Yükselen ekonomilerde ileri teknoloji ihracatı

B. Ali EŞİYOK - Türkiye Kalkınma Bankası Kıdemli Uzman

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Ülkelerin teknoloji düzeyinin ölçümünde kullanılan göstergelerin başında, yüksek teknoloji içerikli ihracatın toplam imalat sanayi ihracatı içerisindeki payına ilişkin gösterge gelmektedir. Günümüz dünyasında sanayi ihracatının nicel büyüklüğünden ziyade sanayinin nitelik (ileri teknoloji) olarak gösterdiği performans daha anlamlı bir gösterge olarak değerlendirilmektedir. Bir ülkenin ihracatında düşük teknoloji içerikli sektörlerin payının yüksek olması ilgili ülkenin zamanla “azgelişmişliğin gelişmesi”ne neden olabilmekte, ülkenin zaman içerisinde göreli olarak yoksullaşmasını gündeme getirmektedir. Bir ülkenin kalıcı ve sağlıklı bir büyümeye sahip olmasının temel koşulu ilgili ülkenin yüksek teknoloji içerikli üretim ve ihracat yapısına sahip olmasına bağlı gözükmektedir. Türkiye ile birlikte seçilmiş yükselen ekonomilere ilişkin yüksek teknoloji içerikli ihracatın toplam imalat sanayi ihracatı içerisindeki payını gösteren tablo incelendiğinde, Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracat performansının diğer yükselen ekonomilere göre son derece yetersiz kaldığı görülmektedir. 2012 bulgularına göre Türkiye’nin yüksek teknoloji içerikli ürünlerinin toplam imalat sanayi ihracatı içerisindeki payı %1.8 oranında gerçekleşirken, söz konusu oran Çin’de %26.3, Brezilya’da %10.5, Hindistan’da %6.6, Arjantin’de %7.7, Endonezya’da %7.3, Meksika’da %16.3 ve Güney Afrika’da %5.5 oranında gerçekleşmiştir. Zaman içerisinde ileri teknoloji ihracat payında meydana gelen gelişmeler incelendiğinde, Meksika 1990-2012 arasında ileri teknoloji ihracat payını %8.4’den %16.3’e yükseltirken, Endonezya %1.6’dan %7.3’e, Hindistan %3.9’dan %6.6’ya yükseltmiştir. Oysa Türkiye aynı dönemde ileri teknoloji ihracat payını %1.2’den %1.8’e ancak yükseltebilmiştir. Başka bir ifadeyle, Türkiye’nin halihazırda ileri teknoloji ihracat payı son derece düşükken, 1990’lardan günümüze ileri teknoloji ihracatında marjinal olarak nitelendirilebilecek bir gelişme ancak sağlayabilmiştir. 

77-004.jpg

Sonuç olarak, Türkiye’nin benzer ülkeler kategorisindeki teknoloji performansının son derece yetersiz kaldığı, ileri teknoloji ihracatının toplam imalat sanayi ihracatı içerisindeki payının %2’nin altında kaldığı (2012 yılı itibariyle %1.8) görülmektedir. Oysa Çin’de söz konusu oran %26.3, Meksika’da %16.3 gibi yüksek bir oranda bulunmaktadır. Ülkemizin teknolojide hızlı gelişmeler sağlaması, cari açık gibi yapısal sorunların çözümünde kalıcı başarımlar elde etmesi ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına katılması neredeyse imkânsız gözükmektedir. Teknoloji düzeyi düşük (Harcıâlem, gıda ve tekstil gibi sektörlere dayalı) bir üretim ve ihracat yapısı ile Türkiye’nin lig atlayarak gelişmiş ekonomilere yakınması son derece kuşkuludur. Bu bağlamda hazırlanacak bir sanayileşme stratejisi çerçevesinde imalat sanayinin üretim yapısı hızla yüksek teknolojilere dayalı şekilde yeniden yapılandırılmalı, yüksek katma değer üreten sektörler öncelikli sektörler olarak desteklenmelidir. Türkiye’nin yüksek katma değer üreten sektörler temelinde yeniden yapılandırılmasını sadece özel sektörden beklemek gerçekçi olmayacaktır. Doğu Asya ülke deneyimlerinin gösterdiği gibi, sanayileşme sürecinde devletin özel sektörle işbirliği yaparak, kaynak tahsisini öncelikle üretken sektörler lehinde kullanımı gerekmektedir.