Yıldızlar ve mahdumları

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Futbol dünyasında iz bırakmış bir babanın oğlu olarak, aynı kariyer planlaması üzerinden yürümek gerçekçi bir hedef midir? Yeteneklerin kalıtsal biçimde devamını ummak yanında çok çalışmayı da gerektiren bu uzun yolculuk, genç futbolcuların üzerinde erken bir baskı oluşturur mu? Ve her şeyden önce adını dünyaya ezberleten bir futbol yıldızının oğlu olmak, beklentiler ve potansiyel arasında sıkışıp kalmaya sebebiyet verir mi? 

Sanıyorum yukarıdaki soruların erken evre cevaplarını Joe Van der Sar, Enzo Fernandez, Isaac Drogba, Brooklyn Beckham, Justin Kluivert gibi genç isimlerden öğrenebiliriz. Sürecin devamını ise kulaklara küpe olması bakımından Jordi Cruyff bizlere anlatmalı. Aslına bakarsanız; Jordi Cruyff ’un 2 yıl Barcelona’nın, 4 sezon da Manchester United’ın sözleşmeli futbolcusu olması bile başlı başına bir kariyerdir ancak babası o kadar büyük bir yıldızdır ki, mahdumunun yaptıkları kimsenin dişine dokunmaz. Keza ünlü kaleci Peter Schmeichel’ın Leicester City kalesini koruyan oğlu Kasper Schmeichel da babasının gölgesinde kalan futbolculardan biri. Ne yazık ki, futbolda baba-oğul hikâyelerinin birçoğu Cesare – Paolo Maldini ikilisininki gibi mutlu sonla bitmiyor. Hatta üçüncü kuşak olan Christian Maldini’nin de Milan’da yavaştan oynamaya başladığını hesaba katarsak, Maldini’lerin Milan defansında bir nevi beylik kurduğunu bile iddia edebiliriz. 

Şüphesiz ki, yukarıda sözünü ettiğimiz baskının altında “başarılı olma zorunluluğu” yatıyor. Peter – Kasper Schmeichel örneğinden yola çıkarak, bir başka kaleci baba – kaleci oğul hikâyesine odaklandığınızda, benzer bir senaryoyu görüyorsunuz. Kariyerinde 950 maça çıkıp, 2011’de Manchester United’da futbolu bırakan Hollandalı dev kaleci Edwin Van der Sar, şu an Ajax altyapısında kaleci olan oğlu Joe için mükemmel bir rol model. Bununla birlikte, bu baba – oğul ilişkisinin Joe’yu 6 yaşından bu yana baskı altına aldığını da söylemek gerekiyor. Euro 2004 çeyrek finalinde Hollanda’nın İsveç’i penaltılarla 5-4 geçtiği maçtan sonra babasının kurtardığı penaltıyı kutlamak üzere sahaya dalan Joe, yaşına göre uzun olan boyuyla (ki babası da 1.99 boyunda) ve sempatik hareketleriyle hemen dikkati çekmişti. Akabinde Manchester United altyapısına alınmasında babasının ne kadar etkisi oldu bilinmez ancak vakti zamanında İngiltere’deki hocaları onun iyi bir kaleci olma konusunda ihtiraslı bir çocuk olduğunu dile getirdiler. 

Armut dibine düşecek mi? 
Babasının emekliliğini müteakip Hollanda’ya dönen Joe, önce 3. ligde “vv Noordwijk” takımına, 2013’te ise Ajax’a geçti. Babası Edwin, futbolu bıraktıktan sonra tüm dikkatini oğlunun gelişimine vermiş gibi görünüyor. İlerleyen dönemde kaleci antrenörlüğü yapmak isteyen Edwin Van der Sar için işe oğlundan başlamak akıllıca bir seçim olmuş diyebiliriz. Şu an altyapıda geçmişin bir başka ünlü futbolcusu Patrick Kluivert’ın oğlu Justin ile birlikte forma giyen Joe’nun; Marco van Basten, Dennis Bergkamp, Frank de Boer, Thomas Vermaelen gibi isimlerin yükseldiği bu sistemden en fazla 3 yıl içerisinde bir sıçrama yapmasına kesin gözüyle bakılıyor. Elbette altyapı kategorilerinden yükselirken babasının desteğini alan genç kaleci için asıl sınav da profesyonel takımlara imza attığında başlayacak. Yazımızdaki bir diğer kaleci baba – oğul olan Schmeichel’lara baktığımızda, 40 yaşında futbolu bırakan Peter Schmeichel’ın kariyerinde 129 kez milli formayı giydiğini görüyoruz. Şu an 27 yaşında olan oğlu Kasper ise sadece 4 kez Danimarka adına sahaya çıkabildi. Hollanda milli takımının mevcut kalecileri; Maarten Stekelenburg, Tim Krul, Michel Vorm ve Jasper Cillessen’in ortak yönleri ise 25 yaş ve üzerinde olmaları. Bunun anlamı Joe 25’ine geldiğinde, Hollanda milli takımının yepyeni bir jenerasyona ihtiyaç duyacak olması. Babasının desteğinde çalışmalarını sürdüren genç kaleci de hedefini bu yönde koymuş. Uzmanlar Joe’yu birçok konuda babasının stiline yakın görüyorlar. Örneğin; yan top hâkimiyeti, kolaylıkla uzayabilmesi, geriden defansı organize edebilmesi ve sakinliği ile bariz biçimde babasına benziyor. Ancak uluslararası bir yıldız olabilmek için bundan fazlasına ihtiyacı var. Bilhassa milli takım bazında ve Şampiyonlar Ligi seviyesinde isim yapabilmek için baskıyla başa çıkabilmesi ve babasının gölgesinden çıkması gerekecek. Armut dibine düşecek mi, buna o zaman karar vereceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016