Kuzey Kıbrıs’ın sunduğu fırsatlar - 1

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

DÖRDÜNCÜ BOYUT / Erkin ŞAHİNÖZ

Ekonomimiz son üç yıldır patinaj çekiyor. Global finansal sistemdeki dolar bolluğu ve ucuzluğunu iyi değerlendiremedik. 2012 yılında yüzde 2,1, 2013’te ise yüzde 4,1 büyüyebildik. 2014 yılının son çeyrek verileri henüz açıklanmadı ancak yılın bütününde yüzde 3’ün hafif altında bir büyüme gerçekleştirdiğimizi tahmin ediyorum. 2015 için de resim çok parlak değil. Genel seçimlerin olduğu ve Fed’in 10 yıl sonra ilk kez faiz artıracağı bir yılda yüzde 3.5 civarı bir büyüme yakalayabilirsek mutlu olacağız.

2015'i de içine katarsak Türkiye ekonomisi 4 yıldır potansiyelinin oldukça altında ekonomik büyümeyle durumu idare etmeye çalışıyor. Türkiye’nin potansiyel büyüme hızının yüzde 4.5-5 düzeylerinde olduğunu hatırlatalım. Potansiyel büyüme hızını ulaşılabilecek en yüksek “sürdürülebilir” büyüme oranı olarak tanımlıyoruz. Potansiyelin üzerindeki büyümeler yüksek enflasyon ve yüksek cari açık gibi istikrarsızlıklar yatıyor. Potansiyel büyüme hızı da ancak reform yaparak yükseltilebiliyor. 

Önemli ihracat pazarlarımızda ekonomik görünüm iyi değil. Rusya; batının uyguladığı finansal ambargolar, yabancı sermaye çıkışı ve düşük petrol fiyatları nedeniyle bu yıl yüzde 5 civarında ekonomik daralma yaşayacak. Ortadoğudaki jeopolitik gerilim bu bölgedeki ihracat pazarlarımızı perişan etmiş durumda. En büyük ticaret partnerimiz Avrupa’nın da durumu ortada. Daha geçen hafta büyük bir krizin eşiğinden döndüler. Yunanistan konusunda geçici de olsa anlaşma sağlanabildi. Ancak Avrupa’daki ekonomik durgunluğun önümüzdeki iki yıl devam etmesi kuvvetle muhtemel. 

Dış pazarlarımızda yaşanan kriz hemen yanı başımızdaki fırsatları görmemiz için bir şans yaratıyor. Kuzey Kıbrıs, Türkiye ekonomisinin büyüme çarkının daha hızlı dönmesini sağlayabilecek büyüklükte değil. Ancak Kuzey Kıbrıs, birçok Türk şirketinin faaliyetlerini genişleterek yeni kar merkezleri yaratmasını sağlayabilir. Bu hem şirketlerimizin karlı operasyonlarını artırmalarına, pazarlarını genişletmelerine zemin oluşturacaktır, hem de Kuzey Kıbrıs’ın yaşadığı ekonomik sıkıntıları kısmen de olsa gidermesini sağlayabilecektir. 

Lefke Avrupa Üniversitesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi’ndeki değerli akademisyenlerin ortak olarak geçekleştirdikleri “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Güney Kıbrıs Yönetimi Arasındaki Ticaret Kaymasının Analizi ve Kuzey için Politika Önerileri” başlıklı çalışmanın önemli tespitlerinden bazılarını paylaşacağım:

- Kuzey-Güney ticareti Güney Kıbrıs lehine değişiyor.

- Kuzey'den Güney’e geçen kişilerin ortalama harcaması 89 euro.

- Güney'den Kuzey’e geçişlerde Kuzey’de yapılan ortalama kişisel harcama 36 euro.

- Kuzey’den Güney’e geçenlerin sayısı Güney’den Kuzey’e geçenlerin sayısının kabaca iki katı.

- Güney’in Kuzey’e göre avantajlı olduğu ürünler (önem sırasına göre): Giyim eşyası, Kuzey’de olmayan marka ürünler, elektrikli eşyalar, yedek parça, et ürünleri, gıda ürünleri, araç servisi, süt ürünleri.

- Ticaretin Güney’e kaymasında etkili olan faktörler: Çok amaçlı AVM’lerin varlığı, ürünlerin daha ucuz oluşu, ürün çeşitliliğinin fazla oluşu, hizmet sektörünün daha gelişmiş olması.

Tesbitler böyle. Ne yapılabilir? Öncelikle, Kuzey’den Güney’e akan ticaretin önemli bir kısmını Kuzey’de tutabilmek gerekiyor. Güney’den Kuzey’e daha fazla geçiş sağlanabilmesi için Kuzey’in birçok açıdan daha cazip hale gelmesi gerekiyor. Cazibe için de perakendeye daha organize ve kurumsal bir yapı kazandırılması şart. Bu da ürün çeşitliliğini artırmaktan, küçük esnafı da ayakta tutabilecek Alış-veriş semtleri yaratmaktan, hizmet kalitesini artırmaktan ve ölçek artışıyla birlikte rekabetçi fiyat oluşturmaktan geçiyor. İstanbul’un Büyükdere aksına 25 tane daha AVM dikmek yerine yatırımcıların Kıbrıs’ı radarlarına almalarında fayda var. Aynı cadde üzerinde ikinci mağaza açma riskini almak yerine Kıbrıs’taki bakir ve karlı pazarı hedeflemekte yarar var. Son aylarda bunu farkeden markalarımız var ve operasyonlarını Kıbrıs’a taşıyor. Devam edeceğim.