Vergi borçlarının tecili ve taksitlendirilmesi

Recep BIYIK
Recep BIYIK VERGİ PORTALI recep.biyik@tr.pwc.com

Borcun vadesinde ödenmesi, haciz uygulanması veya haczolunmuş malların paraya çevrilmesi borçluyu çok zor duruma düşürecekse, bazı kamu alacakları tecil edilerek taksitlendirilebiliyor.

Bir süre önce Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yayımlanan bir iç genelgeyle, tecil edilebilecek vergilerin kapsamına katma değer vergisi de dahil edilerek kapsamda önemli bir genişleme yapıldı. Ben de vergi borçlarının teciliyle sınırlı olarak, konuyu okuyuculara tekrar bir hatırlatayım istedim.

Yasal düzenleme

Tecil düzenlemesi Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (6183 sayılı Kanun) 48. maddesinde düzenlenmiş. Konuyla ilgili açıklamalar da Seri: A Sıra No:1 Tahsilât Genel Tebliği’nin Birinci Kısım Dördüncü Bölümü’nün "I.Tecil" alt başlıklı bölümünde yer alıyor.

Yasal düzenlemeye göre, devlete ait amme alacaklarında tecil yetkisi ilgili bakana ait. Ancak bu yetki devredilebiliyor. Yetki yayımlanan iç genelgelerle kullanılıyor. Halen yürürlükte olan iç genelge 10.03.2014 tarih ve 2014/1 sayılı Tahsilât İç Genelgesi. Bu genelgeyle, yerel idarelerin tecil yetki sınırları ile bu yetkinin kullanılmasında uyulacak usul ve esaslar yeniden belirlenmiş durumda.

Tecil edilebilecek vergiler

İç genelgede, tecil edilemeyeceği belirtilenler dışındaki bütün vergi ve harçların tecil edilebileceği belirtilmiş. Tecil edilemeyen, yaygın olarak karşılaşılan vergi ve harçlar şunlar: geçici vergi, özel tüketim vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, özel iletişim vergisi, harçlar (ikmalen tarhiyata dayanan tapu harçları hariç).

Yukarıda da belirttiğim gibi, katma değer vergisi tecil edilemeyecek vergiler arasında iken, 20 Haziran 2016 tarihinde yayımlanan 2016/2 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’yle kapsama alındı. Dolayısıyla katma değer vergisi borçları için de tecil ve taksitlendirme istenebilir.

Tecil talep edebilecek olanlar

Kamu alacağının tecili, ödemenin veya zorla tahsille ilgili uygulamaların borçluyu çok zor duruma düşürecek olduğu hallerde yapılabiliyor. Talepte bulunan mükellefin "çok zor durumda" olup olmadığı da, likidite oranlarına göre belirleniyor. Yürürlükte olan Genelgeye göre, bilanço esasına göre defter tutanların likidite oranları; “(Dönen varlıklar – Stoklar) / Kısa vadeli yabancı kaynaklar” formülü kullanılarak tespit ediliyor.

Genelgeye göre, borcun tecil edilip edilmeyeceği, tecil edilecekse tecil süresi şu şekilde belirleniyor:

- Likidite oranının 1'den büyük olması durumunda borç tecil edilmiyor. 

- Likidite oranının 1 veya 1'den küçük ve 0,50'den büyük olması durumunda 18 aya kadar tecil yapılabiliyor.

- Likidite oranının 0,50 veya 0,50'den küçük olması durumunda ise borçlar 36 aya kadar tecil edilebiliyor.

Yerel idareye tanınan 18 ve 36 aylık süreler azami süreler. Tecil süresinin tespitinde, borçlunun öteden beri borç ödemede iyi niyetli olup olmadığı, borç tutarının az veya çok oluşu, daha önce tecil edilen borçlarını tecil şartlarına uygun ödeyip ödemediği ve ödeme gücü göz önünde bulunduruluyor. Ayrıca vergi dairesi başkanlıkları ve defterdarlıklar sınır dahilinde, kendilerine bağlı her bir vergi dairesi için farklı tecil yetkisi belirleyebiliyor.

2016/2 sayılı Genelgede, katma değer vergisi alacakları için farklı bir süre belirlenmiş. Bu vergiden kaynaklanan borçlar ancak altı ayı geçmeyecek şekilde azami altı taksit olarak yeniden yapılandırılabiliyor.

Tecil ve taksitlendirme yetki sınırları

Yerel idareye tanınan tecil ve taksitlendirme yetki sınırları iç genelgede belirlenmiş durumda. Genelgeye göre örneğin;

- Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın yetki sınırı 3 milyon TL,

- Ankara, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi başkanlıklarının yetki sınırı 2 milyon 250 bin TL,

- Adana, Antalya, Bursa, Kocaeli, Mersin ve Konya Vergi Dairesi başkanlıklarının yetki sınırı 1 milyon 500 bin TL,

- Diğer vergi dairesi başkanlıklarının yetki sınırı 1 milyon 250 bin TL,

- Defterdarlıkların yetki sınırı 600 bin TL.

Vergi dairelerinin yetki sınırı ise 50 bin TL ile 300 bin TL arasında değişiyor. Yerel idarelerin yetki sınırını aşan tecil ve taksitlendirme taleplerini, Gelir İdaresi Başkanlığı değerlendiriliyor.

Motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye ait zam ve faizlerde, borcun tutarına bakılmaksızın vergi daireleri tarafından tecil yapılabiliyor.

Teminat gösterilmesi

Tecil ve taksitlendirme ancak tecil edilen borç için teminat gösterilmesi halinde mümkün. Borç tutarının 50 bin lirayı aşmaması durumunda teminat aranmıyor. Bu tutarın üzerindeki borçlarda ise bu tutarı aşan kısmın yarısı kadar teminat gösterilmesi gerekiyor.

Başvuru 

Tecil ve taksitlendirilme talep başvurusunun, Seri: A Sıra No:1 Tahsilât Genel Tebliği’nin ekinde yer alan "Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu" ile yapılması gerekiyor. 

Söz konusu formu, Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinden temin etmek mümkün.

Borcu yoktur yazısı alınması

Vergi borcu ertelenenler, tecil ve taksitlendirilen borcun %10'unun ödemeleri ve başkaca borçları olmaması şartıyla, vadesi geçmiş borç bulunmadığına dair yazı alabilirler.

Vergisi ertelenen aracın fenni muayenesi

Motorlu taşıtlar vergisinin, bu vergiye ait gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezasının tecil edilmesi ve taksitlendirilmesi, tecil şartlarına uygun ödeme yapıldığı sürece, aracın fenni muayenesinin yapılmasına engel değil.

Tecilin maliyeti

Tecil edilen vergi borçlarına yıllık % 12 tecil faizi hesaplanıyor. Ödenen tecil faizi de gider kaydedilemiyor. Dolayısıyla, kazanç elde eden ve vergi ödeyen mükellefler için, gerçekte tecilin maliyetinin daha fazla olduğunu söylemek mümkün.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar