Web bitti, yeni bir şey bulmak lâzım!

Murat YILDIZ
Murat YILDIZ TEKNO STRATEJİ myildiz@dunya.com

Bilgisayar üzerinde internet tarayıcısı ile erişilen web siteleri artık eskisi kadar para kazanmıyor. Amerika’da yatırımcılar alternatif yollar denemek, yayıncılığı sürdürülebilir kılmak için farklı yollar aramaya başladılar. 

90’lı yıllarda yayıncılar açısından internet yepyeni bir fırsat demekti. Özellikle basılı yayıncılık açısından internet ve daha doğrusu WWW protokolü, kağıt ve baskı maliyetlerinden kurtularak okura ulaşabilmenin alternatif bir yolu olarak görüldü. Yayıncılar bu alanda var olabilmek ve hızla gelişen reklam pastasından pay alabilmek için web sitelerini yayına almaya başladılar. Ancak 90’lı yıllarda halen bu yeni dijital ortam asli basılı mecranın bir yan ürünü olarak görülüyordu. 

2000’lere geldiğimizde durum biraz değişti. Tüketici açısından habere daha hızlı ulaşmak, yorum yapabilmek ve hatta kimi zaman haberin öznesi olup etkileşim sağlayabilmek önemli hale gelmeye başladı.

Türkiye özeline baktığımızda, promosyon furyasının bitmesi ile birlikte gazete ve dergi okurunda ciddi bir değişim gözlenmeye başlandı. Gelişmelerden haberdar olmak isteyen her kitlenin satın aldığı gazetelerin sunduğu haberciliği artık 10 yıldır televizyonlar dolduruyordu. Hızla düşen tirajlar ile birlikte gazete okurları ağırlıklı olarak beyaz yakalılardan oluşmaya başladı.

Ancak internet burada en büyük tehdit olmaya başlamıştı. Çünkü beyaz yakalılar 2000’li yıllardan itibaren her sabah iş yerlerinde internete bağlı bir bilgisayarın başına oturmaya başladılar. Haliyle basılı yayınlara vakit ayırmak, bir gün öncenin haberini okumak bu kitle için tatmin edici değildi. 

2000’li yıllardan sonra Web yayıncılığı hızla gelişmeye başladı. Hem Türkiye’de hem de dünyada farklı gelir modelleri üzerinde çalışıldı. Reklam, doğrudan satış, advertorial dediğimiz reklamlı içerik satışı ve hatta içeriğin doğrudan satışı gibi farklı modeller denendi ve halen denenmeye devam ediliyor.

Şimdi ise yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Sosyal medya ve özellikle mobil cihazlar, 2000’li yıllarda tanımaya başladığımız Web ortamını öldürmeye başladı. Tüm sektörler açısından durum aynı olmasa bile, yayıncılığın bu anlamda ciddi bir geleceği kalmadı. Bilgisayar üzerinde internet tarayıcısı ile erişilen web siteleri artık eskisi kadar para kazanmıyor. Amerika’da yatırımcılar alternatif yollar denemek, yayıncılığı sürdürülebilir kılmak için farklı yollar aramaya başladılar. Şu ana kadar somut bir çözüm önerisi yok. 

Burada en büyük sıkıntı, yayıncıların kendi platformlarını oluşturmada yetersiz kalmaları. Eğer video izleyecekseniz, YouTube kullanıyor, sosyal haberciliğe önem veriyorsanız Facebook veya Twitter uygulamalarını açıyorsunuz.

Bir ünlünün an be an neler yaptığını takip etmek için magazin dergisi almak ya da magazin sitelerini takip etmek gereksiz. Ünlülerin Instagram hesaplarını takip etmeniz yeterli. Zaten haberi yapan muhabirler de artık aynısını yapıyor. 

Millenials dediğimiz 2000’den sonra doğanlar için klasik web, tarayıcı, 10 inç ve üzeri ekran modası geçmiş teknolojiler. Birkaç sene sonra satın alma yetenekleri arttığında, maaş almaya başladıklarında web siteleri üzerinden yapılan tüm pazarlama aktivitelerinin de yavaş yavaş bitmeye başladığını görebilirsiniz. Mobil cihazlar ve sosyal ağlar, yani bu kitleye erişmek için doğru platformu kurmuş herkes geleceğin en büyük yayıncıları olacak.

Bu bazı ülkelerde yazılım ve hizmet şirketleri, bazı ülkelerde mobil operatörler ve kimi yerlerde yayıncılar olabilir. Ancak küresel dalganın etkisinde olduğumuz sürece dünyanın en büyük yayıncısı Facebook olacak gibi görünüyor.

Yeni yayıncının kuralları, ülkelerin uygulayacağı regülasyon ve yasaklar ve daha da önemlisi bu gelirden pay alma çabası önümüzdeki 10 yılda en çok konuştuğumuz konu olacak. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yerli ve milli teknoloji 25 Mayıs 2019