Türkiye’de tahkim: İstanbul Tahkim Merkezi

SERBEST KÜRSÜ / Av. Efe Kınıkoğlu. Ortak, Moral Hukuk Bürosu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Tahkim, kanunun tahkim yolu ile çözümlenmesine izin verdiği konular kapsamında olmak koşuluyla, taraflar arasında doğmuş /doğabilecek uyuşmazlıkların devlet yargısında çözümlenmesi yerine, hakem adı verilen kimseler ile çözümlenmesi konusunda tarafların anlaşmaları şeklinde tanımlanabilir.1 Ülkemizde 6570 sayılı İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu adını alan yasa 01.01.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanun, İstanbul’da kurulması planlanan ve uluslararası alanda faaliyet gösterecek olan İstanbul Tahkim Merkezi’nin kurumsal yapısını düzenlemektedir.

Tahkimin tercih edilmesinin sebeplerinin başında, tahkim yargılamasının hızlı yapılması ve sona ermesi gelmektedir. Ayrıca, yargılama esnasında ve sonrasında tarafların ticari sırlarının korunması ve mahkeme yargılamasına göre kesin bir gizlilik içinde yargılamanın sürdürülmesi tahkimi uyuşmazlıkların çözümünde etkin bir yöntem haline getirmektedir. 

Tahkim yargılamasının, diğer uyuşmazlık çözüm yolları karşısında daha fazla tercih edilebilir olmasına sebep olan bir diğer önemli faktör de, tarafların serbestçe aralarındaki uyuşmazlığı çözebilecek hakemi belirleyebilmeleridir. Tarafların serbestisi bununla da kalmayıp, yargılamaya uygulanacak usul ve esasa ilişkin kuralları da kendi özgür idareleri ile seçebilmektedirler. 
Gerek geçmişe dayanan güvenilirliği gerekse de bölgede alternatif bir tahkim merkezinin olmayışı nedeniyle, ülkemizde ve komşu ülkelerde İsviçre, Avusturya, Almanya gibi farklı tahkim yerleri seçilse bile sıklıkla ICC, LCIA veya Zürih kurumsal tahkiminin ve kurallarının tercih edildiği görülmektedir.2 Orta Doğu’da ise son yıllarda önemli tahkim yerleri haline gelen Dubai ve Kahire ise sahip oldukları uluslararası hukukçuları ile ön plana çıkmaktadır. Ancak bölgede son yıllarda süregelen siyasi istikrarsızlıklar, uluslararası toplumun tepkisine yol açan mahkeme kararları ve güvenlik problemleri nedeniyle Kahire’nin milletlerarası tahkim merkezi olma amacına ulaşmasını zorlaştırmakta olup,3 İstanbul’da kurulan Merkez ile bu boşluğun doldurulması mümkün gözükmektedir. 
Coğrafi konumu dolayısıyla uluslararası ticarette önemli bir finans ve dolayısıyla tahkim merkezi olma konusunda büyük avantaj sahibi olan ülkemizin hukuki altyapısı da tahkimin bu doğrultuda gelişmesi ve yaygınlaşması için elverişlidir. Ülkemizde uluslararası faaliyet gösteren önemli bir tahkim merkezinin bulunması, uluslararası platformda duyulan güveni arttıracağı gibi Türk Hukuku’na önemli katkılar sağlayacaktır.

Yeterli tanıtımların yapılması, toplumun tahkim ve alternatif uyuşmazlık yöntemlerine yönelmek konusunda teşvik edilmesi, kurulacak Tahkim Merkezi’nin yargılama yaptığı her davada tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruyarak uluslararası alanda güvenilirlik kazanması halinde Türkiye, zamanla tahkim ve alternatif uyuşmazlık yöntemleri konusunda önemli ve tanınan bir ülke konumuna gelecektir. 

Elbette, hedeflenen amaçlara ulaşılabilmesi için ülkemizdeki iç yargı uygulamasının da tahkim dostu hale getirilmesi gerekmektedir. Bunun için öncelikle mahkemelerin tahkime bakışı olumlu olmalıdır. Buna ek olarak, özellikle benzer hususlarda Yargıtay’ın farklı Daireleri arasında görülen tahkime ilişkin görüş ayrılıkları milletlerarası tahkim uygulaması ile örtüşmemektedir. Bu sebepten, yurt dışında oluşmuş olan, Türkiye’nin gerektiği kadar tahkim dostu bir ülke olmadığı imajının bir an evvel düzeltilmesi gerekmektedir. Yabancı hakem kararlarının mahkemelerce genellikle “kamu düzeni”ne aykırılık gerekçe gösterilerek reddedilmesi uygulamada ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Bu sıkıntıların giderilebilmesi için tahkim konusunda uzman, özel ve tek bir Yargıtay Hukuk Dairesi’nin oluşturulması son derece faydalı ve tahkime verilen önemi gösterir mahiyette olabilecektir. 

Özellikle, tahkime uygulanacak kuralların belirlenmesinde daha önce ülkemizde başarıya ulaşmayan örneklerin yanı sıra uluslararası tahkim konusunda başarılı ve deneyimli olan kurumların kurallarının göz önüne alınacağı düşünüldüğünde, her anlamda bağımsız, özerk ve şeffaf şekilde teşekkülü sağlanarak, devamlılık ve istikrar koşulunun sağlanması için güçlü ekonomik yapıya sahip olması hedeflenen İstanbul Tahkim Merkezi’nin öncelikle bölgede ve nihai olarak küresel anlamda uygulayıcılar tarafından tercih edilen bir Merkez haline geleceği düşünülmektedir. 

***
(1) Akıncı, Ziya, Milletlerarası Tahkim, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2013, sf 3
(2) Bunda, başta ICC olmak üzere bu kurumların uluslararası piyasada gerçekleştirdiği esaslı tanıtım ve bilinçlendirme çalışmaları büyük rol oynamaktadır. Günümüzde İstanbul’da düzenli olarak tahkim konulu konferans ve çalışmalar gerçekleşmekte olup, çoğunda bu kurumların başı çektiği görülmektedir.

(3)  Akıncı, Ziya, Neden İstanbul Tahkim Merkezi sf. 1-4.