Yaşadığımız son gelişmelerin arka planı!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

UĞUR CİVELEK 

Geride bıraktığımız hafta genelinde yaşananlar, ülkemiz açısından bir dönemin geride kalması ve tüm önceliklerin zorunlu olarak değişmesi olasılıklarını güçlendirdi. Bu durumun geçici bir süre için sadece bizi etkileyeceğini, bölgesel ve küresel açıdan hiçbir şeyin değişmeyeceğini varsaymak yanıltıcı olabilir! 

Genel denge anlayışı açısından bir şeyin değişmesi, her şeyin yeni bir denge aramak zorunda kalacağı ve öngörülemeyen bir süre için belirsizlik algılarının güçleneceği anlamındadır. Küresel ölçekte diğer tüm ekonomilere ilişkin beklentiler değişmiyormuş ve yalnızca ülkemizin oluşan siyasi riskler nedeniyle olumsuz yönde ayrışıyormuş gibi görünmesi kalıcı bir durum olmayabilir. Sürdürülebilir olmadığı bilinen eğilimler ve ağırlaşmış sorunların, bölgesel ve küresel açıdan kırılganlık algılarını sinsice yeni rekorlara taşımakta olduğu da dikkate alınmalıdır! 

Başarısız darbe girişimi, insanlarımızın meydanlardaki nöbeti, ülke genelinde olağanüstü hal ilanı türünden gelişmeler siyasi önceliklerin değiştiği anlamındadır. Siyasi iradenin bakış açısı zorunlu olarak orta vadeye kaymış, kısa vadeli önceliklere göre yönlendirilen diğer konulara ilişkin öncelikler geri plana itilmiş durumdadır. Kredi derecelendirme şirketlerinin aceleci bir şekilde devreye girmesinin sebeplerini burada aramak daha isabetli olabilir; uyarılar yolu ile ya siyasi irade eski önceliklerine geri döndürülecek, ya da hiçbir şeyin eskisi gibi olamadığı ve bölgesel güç dengelerinin hızla farklılaştığı yeni bir dönem sahne almaya başlayacak! 

Hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız açıdan bakar isek, nasıl bir dönemden geçtiğimizi daha iyi anlayabiliriz. Siyasi irade, Batı ve küreselci olan kesimler ile güçlü işbirlikleri geliştirmiş olan paralel yapılanmayı tümü ile ve ebediyen etkisiz kılmak amacı ile kararlı bir şekilde harekete geçmiş gibi görünüyor. Bu durum iç politika, ekonomi, güvenlik ve dış politika alanlarındaki önceliklerin de az veya çok değişmesi potansiyelini bünyesinde taşıyor; küresel dengelerin çatırdaması olasılığını güçlendiriyor ve böyle olmayacağı varsayımına göre belirlenmiş tüm stratejileri tehdit ediyor. 

Silahlı kuvvetleri sistemli bir şekilde yıpratılan ve ekonomisi bilinçli olarak kırılganlaştırılan ülkemizdeki tepkiler, kendi çıkarları peşinde koşan sahte dostları ve içerideki tüm işbirlikçilerini çok rahatsız ediyor! On yıllar süren, ülkemizi kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde dönüştürme çabalarının geri tepmesi olasılığı hazmedilemiyor! 

Kısa vade de ekonomi ve piyasalarda yaşanacak gelişmeleri öngörebilmek adına, siyasi alandaki gelişmeleri çok yakından izlemek ve gerçekçi bir şekilde değerlendirmek hayati önem taşıyan bir konu haline geliyor. Tüm olumsuz sıfatlarla anılan paralel devlet yapılanması liderinin ülkemize teslim edilmesi konusundaki ısrar, diğer tüm önceliklerin bu konuda yaşanacak gelişmelere göre şekillenebileceği algısını güçlendiriyor! Gerginlik dinmediği sürece riskten kaçınma eğiliminin yalnızca Türkiye’de değil, gelişmiş veya gelişen tüm ekonomilerde belirleyici olma olasılığı artıyor; yalnız Türkiye’nin değil herkesin kaybetmesi ve güç dengelerinin belirgin bir şekilde değişmesi endişesi her tarafı sarıyor! 

Yakın tarihin yeniden yazılabileceği ve geleceğe ilişkin tüm hesapların farklılaşabileceği bir süreç yaşıyoruz. Bu açıdan baktığımızda, hafta içinde finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler görece önemsiz kalıyor! Adı konmamış olsa bile son bir haftada ülkemizde yaşanan gelişmelerin, sonuçları itibarı ile İngiltere’de yapılan referandum sonuçlarından çok daha önemli olduğunu dikkate almak gerekiyor. Rus uçağının düşürülmesi sonrasında, bölgesel ve küresel düzeydeki gelişmelerin birbirinden bağımsız olmadığını ve birbirlerini tetiklemiş olabileceğini hesaba katmak gerekiyor! 

Sürdürülebilir olmadığı bilinen eğilimlerin son demlerini yaşadığını ve gerçekleri etkisiz kılmanın olanaksız olmaya başladığını dikkate almak gerekiyor. Başka bir deyişle Yeni Dünya Düzeninin şekillenmesini daha fazla geciktirmek ve kazanılan zamanı kendi çıkarlarına uygun biçimde değerlendirmek isteyenlerin hesapları bozuluyor. Kapağı açılan Pandora Kutusundan çıkmaya başlayanlar, başta açgözlülüklerini dizginleyemeyenler olmak üzere pek çok kesimi üzecek gibi görünüyor!