Yeni yıl listesi

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE argunkaracabey@arel.edu.tr

Yeni yıla yaklaşırken çoğumuz hayatımıza ilişkin listeler yapar, kararlar alırız. Bazıları iş hayatımıza, bazıları ilişkilerimize, bazıları kendimize dair olan bu kararların hepsini hayata geçirmek çoğu zaman olanaklı olmaz. Laf olsun diye kararlar aldığımızdan, irademiz yeterince güçlü olmadığından ve en çok karar alırken sahip olduğumuz amacı unutup, aldığımız karar amaç haline geldiğinden bunları hayata geçiremeyiz.

Karar alma konusunda verdiğim derslerde, model geliştirme sürecini anlatırken çok önemle vurguladığım ve aslında sadece model geliştirmeye değil hayatımıza ilişkin de çok önemli bir prensip olduğuna inandığım temel kural, geliştirilen ilk modelin mümkün olduğunca basit olması gerekliliğidir. Bu basit modelin parçaları, ayrı ayrı alt bileşenlerine ayrıştırılarak daha gelişmiş, gerçek hayatı temsil yeteneği daha yüksek modeller elde edebiliriz. Bu çok basit model bize her ne kadar karar alma konusunda her zaman yardımcı olamasa da, amacımızı iyice ortaya koymak açısından önemlidir. Çoğu zaman unuttuğumuz, günlük hayatın koşuşturması içinde kaybolmasına izin verdiğimiz amacı doğru bir şekilde ortaya koyabilmek açısından bu basit modellerin çok büyük faydası vardır. 

Çoğumuz günlük iş hayatımızda büyük karmaşık kararlar almaya çalışırken, basitlikten kaçınmaya çalışırız. Basitlik, aldığımız kararın önemini azaltacakmış gibi gelir, halbuki belki de en zoru bu basitliği sağlayabilmektir. 

İnsanların, çevresindeki değişkenler arasındaki ilişkileri en basit şekliyle tanımlayabildiği, ortaya koyabildiği dönem kuşkusuz çocukluklarıdır. Zaman geçtikçe, yaş ilerledikçe hayatı bu basit şekliyle görebilme yeteneğimizde ne yazık ki kaybolmaktadır. Belki de, bu yeteneği bizler bilerek öldürürüz. Dünyanın en verimli ressamı olduğu bilinen Pablo Picasso’nun “Her çocuk bir sanatçıdır, sorun büyüdüğümüzde nasıl sanatçı kalabileceğimizdir” sözü, biraz kenardan olsa bile, benim bu görüşümü destekler sanırım.

Çocuklar gibi hayata bakabilmek, onlar gibi düşünebilmek aldığımız kararların temel ilişkiler üzerine oturmasını, amaca bağlı kalmasını sağlayacaktır.

Tam da bu noktada geçenlerde okuduğum ve çok beğendiğim kısa bir yazıdan bahsetmeden duramayacağım. Ryan Clements isimli yazar ve girişimcinin Linkedn’de çıkan “Oğlumla Legolarla Oynamak Bir Girişimci Olarak Bana Nasıl Yardımcı Oldu” başlıklı yazısından bahsediyorum. Oğluyla zaman zaman legolarla oynayan, daha doğrusu lego delisi bir oğlu olan bir baba olarak ne demek istediğini çok iyi anladığım için de olabilir belki, ben çok beğendim yazıyı. 

Yazarın ilk saptaması, “kutu elimizde olduğu sürece talimatlar kaybolsa bile sorun yok” şeklinde. Çocuklar için talimatlar olmasa da ellerinde ulaşmak istedikleri nihai sonucu gösteren bir resim olması, amaçlarına ulaşmak için çalışmalarına yetiyor.

Biz legoyu elimize aldığımızda talimatları adım adım izleyerek oyuncağı tamamlamaya çalışırız ve bir süre sonra amacımız oynayacağımız bir oyuncak elde etmekten çıkıp, talimatları eksiksiz yerine getirmek haline gelir.

Hayatta da böyle olmuyor mu? Neyi, niye yaptığımızı unutup, sadece yapmak bazen amaç haline gelmiyor mu? İşin kötüsü, böyle bir durumda başarılı olunca bile neyi başardığımızın bile farkında olmuyoruz aslında.

Bu nedenle, arada bir koşuşturmanın içinde bir kenara çekilip, uzun bir soluklanıp, kendimize mümkün olduğunca yukarıdan bakıp, neyi niye yaptığımızı tekrar düşünmek fayda sağlayacaktır. 

Bir boş zamanınızda Ryan Clements’in yazısını okumanızı da tavsiye ederim. Ama eğer bugüne kadar hiç oynamadıysanız çocuğunuzla veya bir başka çocukla önce legolarla oynayıp, ondan sonra yazıyı okuyun. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Paylaşım ekonomisi 29 Nisan 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018