Üretim dostu olduğumuz alanlar da var!

‘Tüketim dostu’ politikalar nedeniyle ‘üretimden uzaklaştık’ diyoruz…

Haksızlık ediyoruz…
Aslında üretebiliyoruz…
Mesela, dünyanın en iyi, en kaliteli ‘risklerini’ üretme kabiliyetine sahibiz!
Zaman çokluğundan sıkıldıkça ‘sorun’ üretip, icat ettiğimiz sorunun çözümüne zaman harcamak da ayrı bir kabiliyetimiz! 

İyi mi gidiyoruz?
Anında ‘risk’ üretip, gidişi terse çevirebiliyoruz!
Boş mu duruyoruz?
Anında ‘sorun üretip’, kendimize iş yaratabiliyoruz!

Zaman bolluğu ve haksız kazancın rahatlığı “Bana bir şey olmasın, gerisi tufan”  düşüncesini besliyor olsa gerek…

Pazarlamada da gerideyiz diyoruz…
Haksızlık ediyoruz!
Krizi, riski, sorunu ürettik, pazarlamasını da iyi yapıyoruz…
Slogan fabrikası gibi çalışıyoruz…
Son iki aydaki gazete manşetleri ve demeçlerden de anlaşılacağı üzere, ‘slogan’ üretimi konusunda rekora koşuyoruz.

Türk ekonomisinin yakın geleceği ile ilgili sorular artınca, yazma gereği duydum…
İhracat için üretmek, üretmek için para lazım…
Kamu yatırımlarını tamamlayabilmek için para lazım…
Memur maaşları ödenmesi için para lazım…
İşçi maaşların ödenmesi için para lazım…
Kısacası ekonominin çarklarının işlemesi nakde bağlı…

Örneğin:
400 milyar dolarlık kamu yatırımı devam ediyor…
Müteahhitler çalışıyor…
Para alamasa da, borç harç yatırımı sürdürüyor…
Batma pahasına, kamunun sözünü dinliyor…
Derdimizdi bir dönem, yatırım süresinin uzunluğu…
30 yılda tamamlayamadığımız yatırımlar olmuştu…
O sorun çözüldü…
13 yıl önce ‘yatırım süresi’ ortalaması 15 yıldan 10 yıla düştüğünde bayram etmiştik…
Şimdi 3.7 yıl…
Ancak müteahhitler sıkıntılı…
Bizi yurtdışında da başarıyla temsil eden müteahhitlerimizin önemli bölümü ödenek alamadıkları için zorda…

Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı yaşanıyor…
Hazine ve Maliye’de yaşanan/yaşanacak sıkıntıyı bürokratlar dahi dillendiriyor…
Dolar basamayacağımıza göre…
Ve üretim geleneğimizi bugünden yarına değiştiremeyeceğimize göre…
Tek yol kalıyor…
“Bu alışkanlıklarımız ve bu yapımızla nasıl olacak?” bilmiyorum ama ‘risksiz’ ve ‘sorunsuz’ bir ülke olmamız gerekiyor…