Yabancı yatırımcı oluk oluk döviz akıtıyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Yabancı yatırımcının hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedine yaptığı yatırım bu yılın 22 Nisan gününe kadar olan dönemde 4 milyar doları aştı. 

Yabancılar, yaklaşık dört ayı kapsayan sürede 1 milyar 672 milyon doları hisse senedi, 2 milyar 382 milyon doları da devlet iç borçlanma senedi için olmak üzere tam 4 milyar 54 milyon dolar getirdi. Oysa yıla hiç de iyi bir başlangıç yapılamamıştı. Ocak ayında 353 milyon dolarlık bir çıkış olmuştu. Sonrasında giriş başladı. Yabancı yatırımcılar şubatta 1 milyar 350 milyon, martta 1 milyar 670 milyon, nisan ayının ilk 22 gününde de 1 milyar 387 milyon dolarlık alım gerçekleştirdiler. 

Para geldikçe kur düştü 

Yabancıların para getirmesi, döviz arzının artması demekti ve bu da kurları aşağı çekti. Döviz çıkışı yaşanan ocak ayında 3.01 düzeyinde oluşan ortalama dolar kuru, girişle birlikte gerilemeye başladı ve şubat ayı 2.94, mart ayı 2.89, nisanın ilk 22 günü de 2.84'lük ortalamayla geçildi. 

Yılbaşından 22 Nisan'a kadar olan dönem için doların ortalama düzeyi de 2.92 oldu. 

Yabancı yatırımcının Türk menkul kıymetlerine olan ilgisi sürdükçe döviz kurunun daha da gerilemesi gayet olağan bir gelişme olacak. 

Merkez Bankası'nın agresif bir faiz indirimine gidip ortalığı birbirine katma riski tümüyle gündemden çıktığı için yabancının Türkiye'ye dönük kaygıları da büyük ölçüde dağılmış durumda. Bundan dolayı önümüzdeki dönemde hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedine olan ilginin devam etmesi, bağlı olarak döviz kurunun daha da aşağılarda oluşması beklenmeli. 

Bugünlerde 2.81-2.82 dolayında seyreden dolar, bir de bakmışız 2.80'in altını görüvermiş. Olmaz diyemeyiz... 

Yabancı niye geliyor? 

Yabancı yatırımcı bizim kara kaşımız kara gözümüz için gelmiyor elbette. Niye geldikleri sorusunun yanıtı çok basit. İyi faiz veriyoruz, iyi para kazandırıyoruz da ondan. 

Kaldı ki yabancı yatırımcı yalnızca Türkiye'ye de geliyor değil ki. Türkiye gibi faizin yüksek olduğu tüm ülkelere bir yönelme var. 

Avrupa'da faizin sıfır dolayında seyrettiği, hatta kimi ülkelerde negatife düştüğü dikkate alınırsa, para kazanmak ve kendisine para yatıranlara kazanç sağlamak durumunda olan fonlar, birikimlerinin bir kısmını kur riski başta olmak üzere başka riskleri de göze alarak yüksek faiz uygulayan ülkelere kaydırmak durumunda kalabiliyorlar. 

Dünyada para bol, Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faiz deyim yerindeyse yerlerde sürünüyor, FED faiz artışını erteledikçe erteliyor ve para da kazanç elde edeceği ülkelere yöneliyor, hepsi bu aslında. 

Kur riski sorunu 

Türkiye'de yatırım yapan bir yabancının taşıyacağı en büyük risk, hiç kuşku yok ki kur riski. 3 liradan bozdurulan doların yüzde 10 faizli bir kağıda bağlanması halinde doların bir yıl sonra 3.30 olması sıfır kar demek. (Para getirilen ülkedeki faizi dikkate alırsak, bu aslında zarar edilmesi demek.) Dolar 3.20'de kalmışsa kar var, 3.35'lik bir kurda ise zarar söz konusu. Ama hele hele dolar 2.90'a, 2.80'e inmişse, kar iyice katlanacak demektir. 

Peki yabancılar ne yapıyorlar; kur riskini üstlenmeyi mi tercih ediyorlar, yoksa kendilerini garantiye alacak adımlar mı atıyorlar? 

Türkiye'ye gelen yabancılar kendilerini kur artışının yaratacağı riskten bankalarla yapacakları kur sözleşmesiyle koruyabilirler elbette. Ama böyle bir durumda elde edilecek karın neredeyse tümünün riskin devredilmesi karşılığında sözleşme yapılan bankaya ödenecek komisyona gitmesi söz konusu olabilir. Bu yüzden de söz konusu sözleşmelere pek fazla itibar edildiği sanılmıyor. 

Yani yabancı yatırımcı kur riskini üstlenerek geliyor. Görüntü böyle. Kaldı ki, kurda da bir yukarı gidiş olmadığı gibi, aksine düşüş söz konusu. 

Şu da bir gerçek; Türkiye'de yaşanan terör yabancıyı hemen hemen hiç etkilemiyor. Onlar daha çok Türkiye'nin siyasi istikrarına, siyasette taşların yerinden oynayıp oynamayacağına bakıyorlar. O cephede de bir sorun görünmediğine göre...

cats6646.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar