Yılın son çeyreğinde volatilite yükseliyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Serdar PAZI / FİNANSİNVEST

 

Sadece Uzakdoğu’da değil dünyanın tamamında büyümenin önemli aktörü olan Çin %7.5 olan büyüme hedefinin altında kalacak gibi, Avrupa yeniden resesyonun eşiğinde, ABD’de ise son gelen veriler ekonomide toparlanmanın devamı yönünde kuvvetli sinyaller vermiyor. Geçtiğimiz hafta sonunda gerçekleşen IMF ve Dünya Bankası’nın toplantısında dile getirilen küresel ekonomiye yönelik endişelerle birlikte Fed yetkililerinden gelen dünyanın geri kalanında yaşanan gelişmelere kayıtsız kalınamayacağı yönündeki açıklamalarla, hafta genelinde volatilitede müthiş bir yükseliş yaşandığına şahit olduk. Piyasaların bir süreden beri hazırlandığı ABD’de faiz artırımı senaryolarının ötelenme ihtimali ile ABD 10 yıl tahvil faizlerinin son yılların en sert düşüşlerinden biri ile %2 sınırına yaklaşması, petrol fiyatlarının OPEC üye ülkelerin üretimi kısmaması ile son dört yılın dip seviyesine gelmesi ve döviz piyasalarında da son haftalarda sert değer kazanan doların yaşadığı kısa süreli sert kayıplar, bu kapsamda ön plana çıkan gelişmeler. Tüm bu gelişmelere karşın TL varlıkların eylül ayında yaşanan sert satışların ardından yılın son çeyreğine görece sağlam bir duruş sergileyerek başladığını söyleyebiliriz. Dünya genelinde düşüş kaydeden faizlere paralel olarak tahvil faizleri de getiri eğrisi genelinde %9 seviyesine yaklaşırken, dolar kuru 2.26-2.29 bandı içindeki sıkışma hareketini sürdürmekte. Kısa vadeli dip oluşumu çabası içinde olan BIST 100 endeksi için 72.500 seviyesi üzerinde kalındığı ölçüde diğer piyasalardan olumlu yönde ayrışma gayretinin yılın geri kalanında da geçerli olması beklenebilir. Petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün kalıcı olması halinde enerji faturasının azalması sayesinde Türkiye’nin kronik cari açık problemi hafifleyebilir. Jeopolitik risklerde özellikle bize yakın coğrafi bölgelerde yeni negatif gelişmeler olmadığı takdirde gelişen piyasalar arasında daha iyi bir konuma gelebiliriz.