'Zamlar kapıda'

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, son dönemde gıdada stokçuluğun artmasıyla ilgili "Zam yapmama adına sabrımızı sonuna kadar zorluyoruz ama devlet bu işe el koymazsa zamlar kapıda" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Gıda sektörüne yönelik fiyatları, hammadde teminini ve tüketiciye yansımalarını değerlendirmek üzere düzenlenen toplantıda konuşan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, bu yıl iklim koşullarının sanayicinin hammadde alımında önemli bir faktör oluşturduğunu söyledi. 

290 milyar liralık iş hacmi olan bir sektör oldukları bilgisini veren Kopuz, 440 bin insana istihdam sağlayan, 200 ülkeye 12 milyar dolarlık ihracat yapan, 6 milyar dolar ithalat yapan ve dış ticarette artı veren yegane sektör olduklarını kaydetti. 

Buğdayda 18 milyon ton rekolte oluştuğunu anımsatan Kopuz, çiftçinin buğday ve fındık vermediğini belirterek, sanayici bu malları tedarik edemez ya da normal fiyatın üzerinde alırsa bunun tüketicinin cebine yansıyacağını dile getirdi. 

"Stokçuların efendisi olmuşlar"

Kopuz, "Çiftçiye, köylüye milletin efendisi derler, ama bence çiftçi, köylü, müstahsil milletin efendisi olmaktan çıkmış spekülatörlerin, stokçuların efendisi olmuş" diyen Kopuz, fındıkta dünyanın 80'inin karşılayan bir ülkede fındık bulmakta zorlandıklarını ifade etti.  

Kendisinin bir STK lideri olarak düzenleyici yetkisi olmadığını vurgulayan Kopuz, "Hangi birlikler spekülatif hareketlere, stokçulağa teşvik ediyorsa; hangi kuruluşlar bu çiftçiyi zehirlemişse, bunu devlet düzenleyecek. Gerekirse o devletin kılıcı kafalarında sallanacak. Stokçuluk eşittir haram, haramzadeliktir. Kim yapıyorsa, benim sanayicim bile yapıyorsa ona haram olsun" şeklinde konuştu. 

"Buğdayda 18 milyon ton rekolte var ancak fiyatlar yüzde 30 arttı" 

Kopuz, büyük şehirlerde her 100 liralık harcamadan eskiden 30 lirasının, şimdi ise 40 lirasının gıdaya gittiğini, Anadolu'da ise bu rakamın 50'den 60 liraya çıktığını söyledi. Buğdayda 18 milyon ton rekolte olduğunu, ancak bu rakam Türkiye'ye yetmesine rağmen fiyatların yüzde 30 arttığını belirten Kopuz, ürün destekleme takip sisteminin tamamen kalkması için net taleplerini ortaya koyduklarını kaydetti. 

Sektörün 12 milyar dolarlık ihracat rakamı olduğunu ama Ortadoğu'da yaşananlardan dolayı olumsuz bir tablo olsa da Rusya'nın AB yaptırımlarının Türkiye için bir fırsat olduğunu vurgulayan Kopuz, ancak bu ülkeye satılan kalitesiz ürünlerden dolayı eskiden "Buraya Türk malı giremez" tabelalarını gözüyle gördüğünü dile getirdi. 

"Maliye Bakanlığı ne iş yapar?"

Türkiye'nin bu dönemde kendi bindiği dalı kestiğine işaret eden Kopuz, o dönem Karaman'da bir çok fabrikanın battığını ifade etti. 

Rusya'nın Avrupa'dan aldığı peynirin sadece 2 milyar dolar olduğu ve yılda 1,6 milyar dolarlık turunçgil ithalatı yaptığı bilgisini veren Kopuz, Türkiye'nin 1980'lerde o imajını silmesi gerektiğinin altını çizdi. 

"İklim bahane para şahane" diyen Kopuz, Türkiye'nin yüzde 100 açığa kaldığı ham maddenin olmadığını söyledi. 

"Maliye Bakanlığı ne iş yapar?" diyen Kopuz, 3-4 yıl önce pirinçte spekülatif hareketler olduğunu, Maliye Bakanlığı'nın o dönem ambarlara, depolara girdiğini; devletin düzenleyici ve denetleyici olması gerektiğini anlattı. 

"Fiyatlar böyle devam ederse ekmeğe zam gelebilir" 

Kopuz, fiyatlar böyle devam ederse ekmeğe zam gelebileceğini, buğdaydaki artış oranı şu anda yüzde 30 olsa da bunun yüzde 40-50'ye de çıkabileceğini söyledi. 

Kopuz, "Adam 2015 iklim koşulları kötü gidecek varsayarak, fındığı tutuyor. Böyle bir uygulama var mı?" dedi. 

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın gıda enflasyonuyla ilgili ithalata yönelinmesi ve bir taraftan da TMO'nun etkin olarak kullanılması ile ilgili önerilerini değerlendiren Kopuz, bunun her zaman bir silah olduğunu ve doğru olduğunu aktaran Kopuz, "Erdem Başçı'nın söylediği yanlış bir ifade değil, doğru bir ifade. Ama ben diyorum ki Türk insanını hepimiz tanıyoruz. Fırsatçılık yapmayalım. Bu müdahalelere gerek kalmasın. Bu ülkeden 18 milyon ton buğday varken, bunları konuşmamız lazım" ifadelerini kullandı. 

Kaliteli ekmeklik buğday olmadığını ve bunun da bir sorun olduğunu anlatan Kopuz, "İthalat getirme bir silahsa bu fiyatları regülasyonda, bunu hayvancılıkta da konuştuk, ama şunu da dedim, 'Bu geçici bir çözüm, aspirin tedavisi'. Bu konular bu sene gündeme çok oturdu, çünkü enflasyonu zıplattı" şeklinde konuştu. 

Hammadde de stokçuluğun artmasıyla ilgili, bu hareketler denetlenmezse, düzenlenmezse Türkiye'de enflasyon oranlarının daha zıplayabileceğini vurgulayan Kopuz, "Limon ile milletin ağzını ekşitmesinler" dedi. 

Devletin regülasyon görevini üstleneceğini anlatan Kopuz, şunları kaydetti: 

"Ama bu ithalat silahıyla mı regülasyon olacak. Netice itibariyle bunu Merkez Bankası başkanı söylüyor ise, yani şöyle düşünün, özel bir yapı değil mi? Çoğu Başçı'yı eleştiriyor ama ben gıdacı olarak Başçı'yı başarılı buluyorum. Özel bir abi, özel birisi olduğu için özel çalışıyor. Ben finansçı değilim ama bir mesaj veriyor." 

Kopuz, gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlının azaltılması ile ilgili tartışmalara yönelik ise şunları söyledi: 

"100 liranın 60 lirasını Anadolu yiyorsa nasıl çıkaracaksınız? O zaman gerçek bir enflasyon değerlemesi olur mu? Avrupa bunu yapar, ama Türkiye bunu yapamaz. Ha o zenginliğe gelelim, kişi başı gelir 30 bin dolar olsun, o zaman ben o sepeti dengeli yapsınlar derim."  

İşler böyle devam ederse sektörün büyüme oranının düşeceğini vurgulayan Kopuz, zam yapmama adına sabırlarını sonuna kadar zorladıklarını, devlet bu işe el koymazsa zamların kapıda olduğunu dile getirdi.  

Bu konularda ilginizi çekebilir