‘Üretim ve ihracatın artış reçetesi, dönüşümden geçiyor’

Demir ve demir dışı metaller sektörü, Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmadan alacağı güçle, üretim ve ihracatta yüksek katma değerli ürünler için ‘sektörel dönüşüm’ çağrısı yapıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hem firma sayısı, hem de ihracat oranı açısından en önemli sektörler arasında yer alan demir ve demir dışı metaller sektörü, dünya çelik üretiminde güçlü potansiyelini koruyan Türkiye’nin daha da ileri gidebilmesi için sektörün katma değerinin artırılması gerektiğini savunuyor. Bunun için sektörde dönüşüm yaşanması gerektiğini vurgulayan ihracatçılar, yassı ve vasıflı çeliğin üretimdeki ağırlığını artırmak için şartların zorlanmasını istiyor. Reçete; inovasyonu özümsemek ve Endüstri 4.0’ı ıskalamamak… Sektörün son günlerdeki en büyük sıkıntısı ise inşaat çeliğindeki fiyat artışı. Sektör temsilcileri, kurtuluşu ‘dayanışmada’ görüyor.

Demir çelik sektörünün birçok sektöre hammadde sağlaması sebebiyle Türkiye ve dünya sanayiinde önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, 2000 yılından bu yana Türkiye demir çelik sektörünün en hızlı büyüyen sektörlerden biri olduğunu kaydetti. Gerçekleştirilen yatırımlarından da artmasıyla 50 milyon tona ulaşan kapasitenin Türkiye’nin dünyada ham çelik üretiminde ilk 10 ülke arasında yer almasını sağladığını anlatan Ulubaş, bu yılın 8 aylık döneminde, Türkiye’nin toplam ham çelik üretiminin 21.8 milyon tondan 24.7 milyon tona yükseldiğini ve bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 13.6’lık bu artışın Türkiye’yi en çok artış sağlayan ülke yaptığını vurguladı. Ulubaş, “Ocak-Ağustos döneminde, elektrik ark ocaklı tesisler yüzde 18.8 gibi yüksek bir artışla 17 milyon ton; entegre tesisler ise, yüzde 3.5 artışla 7.7 milyon ton ham çelik üretimi gerçekleştirdi. Ağustos ayında, 3.2 milyon ton olarak gerçekleşen ham çelik üretimi 2016 Ağustos ayına kıyasla yüzde 13.3 artış gösterdi. Geçen yılın Ağustos ayına kıyasla elektrik ark ocaklı tesislerin üretimi yüzde 19.3, entegre tesislerin üretimleri ise yüzde 1.4 artış sağladı” diye konuştu.

Dünya çelik üretiminde yerini sağlamlaştıran Türkiye’nin daha da ileri gidebilmesi için sektörün katma değerinin artırılması gerektiğini kaydeden Adnan Ersoy Ulubaş, bunu sağlamanın yolunun ise Ar- Ge, inovasyon ve markalaşmadan geçtiğini vurguladı. Özellikle ileri teknoloji ürünlerin insan hayatının vazgeçilmez bir parçası haline gelmesiyle, hemen hemen bütün sektörlere hammadde sağlayan demir- çelik sektöründe, katma değeri yüksek ürünlerin daha da önemli bir hale geldiğini aktaran Ulubaş, “Ancak bu durumun değerlendirilebilmesi için sektörde dönüşüme ihtiyaç var. Yassı ve vasıflı çeliğin üretimdeki ağırlığını artırmak için şartlar zorlanmalı. Bu noktada devlet teşviklerinin katma değerli ürünleri daha fazla destekler nitelikte dizaynı ve mevcut desteklerinden azami şekilde faydalanmamız gerek. İnovasyonu özümsemek ve Endüstri 4.0 devrimini ıskalamamak hayati önem taşıyor” dedi.

