi de iki şahit ile kabul edip tazminatı hesaplıyordu. Şimdi son taslak ile beyan edilen gelirin belgeli olması zorunluluğu getirilecek sanırım. Eğer bir belge sunamıyorsa gelirinin asgari ücretten hesaplanması gerekliliği ortaya çıkacak gibi. Tabii ki bu kanunlaşsa bile mahkeme heyetlerinin konuyu dikkate alması 1-1,5 yılı alabilir. Ama hal böyle olunca fiyatlarda da az bir gevşeme yaşanması mümkün. 

Hükümet üyeleri sigortacılık ile ilgili demeç vermezlerse iyi olur. “Trafik sigortası ucuzlayacak, kasko ile trafik sigortası birleştirilecek” denildi, üç milyon kişi beklentiye girdi; sigortasını yaptırmıyor. Caddelerde sigortasız araçlar cirit atıyor. Bunu yapan sürücüler büyük risk alıyor, Allah korusun bir kazaya karıştıklarında ve karşı araca bir zarar verdiklerinde sigortasız araç sahiplerinin tüm mal varlıklarına el konulabileceğini buradan tekrar belirtmemde fayda var. 

Bir de Sayın Bakanımız Binali Yıldırım’ın sigortacılık ile ilgili beyanlarında biraz hassas davranmasını bekliyoruz. Çünkü düzenlemeyi yapacak olan Sayın Bakanlarımız trafik ile kasko sigortasının birleştirilmesiyle ilgili artık demeç vermezken, Sayın Bakanımız Binali Yıldırım'ın hala bu konuyu gündemde tutması oldukça tehlikeli. Çünkü iki farklı ürün birleştirilse tüketiciye fayda sağlayacak bir sonuç çıkarılması mümkün görünmüyor. En azından sigortacılık faaliyetleri açısından. Bence vatandaşlarımızda böyle bir beklenti yaratmamız çok doğru değil. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar