Ortak banka hesapları, alınan hediyeler ve miras kalan gayrimenkuller hakkında...

Murat SAYAR - SMMM

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bahsetmiş olduğum uygulama aslında yeni değil, 08 Haziran 1959 gün ve 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'dur. 55 yıldır yürürlülükte olan kanun geçen bu süre zarfında birçok defa değişikliğe uğramıştır. Kanun, vefat sonucu mirasçılara intikal edecek değerler ile sağlığında bazı kişilere ivazsız olarak verilen değerleri konu almaktadır.
Söz konusu kanuna göre; eşinize, çocuğunuza, annenize, babanıza, torununuza ya da 3.kişilere bedelsiz olarak vermiş olduğunuz şu değerler kapsam dâhilindedir. – Ev, yazlık, apartman dairesi, dükkân, arsa vs gibi gayrimenkuller. – Otomobil, tekne gibi taşınırlar. – Banka ve finans kurumu hesaplarınıza ortak olma halleridir.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz durumlar ivazsız (karşılıksız) intikal olarak kabul edildikleri için veraset intikal vergisine tabii tutulmaktadırlar. Söz konusu olayın gerçekleştiği ayı takip eden ay içinde veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermeniz, hesaplanan vergiyi de her yılın mayıs ve kasım aylarında, 3 yıl içinde 6 eşit taksit halinde ödemeniz gerekmektedir.

Maliye Bakanlığı elindeki mevcut veri ambarı ve kurumlar arası veri alışverişi sayesinde bir çok işlemi online olarak kontrol etmektedir. Son dönemde tapu satışlarının mercek altına alındığı da belirtmiştim. Söz konusu işlemlerin kontrol aşamasında alıcının mali gücü araştırılıyor, bahsi geçen gayrimenkulü alacak gücü olmadığına kanaat getirilmesi halinde alıcı ifadeye davet ediliyor. Alıcıya söz konusu gayrimenkulü nasıl aldığı, ödemeyi nasıl yaptığı, finansmanı kimin sağladığı soruluyor ve araştırılıyor. Araştırma sonunda ivazsız olarak edinildiğinin tespit edilmesi halinde alıcıya veraset intikal vergisi kapsamında rapor hazırlanmakta ve beyan alınmaktadır.

Bahsetmiş olduğumuz konu ile ilgili yaşanmış bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu hikâyeyi değerli bir üstadımızdan alıntı yapacağım, belki sizde biliyor olabilirsiniz. Doğu illerinde denetime giden denetim memurumuz bir mükellefin defterlerini incelemeye almıştır. Yapmış olduğu denetim kapsamında mükelleften geçmiş yıllara ait tüm defter, kayıt ve belgeleri istemiştir. Bunun üzerine mükellefimiz 2 koli halinde hazırlamış olduğu evrakları denetim memuruna teslim etmek üzere daireye getirmiştir. Mükellefin yorulduğunu fark eden memurumuz kendisine çay içmeyi teklif etmiştir. Teklifi kabul eden mükellefle sohbete başlamışlardır. Bu kadar kısa sürede istediklerini getirdiği için kendisine teşekkür etmiş, taksi vs. bulmakta zorlanıp zorlanmadığını sormuştur. Bunun üzerine mükellefte eşinin aracı ile getirdiğini ifade etmiştir. Vergi denetmeni eşinin ne iş yaptığını sormuştur, cevaben de çalışmadığını ev hanımı olduğunu öğrenmiştir. Mükellefini yolcu ettikten sonra aracı araştırmıştır. Aracın son model lüks bir araç olduğu ve eşinin kendi imkânları alamayacağı kanaatine varmıştır. Bunun üzerine mükellefin eşini davet etmiştir. Aracını nasıl ve ne şekilde aldığını sormuş, sorusuna eşinin hediye olarak aldığı cevabını almıştır. Söz konusu konuşmayı tutanağa döküp eşine imzalatmıştır. Buna müteakip eşi hakkında veraset ve intikal vergisi alınması için rapor hazırlamıştır.

Birde toplumuzda çok sık görülen bir olayda mirasların intikal işlemlerinin yapılmamasıdır. Belki sizler buna taraf olmuş veya tanıdıklarınızdan bunu birçok defa duymuşsunuzdur. Özellikle kırsal kesimlerde daha sık yaşanan bir olgudur. Dede ölmüş, belki baba ölmüş gayrimenkulü torun kullanmaktadır. Bunun yanında yılarca bihaber olduğunuz miras yolu ile size intikal etmesi gereken gayrimenkullerden haberdar olabilirsiniz. Peki, ne zaman veraset intikal vergisi ile karşı karşıya kalmaktadır diye sorarsanız, söz konusu gayrimenkulü satmaya veya ipotek vermeye kalktığı zaman diye cevaplarım. Ardından bir telaş ve nasıl bu işi çözerim sorusuna aranan cevaplar gün yüzüne çıkacaktır.
Veraset ve intikal vergisi kanununa göre yurtiçinde vefat eden kişi için 4, yurtdışında vefat eden kişi için 6 ay içinde beyannamenin verilmesi gerekmektedir. Peki, yukarıda vermiş olduğumuz örnekte olduğu üzere aradan çok uzun yıllar geçmiştir, bu durumda nasıl bir yol izleyebiliriz, cezalı hale düşer miyiz, yoksa yılların gecikme bedeli bizim gayrimenkulü eritir mi?  

Maliye Bakanlığı toplumumuzda yaşanan ve çözümün güçleştiği bu hususlarla ilgili olarak 2000/1 seri no.lu İç Genelge'sini yayınlamıştır. Söz konusu genelgeye göre; – Verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde gösterilmeyen mallar ile beyanname verilmeyen hallerde, mükellefiyet intikal eden malların idarece tespit edildiği tarihten başlamaktadır. – İntikale konu malların, mükellef tarafından idarece beyana davet edilmeden kendi rızasıyla beyanı halinde tarhiyat bu mallar için ilk tarhiyat (vefat tarihi) olacaktır. - Bu gibi durumlarda, ikmalen, re’sen veya idarece tarhiyattan söz edilmeyeceği için tahakkuk eden vergiler “vergi ziyaı cezası” ve “gecikme faizi” ile karşı karşıya kalmayacaklar, gecikme nedeniyle sadece 2.derece usulsüzlük cezası uygulanacaktır.

Sonuç olarak sizlere naçizane tavsiyem; ilk satırlarda yer vermiş olduğunuz sağlığınızda ivazsız olarak eşinize, çocuğunuza, anne/babanıza vs. vereceğiz veya ortak edeceğiniz değerlerde dikkatli olunuz. Elektronik ortamda bunların kontrolü, tespiti zannedildiği kadar zor ve zahmetli değildir. Ölüm biz insanlar içindir, malum dünya malı ise dünyada kalmaktadır. Geride kalanların bu menkul ve gayrimenkulleri tasarruf edebilmeleri için veraset ve intikal vergisi beyannamelerini er ya da geç vermeleri gerekmektedir. Tabii zamanında verilmesi gerek sizin gerekse de mali idarenin avantajına olacaktır. Fakat yazıma müteakip sizinde böyle bir durumunuz var ise bir an evvel beyannameyi vermenizde fayda olacaktır, malum zaman geçtikçe mirasçıları toplamak zorlaşacaktır. Biz bunu nasıl yapabiliriz derseniz de işi ehline (Mali Müşavir) danışmakta yarar var der, saygılar sunarım, hoşça kalın.