İnşaat çeliğinde en düşük fiyat Türkiye’de! Ulubaş, inşaat çeliğinde önemli bir yeri olan Çin, Rusya, İtalya ve Ukrayna gibi ülkelere göre daha uygun iç piyasa fiyatlarına sahip olan Türkiye’nin, inşaat çeliği kullanıcılarına en düşük maliyetle yüksek kalitede ürün temin etmesine karşın, hammadde fiyatları artışı nedeniyle inşaat sektörünü mağdur etmeme adına çelik üreticilerinin ‘Üretim ve ihracatın artış reçetesi, dönüşümden geçiyor’ ihracatı durdurarak ürünleri iç piyasaya yönlendirmesiyle; bu ürün kaleminde Ocak- Eylül döneminde ihracat düşüşü yaşadığını açıkladı. Ulubaş, inşaat çeliğindeki fiyat artışının çelik sektörüyle inşaat sektörünü karşı karşıya getirdiğini söyledi. “Bu artışın en önemli nedeni çelik üretiminde hammadde olarak kullanılan hurda, elektrot ve refrakter fiyatlarında yaşanan artış” diyen Ulubaş, yüksek oranlarda yaşanan bu artışın inşaat çeliği fiyatlarını da üst seviyelere çektiğini, tüm dünyada artış trendine giren inşaat çeliği fiyatlarının Türkiye’yi de etkilediğini anlattı. Buna rağmen; rakamlara bakıldığında Eylül ayında Türkiye’nin dünyada en düşük fiyatla inşaat çeliği satan ülke olduğunun görüldüğünün aktaran Ulubaş, ucuz olmasına rağmen dünyadaki en kaliteli inşaat çeliğinin yine Türkiye’de bulunduğunu vurguladı. Ulubaş sözlerine şöyle devam etti: “Çelik üreticileri, inşaat sektörünü mağdur etmemek adına ellerindeki ürünlerin ihracatını durdurup iç pazara sürmeye başladılar. Ocak – Eylül döneminde gerçekleştirilen inşaat çeliği ihracatındaki düşüş bunu kanıtlar nitelikte. Hammadde fiyatlarının daha da artacağı göz önüne alındığında, çelik fiyatlarının da artmaya devam edeceği aşikâr. Bu dönemi hem ülkemizin hem de sektörlerimizin en az zararla atlatabilmesi için karşılıklı fedakârlıklarda bulunma noktasında sektör yetkililerine büyük görev düşüyor.”

ADMİB’in Ocak – Eylül ihracatı yüzde 65 arttı Ocak ayından itibaren yükselişini koruyan Türkiye demir ve demir dışı metaller ile çelik ihracatının Eylül ayı sonu itibariyle yüzde 18 oranında bir artışla 13,1 milyar dolara ulaştığını da dile getiren Ulubaş, 32 şehirde 3 binin üzerinde üye firmaya hizmet veren ADMİB ihracatının ise sektörün genel artışını geçerek Ocak – Eylül döneminde yüzde 65 bir artış yakaladığını ve 1,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi. Bu artışta İtalya’ya gerçekleştirilen ihracatın yüzde 767, Belçika’ya gerçekleştirilen ihracatın ise yüzde 527 artmasının dikkat çektiğini kaydeden Ulubaş, “İtalya’ya en çok ihracatı gerçekleştirilen ürünler demir çelik yassı sıcak ve demir çelik kütük. Belçika’ya en çok ihracatı gerçekleştirilen ürünler ise demir çelik yassı sıcak ve demir çelik boru” dedi. Ürün gruplarına bakıldığında ise yine aynı dönemde demir çelik yassı sıcak ihracatında yüzde 1.001’lik, demir çelik yassı kaplama ihracatında ise yüzde 648’lik artışın öne çıktığını aktaran Ulubaş, “Bu dönemde demir çelik yassı sıcak en fazla İtalya ve Belçika’ya, demir çelik yassı kaplama ise ABD ve Irak’a gönderildi. Sorumluluk bölgemizde yer alan Hatay, Kayseri ve Adana sektörümüzde en çok ihracat gerçekleştirilen iller arasında yer alıyor. İhracattan kazandıklarını üretime, istihdama ve yatırıma dönüştüren firmalarımız bulundukları şehirleri demir ve çelik sektöründe birer cazibe merkezi haline getirdiler” dedi. Bölgesel ekonomideki en büyük payın bölgenin uzmanlığı ve bölgede bu uzmanlığı taşıyan kümeler olduğunun altını çizen Adnan Ersoy Ulubaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Sorumluluk sahamızda yer alan şehirler, demir çelik sektöründeki kümelenmede büyük öneme sahip. Özellikle İskenderun, Kayseri ve Osmaniye’de sektörün gelişmesine yönelik büyük yatırımlar yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. İskenderun Körfezi demir çelik sektöründe ülkemizin en önemli ilk üç bölgesi arasında. Elektrik ark ocağı, yüksek fırın ve indüksiyon ocaklı teknolojiye dayalı üretim yapan büyük tesisler bölgede faaliyetlerini sürdürürken, ağırlıklı olarak nervürlü inşaat demiri üretimi yapan irili ufaklı bir çok haddehanenin yanı sıra boru ve profil üretimine yönelik faaliyetlerini sürdüren haddehane bazlı tesisler de bölge dinamiği için önemli bir yer teşkil ediyor.”

