Üretime “evet” popülizme “hayır”

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Ertuğrul Kürkçü’nün “Yunanistan’ın 1.7 milyar euroluk borç taksidini Türkiye olarak biz ödeyelim” önerisini işadamları ve siyasetçiler değerlendiriyorlar. Bu değerlendirmelerde bizim çıkarmamız gereken “dersleride” belirtiyorlar. Bugün gazetemizde değerlendirmeleri yer alan iki siyasetçiden biri Devlet Bakanı eski planlamacı Cevdet Yılmaz, diğeri Gaziantep Sanayi Odası eski başkanı Nejat Koçer.

Arkadaşımız Canan Sakarya’nın haberlerinde ikisinin de Yunanistan’ın bu duruma düşmesine popülist politikaların ve üretim kültürü eksikliğinin neden olduğunu belirtiyorlar. Yunanistan’ın durumundan çıkarmamız gereken dersin, popülist politikalardan uzak durmak, genç nüfusumuzdan yararlanmak ve üretimden uzak durmamak olduğunu belirtiyorlar.

Söylediklerini sloganlaştırırsam “Yunanistan’dan çıkaracağımız ders ‘üretime evet’, ‘popülizme hayır’ olmalıdır.”

Cevdet Yılmaz konuyu değerlendirirken, “ Yunanistan olayına bakınca, hoşa gitmese de bir takım gerekli politikaları uygulayan, zamanında tedbir alan, popülizm yapmayan Hükümetlerin önemini anlıyoruz. Yunanistan erken emeklilik başta olmak üzere popülist birçok uygulama yapıldı. Bunun bedelini bütün toplum ödüyor” diyerek popülizm konusunu ele alıyor.

Cevdet Yılmaz, Yunanistan’ın tutumuna bağlı olarak üretimin önemine değinirken de, “ Tabii bir taraftan da şunu görmemiz lazım. Üretimin önemini tekrar görüyoruz. Sadece hizmet, turizm ve ticaret sektörüyle ayakta kalınamıyor. Tarımınız, sanayiniz olacak. Üretim kültürünüz olacak. Bu sadece Yunanistan için değil, her ülke için nerede olursa olsun geçerli.”

Yılmaz’ın bu değerlendirmesi bizim son yıllarda yüzde 3’lere gerileyen, inşaat sektörü ve iç tüketim ağırlıklı büyümemizin yanlışını da hatırlatıyor. Yeni dönemde bizim de üretim ve ihracat ağırlıklı bir modeli uygulamamızın gerekliliğini de hatırlatıyor...

Nejat Koçer, Yunanistan’ın durumundan almamız gereken dersle ilgili olarak şunları söylüyor:  
“Yunanistan’ın üretimi bir tarafa koyan, kısmen tarım, büyük oranda turizmin öne çıkardığını görüyoruz. Nüfusu yaşlı olan bir ülke. Bugün üretmemenin, erken emekliliğin, popülist yaklaşımlarının kurbanı oldu. Yüksek kamu maaşları, çalışmayan üretmeyen bir nüfus, 383 milyar euroluk bir borcun altında.”

Koçer, bizim açımızdan durumu değerlendirirken de, “Yunanistan’ı iyi inceleyip siyaseten ve ekonomik olarak ders çıkarmalıyız. Bir kere genç nüfusumuzun ne kadar önemli olduğunu bir kere daha görüyoruz. Üretimin ne kadar önemli olduğunu da anlıyoruz. Siyasi istikrarın önemini bir kere daha görüyoruz. Ve en önemli görmemiz gereken konu ise şu. Çipras yönetime popülizmle geldi. Şu ana kadar da bir şey yapmadı. Önemli olan popülizmle iktidara gelmek değil, önemli olan seçimlerden sonra ülkeye sözünüzü yerine getirebilmeniz. İstikrar için neler yapabildiğiniz.”

İşte bu iki siyasetçinin söylemi üretime “evet” popülizme “hayır” denmesi gerektiğini, Yunanistan olayından almamız gereken dersin bu olduğunu ortaya koyuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar