Çek Yasası değişmeli

Talha APAK - YMM

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bir ödeme aracı olan çek, uygulamada bir kredi aracı olarak işlem görmekte. 6273 Sayılı Kanun’la 2012 yılında 5941 Sayılı Çek Kanunu’nda yapılan değişiklikle karşılıksız çeklerde (hürriyeti bağlayıcı ) ceza yerine para (idari) cezası getirildiği gibi çekin düzenleme (vade) tarihinden önce bankaya ibraz edilemeyeceği kuralı da getirildi. 

En son 2012 yılında yapılan diğer değişikliklere de göz atacak olursak; 

• Çekin, vadesinde karşılıksız çıkması halinde, bankalara çek yaprağı kadar maddi yükümlülük getirilmiştir. 

• Çek defterinin her bir yaprağına, çekin basıldığı tarih de yazılacaktır. Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erecektir. 

• Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defteri ile ilgili olarak, muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu, 30/06/2018 tarihinde sona erecektir. 

• 31/12/2017 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olacaktır. 

• Çekler, tacir olan ve tacir olmayan diye ayrı ayrı bastırılıp kişilere/ kurumlara verilecek. Tacir olanlar nama yazmak zorunda, tacir olmayanlar ise hamiline yazabilecektir. Hapis cezasına son verilmesi sonucu çek disiplini bozuldu, çeke güven azaldı ve karşılıksız çekler zirve yaptı. Çeke güveni yeniden tesis etmek için ilgili Bakanlıklar da yeni Çek kanunu için harekete geçti. 

Yakın zamanda, Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfenkci’nin basına yansıyan demecinin özeti; “Çek yasası ile ilgili düzenlemeyi bitirdik, önümüzdeki günlerde Meclis’e sevk edeceğiz. Çeke yeniden itibar kazandırarak, daha kolay ve güvenli ticaret yapılabilmenin de önünü açmış olacağız. Ben biliyorum ki artık üretken firmalar birçok parekendeciden çek kabul etmiyor. Niye, bu çeke olan güvensizliğinden. Biz bununla ticareti kolaylaştırmak istiyorsak, arttırmak istiyorsak bankaların dışında da kredi imkanlarını oluşturmamız lazım. Yani kredi derken, çek noktasında şu anda Türkiye’de bir ödeme aracı olarak değil bir kredi aracı olarak kullanılıyor ve sektörün birbirine açtığı kredi anlamına geliyor. Onun için bu alanda ciddi düzenlemeler yapılacak”... Son olarak, Ekonomi Bakanı Sayın Nihat Zeybekci’nin de basına yansıyan demecinin özeti; “Çekin dolandırıcılık ve hırsızlık aracı olarak kullanılmasının hapis cezası gerektiren bir suç olduğunu belirterek, meclis tatile girmeden önce herhalde bu çalışma bitirilir” dedi. Fiiliyatta çek vadeli bir ödeme aracı olarak kullanılıyor. Hapis cezası da çekin geçerliliğini, itibarını artıran bir şeydi. Ne zaman ki hapis cezası ortadan kalktı farklı bir noktaya gittik. Çekte hapis cezasının kaldırılması ve çekte yaratılan tereddütle piyasadaki likiditede büyük bir azalma oldu. Piyasadaki durgunluk sebeplerinden birisi de bu. Tabii ki ekonomik suça ekonomik ceza ama bunu hırsızlık aracı olarak kullanıyorsa bunun da bir yaptırımı olmalı.”... 

En son yapılan değişiklikler ile Çek Yasası’nda olumlu bazı düzenlemeler yapılmış ancak, bu düzenlemeler günün koşulları ve piyasa şartları için yeterli olamadığı gibi bazı olumsuzluklara da yol açarak, çeke olan güveni de azaltmıştır. Karşılıksız çek tutarı 2015 sonunda 27,3 milyar liraya ulaştı. Bu Türkiye ekonomisi için hiç de küçümsenecek rakam değil. Ekonomik suçlar için hürriyeti bağlayıcı cezalar hukuki olarak çok eleştirildiğinden dolayı hapis cezası kaldırılarak yerine idari para cezaları getirilmiş. Ancak, bu ceza yöntemi de gelinen noktada caydırıcı olamamış, alacaklılar mağdur olmuş, piyasalar çok ciddi sıkıntılar ile karşı karşıya gelmiş hatta piyasanın artık tahammülü kalmamış diyebiliriz. Geçmişteki mağduriyetlerin yaşanmaması ve ticari hayatın canlandırılması amacıyla yapılacak yeni düzenlemelerde, ilgili mercilerin görüşlerinin de alınmasında fayda vardır. Ayrıca, çekte vade kargaşasına da son verilerek, çek yasasında günün koşullarına uygun yapılacak düzenlemenin yerinde olacağı kanaatindeyiz.