Çin’deki son ekonomik gelişmeler üzerine bir değerlendirme

SİNAN ÇUKURÇAYIR - ARŞ. GÖR./ULUDAĞ ÜNİ. MALİYE ABD DOKTORA

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünya genelinde küreselleşme süreci ile birlikte gelişim gösteren finansal liberalleşme hareketleri, ülke ekonomileri üzerinde bir taraftan olumlu etkilere, diğer taraftan ise birtakım olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Küreselleşmenin temel unsurları arasında yer alan "liberalleşme politikaları" ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda, ülkelerin birbirleri ile entegre olmalarına olanak tanımıştır. Bu süreçte meydana gelen finansal entegrasyon hareketlerinden, en çok para ve maliye politikaları etkilenmiştir.

Küresel ekonomik sistemin vazgeçilmez bir parçası haline gelen finansal serbestleşmeler, günümüz dünya ekonomilerinde meydana gelen birçok sorunun da, başlıca kaynağı olmaktadır. Bu bakımdan ülkelerin uygulamış oldukları ulusal ekonomi politikaları, artık anlamını yitirmiştir. Küresel süreçte her alanda meydana gelen dışa açılma politikaları, son dönemlerde birçok ülke için risk unsuru haline gelmiştir.

Dünya piyasalarında meydana gelen herhangi bir olay, diğer ülkeleri artık yakından ilgilendirmektedir. Bu bağlamda bir ülke ekonomisinde meydana gelen aksaklıklar, diğer ülke ekonomilerinde de kendisini çok açık bir şekilde gösterebilmektedir. Dolayısıyla da artık ülkeler, birbirlerine bu anlamda kayıtsız kalamamaktadırlar.

İşte son dönemlerde Çin ekonomisinde meydana gelen aksaklıklar, bu durumu ortaya koyan iyi bir örnektir. Çin Merkez Bankası, ekonomide meydana gelen aksaklıklar sonucu, “Yuan”ı devalüe etme yoluna gitmiştir.

Ekonomik büyüme oranları

Çin’deki olumsuz ekonomik gelişmeler, son dönemlerde her alanda kendisini göstermektedir. Çin’deki döviz rezervleri de bu olumsuzluktan etkilenerek, önemli derecede azalmıştır. Ayrıca bu süreçte Çin piyasalarında meydana gelen aksaklıklar, pay ve emtia piyasalarında da negatif gelişmelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Ekonomik büyüme hedeflerini tutturamayan Çin, son yılların en düşük büyüme oranları ile karşı karşıya kalmıştır.

Geçen yıl %7.4 büyüme oranları ile son yılların en büyük seviyesine ulaşmış olsa da, 2015 yılı için büyüme tahminleri %7’lere kadar düşürülmüştür.

Dış ticaret oranları

Çin’deki devalüasyon politikalarının en temel nedeni olan dış ticaret açıkları, giderek artış göstermiştir. Dünya piyasalarında ihracat rakamları açısından birinci sırada yer alan ve ithalatta ise ikinci sırada yer alan Çin ekonomisi, son zamanlarda en başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere, daha birçok ülkede meydana gelen çeşitli ekonomik problemler dolayısıyla, dış ticaret rakamları açısından gerileme kaydetmiştir. Bunun diğer önemli bir nedeni ise, küresel piyasalardaki toparlanma sürecinin oldukça yavaş ilerlemesi ve dünya piyasalarındaki dış talep eğiliminin düşmesidir.

Sonuçta ekonomide ortaya çıkan durgunluğa yönelik olarak, Çin Hükümeti ve merkez bankası çeşitli önlemler alma yoluna gitmiştir. Bu önlemlerin başlıcaları ise; piyasaya likidite enjekte edilmesi, faiz oranlarının artırılması ve piyasaların canlanmasına yönelik hisse alımları olmaktadır.

Kur savaşları

Çin ekonomisinde art arda meydana gelen devalüasyon politikaları, şüphesiz ki dünya piyasalarında da çeşitli etkilere ve sorunlara neden olacaktır. Bu etkinin boyutları ve yansımaları ise, her ülke için farklı derecelerde olmaktadır. Fitch Ratings tarafından yapılan bir açıklamada; “Yuan”ın devalüe edilmesi sonucu, özellikle Asya Pasifik ülke ekonomilerinin bu durumdan olumsuz etkileneceği ve mevcut ekonomik sorunlarında, giderek genişleyeceği ifade edilmiştir.

Çin’de birkaç gün içinde üst üste yapılan devalüasyon sonucu, Asya para birimi değerini gösteren “Asia Dolar Endeksi” ise, son altı yılın en düşük seviyelerine gerilemiştir. Bu kapsamda Fed Başkanı Dudley, Çin'in döviz kuruna müdahalelerini, dünya ekonomisi için önemli etkilere ve sonuçlara neden olacağını belirtmiştir.
Devalüasyon sonrası, gerek ulusal ve gerekse uluslararası bir takım etkiler söz konusu olacaktır. Bu etkilerin en önemlileri ise; maliyet oranlarının azalması sonrası, Çin’den diğer dünya ülkelerine daha ucuz mal ve hizmet ihracatı gerçekleşecektir, emtia piyasalarındaki düşüşten dolayı OPEC (Organization of Petroleum Exporting Countries) ülkeleri olumsuz etkilenecektir, gerek ihracat ve gerekse büyüme oranlarının artırılması çabaları ise, bölgedeki diğer ülkelerle olan rekabeti artıracak ve böylece “kur savaşları” başlayacaktır.
 

cats-057.jpg