Zetabyte

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE argunkaracabey@arel.edu.tr

Herkesin başına gelir mi bilmiyorum ama bazen yazı yazmak bana çok zor geliyor. Aslında yazacak şey olmaması değil, ne yazacağıma zamanında karar verememek bu zorluğun temel nedenini oluşturuyor. Yazıyı göndermem gereken günün öncesine kadar sürekli şu konuyu mu yazsam yoksa bu konuyu mu yazsam diye dolanıp duruyorum. Son gün karar verip, günlük işlerimin arasına sıkıştırmak zorunda kalıyorum yazımı. 

Günümüzde bu aslında çok saçma geliyor insana. O kadar çok bilgi, o kadar çok konu var ki diyebilirsiniz. Gerçekten çok konu ve bilgi var. Büyük veri çağındayız ne de olsa. Sizi bilmem ama ben her gün yeni şeyler öğreniyorum. İşte bu öğrendiklerimin arasından bazılarını seçerek sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. 

Yine bu amaçla bazı makale ve kitaplara göz atarken dikkatimi çeken bir kavram var. Eminim çoğunuz duymuş veya görmüşsünüzdür: zetabyte. 

Dünyadaki veri miktarının zetabyte’larla ölçüldüğünü okuyunca ilgimi çekti bu bana yeni kavram. Bilgisayarlarla biraz ilişkisi olan herkes 1 byte’ın 1 karaktere eşit olduğunu hatırlar. Daha sonra kilobyte, megabyte diye giderdi bu ölçüt. Kilobyte ve megabyte’ı disket kullandığımız yıllardan hatırlarız en çok. Beş çeyrek (5,25) ve üç buçukluk (3,5) disketlerle yaşayanların bu kavramları unutması imkansızdır sanırım. Bu kiloluk bytelar rahmetli büyükbabamdan kalan cüzdanın içinde istirahatine devam eden ve üzerinde 1991 yılına ait bir tarih yazan 5 bin TL’den daha değersiz günümüzde. Evlerde bile gigabyteları bırakıp terrabytelarla yaşamaya alıştık artık. Hayalimize bile zor sığan terrabytelar birleşip petabyte’ı, petabytlar exabyte’ı, onlarda bir araya gelerek zetabyteları oluşturuyor. Bu iş yunan alfabesi bitene kadar sürecek sanırım. 

Bir zetabyte’ın kaç byte olduğunu sözle söylemek isterdim ama çok zor. Ama merak edenler varsa 22 hanelik bir sayı olduğunu bilmeniz yeterlidir. Neyse, byteları bir yana bırakırsak bu yazıda asıl konu yazarın büyük veri ismine getirdiği eleştriydi. Büyük veri yeterince büyük olmadığından değil, tek ve belirleyici özelliğinin bu olmamasından muzdaripdi yazar. Bir başka özelliğinin de, en az büyüklüğü kadar önemli olduğunu söylüyordu. Hatta bahsi geçen zetabyteları aşan verinin sadece yüzde 5’inin işlenebildiğine ilişkin iddianın temelini oluşturan bu sempatik ama küçük yüzdenin asıl sebebinin verinin büyüklüğü değil, dağınıklığı olduğunu da ekleyerek. 

İşte hal böyle olunca, bu büyük veriden anlam çıkarmak bir ayrı bir tekniğe hatta belki de sanata dönüşüyor. Sözün özü bu büyük veri ile eskiden kalma yöntemlerle ugraşmak ve ondan faydalanmak kolay değil. Bu nedenle büyük veriden fayda sağlamak isteyen işletmelerin bu işin uzmanlarından oluşan ekipler kurmaları şart. Yoksa onlarda benim gibi bilgi denizi içinde yönlerini kaybedebilirler.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Paylaşım ekonomisi 29 Nisan 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018