Tüketim

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

2015 yılının ikinci 3 ayında ekonomi cari fiyatlarla yüzde 12.6 oranında, sabit fiyatlarla yüzde 3.8 oranında büyüdü.

Bu büyümenin arkasında tüketim var:

-Halkın tüketimi sabit fiyatlarla yüzde 5.6 oranında arttı. Halkın tüketiminin artışı yüzde 3.8 oranındaki büyümeye yüzde 3.51 puan katkı yaptı. Başka anlatımla büyümenin 3.51’i halkın tüketiminden geliyor.

Acaba halkımız tüketimini cari fiyatlarla yüzde 12 oranında, sabit fiyatlarla (enflasyondan arındırılmış olarak) yüzde 5.6 oranında artırmak için parayı nereden buldu?

Halkımız tüketim yapmak için parayı nereden bulur?

-Geliri artmıştır.

-Borçlanır.

-Birikimlerini yer.

Geçen yılın haziranından bu yılın haziranına tüketici kredileri 260 milyar TL'den 300 milyar TL'ye yükseldi. Bireysel kredi kartı borçları aynı. Piyasadaki taksitli satışlar hakkında bilgi yok. Ama tüketimdeki artışın borçlanma ile gerçekleştiğini söylemek zor.

Halkın tüketimi bir yıl önceye göre cari fiyatla (enflasyondan arındırılmamış fiyatla) yüzde 12 arttı. Acaba halkın kullanılabilir geliri de aynı dönemde yüzde 12 arttı mı?

Halkın  kullanılabilir  gelirinin yüzde 71.2’si maaş, ücret, emekli aylığı ve sosyal desteklerden oluşuyor.

Bir yılda bu tür gelirlerde ortalama yüzde 12 net artış olmadı. 

Tüketime dayalı büyümeden söz ediyoruz. Tüketim için paraya ihtiyaç var. Halkın büyük bölümünün gelirinde reel (enflasyondan arındırılmış) artış yok. Banka sisteminde tüketici kredilerindeki artış sınırlı.
O halde parayı kim harcıyor? Hem de döviz fiyatlarının artmakta olduğu bir dönemde?

Bu soruyu cevaplamak için ülkenin gelir dağılımına bakmak gerekir. Gelir dağılımı, paranın kimde olduğunu, parayı kimin harcayabildiğini gösterir.

Türkiye’nin nüfusu yuvarlak hesap 75 milyon diyelim. Nüfusu en fakirinden en zenginine üst üste sıralayalım. En fakirlerden oluşan yüzde 10’luk nüfus dilimindeki 7.5 milyon insan, toplam gelirin yüzde 2.5’unu alırken, en tepedeki 7.5 milyon gelirin yüzde 29.7’sine sahip.

Nüfusu yüzde 20’lik dilimlere ayıralım. En alttaki yüzde 20’lik gruptaki 15 milyon toplam gelirin yüzde 6.1’ine sahipken, en varlıklı 15 milyon kişi toplam gelirin yüzde 46.6’sına sahip.

Milli gelirin yarısına yakınını paylaşan üst gelir grubundaki 15 milyon kişi, krizden, döviz fiyatındaki artıştan, işsizlikten etkilenmeden tüketimini sürdürme imkanına sahip.

Gıda dışı tüketim harcamalarında bu üst gelir gruplarının payı büyük. 

İşte bu nedenle üst gelir gruplarının şu veya bu nedenle tüketim harcamalarını artırmaları, ülke genelinde tüketim harcamasında artışa yol açıyor.

Gelir dağılımındaki çarpıklığa dikkat etmeyenler, halkımızın tümünün tüketiminde artış olduğu yanılgısına düşebiliyor.

tevfik-rablo.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018