Türkçenin coşkun kalemi: Fazıl Hüsnü Dağlarca

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, şairin 100. yaş kutlamaları kapsamında bir arşiv sergisi hazırladı. Kadıköy Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi, 14 Kasım’a kadar Caddebostan Kültür Merkezi’nde görülebiliyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - 1914 edebiyatımızın için öyle bereketli bir yıl olmuş ki: Orhan Veli, Oktay Rifat, Orhan Kemal ve Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı karşılamış yeryüzü. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, halen kitaplarını okurlara sunmakta olduğu Orhan Veli ve Oktay Rifat’tan sonra, bu kez de Fazıl Hüsnü Dağlarca doğumunun 100. yılında büyük bir sergiyle anılıyor. “Türkçem Benim Ses Bayrağım: Dağlarca 100 Yaşında” sergisi, 14 Kasım’a kadar Caddebostan Kültür Merkezi’nde görülebiliyor. 

Fotoğrafları ve özel eşyaları 

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ve Kadıköy Belediyesi işbirliğiyle hazırlanan “Türkçem Benim Ses Bayrağım” sergisi, şiirimizin çığır açan ustalarından Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın doğumunun 100. yılına saygı niteliğinde bir etkinlik. Sergi, Kadıköy Belediyesi ve özel koleksiyonlardan alınan Dağlarca’nın fotoğrafl arı, kitapları, mektupları, gazete ve dergi kupürleri, şiirleri ve özel eşyalarını sevenleriyle buluşturuyor. 

2008’de 94 yaşında aramızdan ayrılan Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın yaşamından kesitler veren sergide şaiirin uzun yaşamı kronolojik bölümler halinde ve bütün yönleriyle ortaya konuyor. 

1991-92 yıllarında yaptığı söyleşilerde “Bıraksınlar beni iki yüzyıl, doğanın, insanın, hayvanın, bitkilerin bütün gizlerini çözemezsem beni ve bütün dizelerimi milyonlarca kez yaksınlar. Ya da en uzak yıldıza taksınlar ipimi, beni sallandırsınlar” diyen Dağlarca, binlerce dizesini arkasında bırakarak, ‘içindeki şiir hayvanı’yla birlikte 94 yaşında aramızdan ayrıldı. Dağlarca şimdi 100 yaşında ama onun söyleyişiyle “Asıl yaşı şiir okuduğu, yazdığı, düzelttiği sürelerin toplamı.

Çocuğu en çok yazan şairimiz 

İstanbul’da 26 Ağustos 1914’te doğan Fazıl Hüsnü Dağlarca, ilk ve orta öğrenimini Anadolu’nun çeşitli yerlerinde tamamladı. Kuleli Askeri Lisesi'ni (1933) ve Harp Okulu’nu (1935) bitiren Dağlarca, orduda hizmeti 15 yılı doldurunca askerlikten ayrıldı (1950). Çeşitli memuriyetlerde bulunduktan sonra 1959’da emekliye ayrılan sanatçı, İstanbul’da Kitap Kitabevi’ni kurdu. 1960-64 arasında 43 sayı süren “Türkçe” adında bir dergi çıkaran Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın yayınevi, 1970’te kapandı. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın edebiyata olan ilgisi çok genç yaşlarda başladı. Şair henüz 13 yaşındayken Yeni Adana gazetesinin öğrenciler arasında açtığı öykü yarışmasında birinci oldu. İlk şiiri 1933’te İstanbul dergisinde çıkan Dağlarca’nın edebiyat dünyasında adını duyurması 1934’te, Harp Okulu öğrencisiyken Varlık’ta yayımladığı şiirlerle oldu. Şiirlerini Yücel, İnkılâpçı Gençlik, Türk Dili, Yeditepe, Çağrı, Ataç, Yön gibi dergilerde yayımlayan sanatçı, 1960’lardan sonra güncel yurt ve dünya sorunları karşısındaki tepkilerini yansıtan şiirler yazdı. Cumhuriyet’i izleyen yıllarda destan şiirini yaratan Dağlarca, şiirlerinde çocuğu en çok barındıran Türk ozanı. Yirmiden fazla çocuk kitabı olan şair, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en verimli kalemlerinden biri. Dağlarca’nın bir özelliği de bütün edebi yaşamını sadece şiire adamış olması.

siir.jpg