Anonim şirketlerde pay senetlerinin bastırılması ve vergisel avantaj

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com

1. PAY SENETLERİ VE BASTIRILMASI

Türk Ticaret Kanunu’nun 484. maddesine göre pay senetleri hamiline veya nama olurlar. Bedelleri tamamen ödenmemiş paylar için hamiline yazılı hisse senetleri çıkartılamaz. 

Türk Ticaret Kanunu’nun pay senedi bastırılması başlıklı 486 maddesinin 2. fıkrasına göre, Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.

Bu hükümler ile, hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılması zorunluluğu getirilmiştir. İlmühaberlere nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanması öngörülerek kapsamlı bir hükme yer verilmiştir.

486/3 madde de ise, azlığın istemde bulunması halinde nama yazılı pay senetlerinin bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılması olanağı yaratılmıştır. 

TTK Madde 411’e göre Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, azlık olarak kabul edilmektedir. 485/3 maddede belirtilen azlığın istemde bulunması hali ile ilgili durumu, pay sahiplerinin en az % 10’unun talepte bulunması hali olarak kabul etmek gerekmektedir. 

486. maddenin 3. fıkrasının gerekçesine göre; Hüküm azlık isterse nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılacaktır. Böylece kapalı anonim şirketlerde özellikle aile şirketlerinde pay senedinin bastırılmaması ve dağıtılmaması yoluyla baskı yapılması, pay sahiplerinin bu sıfatlarını ispattan yoksun bırakılmaları, devir olanaklarının sınırlandırılması gibi hukuka aykırı yöntemlerin önüne geçilmiştir. Nama yazılı pay senetlerinin basılmaması ve pay sahiplerine dağıtılmaması, pay defteri bulunmayan, düzensiz olan ve güncel durumu yansıtmayan şirketlerde daha büyük sakıncalar doğurmaktadır. Hükme aykırılık hâlinde pay sahiplerinin mahkemeye başvurabilecekleri şüphesizdir.
    
2. PAY SENEDİ BASTIRILMASININ VERGİSEL AVANTAJLARI

2.1. Kurumlar Vergisi

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun istisnalar başlıklı 5 maddesinin 1. fıkrasının (e) bendine göre; Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75'lik kısmı vergiden istisnadır. 

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır. 

Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır. 

2.2. Gelir Vergisi

Gelir Vergisi Kanunu’nun Değer Artışı Kazançları başlıklı Mükerrer 80. maddenin 1. fıkrasına göre, “İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değer artış kazancıdır.”  Bu hükme göre Gerçek kişilere ait hisse senetleri (veya ilmühaberler) edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde elden çıkartılırsa, elde edilen kazanç, stopaja tabi değildir. Ancak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile bildirilip, gelir vergisi ödenmesi gerekmektedir.  Bu süreler geçtikten sonra yapılacak satış gelir vergisine tabi değildir. 

Gelir Vergisi Kanunu’nun Değer Artışı Kazançları başlıklı Mükerrer 80. maddenin 1. fıkrasına göre “Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar.” değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olmaktadır.  Bu hükümlere göre, pay senedi bastırılmamış hisseler değer artış kazancına tabi olarak gelir vergisine tabi olmaktadırlar.  

2.3. Katma Değer Vergisi

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun  Sosyal ve Askerî Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar başlıklı 17. maddesinin 4. fıkrasının (r) bendine göre,  Kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile  taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri Katma Değer Vergisinden istisnadır. 

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışındadır.

İstisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınır.

2.4. Damga Vergisi

Genel kural gereği anonim şirketlerin hisse devrine yönelik olarak yaptıkları sözleşmeler damga vergisinin konusuna girmektedir. Ancak kurumların aktifinde iki yıldan fazla kalmış iştirak hisselerinin devredilmesine bir istisna getirilmiştir. Söz konusu istisnaya ilişkin Kurumlar Vergisi Kanunu ile Damga Vergisi Kanunu birbirine paralel düzenlemeler içermektedir. Buna göre, 5281 sayılı Kanun'un 31. maddesiyle eklenen bende göre 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasının 12 numaralı bendi kapsamında kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile gayrimenkullerinin satışından doğan ve sermayeye eklenmesine karar verilen kazançlarının vergiden istisna olduğuna hükmedilmektedir. Damga Vergisi Kanunu'nun ilgili maddeye paralel düzenlemesi ise, (2) sayılı tabloda damga vergisinden istisna edilen kâğıtlar bölümü altında yer alan "IV- Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlığının 35. fıkrasıdır. Buna göre, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin birinci fıkrasının 12 numaralı bendi kapsamındaki işlemler nedeniyle düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden istisna tutulmuştur.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019