Zamansızlık ve kredi kartlarımız

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE argunkaracabey@arel.edu.tr

Zamanın olmaması anlamında değil ama zamana bağlı olmamak anlamında kullanabileceğimiz zamansızlık kavramı önemlidir. Herkesin belirli dönemlerde zamansız yaşayabilmesi gerekir. Bazılarımız bunu doğal saatine göre davranmak olarak da adlandırır. Bünyeniz uyku istediğinde uyumak, yemek istediğinde bir şeyler yemek gibi. Halbuki günlük hayatımızda genelde bize izin verilen sınırlar içerisinde bu tür faaliyetlerimizi planlamaya çalışırız. Yatma saatimize kimse karışmasa bile kalkma saatimizi bellidir, öğlen yemeğimizi bize tanınan öğlen molası içinde yemek zorundayızdır. Halbuki her zaman olmasa bile arada bir zamansız yaşayabilmek, gerçekten dinlenebilmek açısından önemlidir. Zamansız yaşayabileceğimiz en uygun dönem yıllık izinlerimizi kullandığımız dönemdir sanırım. Ama gel gör ki büyük çoğunluğumuz bu dönemlerde büyük otelleri tercih ediyoruz ve zamansız yaşayabileceğimiz en güzel dönemimizi otelin ikram saatlerini takip ederek geçiriyoruz. Bu durum ise dinlenme amaçlı olan tatilimizin kendi yarattığı stresle geçmesine neden oluyor. Tam anlamıyla yanlış kullanım diyebiliriz buna. 

Yanlış kullanım dediğim zaman, bir önceki yazımdaki konuyla da ilgili olarak, kredi kartı kullanımı da aklıma geliyor. 2000’li yılların başında çok tartışılmıştı bu konu, belki hatırlayanlarınız olur. Simitçi bile kredi kartı kullanıyor diye eleştirenler bile olmuştu o dönemde kredi kartı kullanım alışkanlıklarımızı. Birkaç yıl sonra 2007 yılında yapılan yasal düzenleme ile kredi kartlarımızı nasıl kullanabileceğimiz konusunda sınırlarımız çizildi. Bir taraftan baktığımızda, bazılarımız için şuursuzca borçlanma olanağı yaratan bir araç düzen altına alınırken, diğer taraftan da bir finansal kuruluş ile birey arasındaki tamamen özel bir ticari ilişkiye müdahale ediliyordu. Hangi görüş içinde değerlendirirsek değerlendirelim, asıl önemli olan bu işin sonuçlarıydı. Piyasa sistemi, çoğu zaman getirilen yasakları bir şekilde aşabilecek yollar üretilebilmesini sağlar, ancak bunu yaparken yani bazı kuralların yanından veya arkasından dolaşırken, çevreye de bazı zararlar vermesi söz konusu olabilir. 

Kredi kartları hakkında yapılan düzenlemelerin de benzer etkileri oldu ne yazık ki. BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben geçenlerde bu düzenlemelerin borçlanmaları engellemek yerine farklı ve kendilerinin kontrol edemedikleri araçlarla yapılmasına neden olduğunu belirterek, bu konuları incelediklerini de açıkladı. Her ne kadar zaman içinde alınan bu tür önlemler kredi kartı harcama alışkanlıklarımızı bir miktar baskı altına almış olsa da son beş yılda kredi kartlarıyla yaptığımız harcamaların önemli ölçüde arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bankalararası Kart Merkezi'nin verilerine göre son 5 yıla bakarsak, kredi kartları ile 2010’un 2. çeyreğinde 53 milyar lira olarak gerçekleşen toplam harcama 2015’in aynı döneminde 122 milyara çıkmış. Aynı dönemlerde işlem adedi ise yaklaşık 500 milyondan 750 milyona, ortalama birim işlem tutarı ise 107 TL’den 165 TL’ye ulaşmış. Yani geçen 5 senede (her anlamda) daha çok işlemimizde kredi kartı kullanır hale geldik. Harcamaların takibi, kaydı açısından önemli olmakla beraber, geçen yazımda bahsettiğim yoksunluk gücünü bize kaybettirenin de bu alışkanlığımız olduğunu unutmamak gerekir. 

karacabey-tablo.jpg
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Paylaşım ekonomisi 29 Nisan 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018