İSO 500’de 24 TİM İlk 1000’de 23 firma 1968 yılında 100 büyük sanayi kuruluşu olarak başlatılan ve her yıl geliştirilerek sürdürülen Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının Haziran ayında açıklandığını hatırlatan ADMİB Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, Türk ekonomisinin nabzını tutan firmaların yer aldığı listede, 2016 yılı itibariyle Türkiye sektör ihracatının yüzde 7’sini gerçekleştiren ADMİB’in 24 üyesinin bulunduğunu söyledi. Ulubaş, “Üyelerimizden İskenderun Demir ve Çelik AŞ 10., Tosçelik Profil ve Sac Endüstrisi AŞ ise 22. sırada yer aldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan 'Türkiye’nin ilk 1000 İhracatçısı' araştırmasında yer alan 23 firmamız da birliğimiz ve bölgemiz adına gurur kaynağı oldu. Ticaret yapılan ülkelerde yaşanan krizlere, dünyanın küreselleşmesiyle varlığı artıran rekabetçi ortama rağmen ülkemizi ve ürünlerimizi dünyaya tanıtan firmalara ne kadar teşekkür etsek azdır. Firmalarımızın bu başarısı bizim için de gurur kaynağı” diye konuştu.

İnşaat malzemeleri urge projesi ile dünyaya tanıtım 

Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, ADMİB’in, inşaat malzemeleri sektöründe yer alan üyelerinin yurt dışı pazarlarda etkinliğinin arttırılması ve uluslararası rekabet gücünün geliştirilebilmesi amacıyla bir URGE projesi gerçekleştireceğini açıkladı. Ulubaş, “AKİB İnşaat Malzemeleri Pazarlama Kümesi” adı verilen ve çimento, inşaat demiri, demir-çelik inşaat aksamı ve ürünleri, plastik ve alüminyum inşaat malzemeleri, seramik, cam, boya, mermer, kablolar, elektrik malzemeleri ve ısıtma-soğutma cihazları, gibi ürünlerin yer aldığı geniş bir yelpazeye sahip proje kapsamında, şirketlerin uluslararası rekabet güçlerinin geliştirilmesine yönelik ihtiyaç analizi, istihdam, eğitim, danışmanlık, yurt dışı pazarlama ve alım heyeti faaliyetlerine Ekonomi Bakanlığı tarafından destek verileceğini dile getirdi. Ulubaş, projeye katılan firmaların, AKİB önderliğinde, ortak ihtiyaç analizi, ortak öğrenme ve ortak pazarlama gibi ihracata yönelik eylem ve faaliyetleri yerine getireceğini anlattı.

Eğitim serisi yolda 

Globalleşen, sınırların kalktığı ve rekabetçiliğin ileri boyutlara ulaştığı dünyada, başka ülkelerde meydana gelen krizler veya fırsatların sektörü de etkilediğini aktaran Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, “Bu zorlu ortama rağmen firmalarımızın ve dolayısıyla ülkemizin yurtdışında bilinirliğinin artırılması, ihracatımızın belirlenen hedefl ere ulaşması ADMİB olarak en çok üzerinde durduğumuz konuların başında gelmektedir” dedi. Günümüzde firmaların yalnızca satışlar, üretim maliyetleri, fi nansman giderleri gibi iç faktörlerden değil, dünya ekonomisi, global göstergeler ve sektörel gelişmeler gibi dış faktörlerden de etkilendiğinin altını çizen Ulubaş, ADMİB olarak önümüzdeki dönemde farklı şehirlerde verecekleri ‘Ekonomide Görünüm ile Finansal Okur Yazarlık ve Finansal Check Up’ eğitimleri vasıtasıyla firmaları bu konularda bilgilendirip sürekli gelişen ve değişen dünyayı yakalayabilmeleri ve piyasalarda oluşan etkileri en kısa sürede görerek önlem alabilmelerini sağlamayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.