Trump ABD'de, kurlar Türkiye’de kağıdı altın yaptı, basını vurdu

Garbis KEŞİŞOĞLU DÜNYA'DA MEDYA garbis.kesisoglu@dunya.com

Başkan Trump’ın ABD, Meksika ve Kanada arasındaki serbest ticaret anlaşmasından (NAFTA ) çekilmesinin belki en ağır faturası, Amerikan basınına çıktı. Özellikle yerel basın, bu hiç beklenmedik kararla sırtından vurulmuşa döndü. Çünkü Amerika'daki gazete kağıdı üreticilerinin çoğu, Kanada'nın ucuz fiyatları ile rekabet edemedikleri için fabrikalarını kapatma yoluna gitmişti.

Dolayısıyla ülke içinden kağıt temini gibi bir alternatif azalmıştı. Şimdi ise Trump’un Kanada menşeli gazete kağıdına yüzde 17 oranında gümrük vergisi getirmesi, maliyetlere bir anda tavan yaptırdı. Bu durum, özellikle bölge gazetelerine büyük darbe vurdu. Gannett, McClatchy gibi büyük grupların kağıt fabrikalarına hissedar olmaları, uzun vadeli anlaşmaları nedeniyle, onların bugün de nispeten uygun fiyatlarla kağıt temin edebilmelerini sağlıyor. Ama Amerika'da çok yaygın olan bölge gazetelerinin böyle bir imkanı yok... O nedenle de çok zor bir döneme girdiler.

Trump'ın "intikam" vergisi basını tehdit ediyor

Mahalli gazetelerin, yüzde 25-30 civarındaki baskı maliyet artışlarını karşılamaları hayli güç. Çaresiz, bir şekilde küçülecekler. Nitekim bir kısmı gazete ebadını m daraltmaya, bazıları haberleri azaltmaya, hafta sonu ilavelerinin sayfa sayısını kısmaya yöneldi.

Pensilvanya eyaletinde Pittsburg Post-Gazette, baskı günlerini haftada beşe indirdi. Haftanın diğer iki günü, gazete dijital olarak yayınlanacak. Bazı gazeteler pazartesi günkü baskılarını durdurma hazırlığında. Ağır maliyet tablosu karşısında Amerikan basınında iş planları harıl harıl yeniden ele alınıyor. Çalışan sayısında da azaltmaya gidilmesi sürpriz olmayacak.

Trump'un, bu vergi darbesi ile "Sahte haberciler, halk düşmanları" suçlamalarıyla nefretini açığa vurduğu muhalif basından "intikam almak istediği" görüşünde hemen tüm basın çevreleri hemfikir.

Türkiye'de kur artışları basını zorluyor

Ülkemizde ise dolar ve euro kurları, kağıt fiyatlarını anormal hale getirdi. Maliyetlerin yükselmesi, özellikle yerel gazetelere büyük darbe vurdu. İlk tedbir olarak, İzmir’de pazar günleri gazete çıkartmama kararı alındı. Türkiye’de yerel gazeteler yıllardan beri teknik imkansızlıklarla boğuşuyor, yatırım yapamıyorlar. Aslında devletin bu sektöre, Basın İlan Kurumu aracılığı ile el uzatması, kağıt ve telekomünikasyon giderlerini sübvanse etmesi gerekiyor. Gelişmiş ülkelerden İsveç, Fransa ve Finlandiya'da, kağıt giderleri özellikle tirajı az gazeteler için, kısmen sübvanse ediliyor. Yerel basın güçlenmedikçe, üniversitelerde gazetecilik tahsili yapanlar, nerede iş bulacak? Halkın yerel düzlemdeki haber alma ihtiyacı nasıl karşılanacak? Sorun, aynı zamanda demokrasi sorunu. İstanbul’daki basın ilan sisteminin bir an önce gözden geçirilmesinde yarar olmalı. Bu arada, sadece "resmi ilan" alma amacıyla çıkan bir kaç yüz tirajlı sözüm ona gazetelerin sayısının son zamanlarda hayli arttığına da işaret etmiş olalım.

Hindistan ve Çin'deki aşırı talep, kağıda yansıyor

Ülkemizdeki kağıt konusu kaçınılmaz olarak ulusal gazeteler için de büyük bir problem haline gelecek. Kağıdı her ne kadar Rusya ‘dan alıyorsak da, neticede gazete kağıdının dünyada bir borsası var ve son zamanlarda özellikle Hindistan ve Çin basınında tirajların yükselmesi nedeniyle tüketimin artması, İskandinav kağıt üreticilerinin sürekli zam yapmasına neden oldu.

Bu iki ülkedeki aşırı talep, uluslararası piyasalarda kağıdın ton fiyatını 850-900 dolara yükseltti. Rusya'dan kağıt alımı için TL'ye dönülse bile realitede sonuç pek değişmeyecek. Çünkü Rus fabrikaları da ürünlerinin fiyatını dünya piyasalarına göre dolarla hesaplayıp rubleye çevirecekler. İthal kağıdın ödeme süresinde 4-6 haftalık zaman diliminde bile Ruble'deki kur farkları nedeniyle fiyatı daha da artıracaklar...

Türkiye Odalar Birliği'nin de (TOBB) yerel gazetelerin kağıt sorunu ile bir an önce ilgilenmesi, darboğazdan çıkışa katkı sağlayabilir.

Demirkent usta, kağıt fabrikası kuracaktı...

Yeri geldi, bugünlerde basında eksikliğini daha da kuvvetle hissettiğimiz rahmetli Nezih Demirkent’in kağıt konusundaki bir projesini hatırlayalım; ki bu proje onun ne kadar ileri görüşlü bir gazeteci ve yönetici olduğunu örneklerken günümüze de göndermelerde bulunuyor.
Kağıt, Türk basını için daima sorun kaynağı olmuştur. 70 yıllarda Hürriyet’in patronu rahmetli Erol Simavi’nin onayını alan Nezih bey, bir gazete kağıdı fabrikası kurulması için kolları sıvadı. Gazete kağıdı makineleri imal eden Grenoble'daki Fransız Neyrpic ve İsviçre ‘deki Escher Wyss firmaları ile temas kuruldu. O günlerde Hürriyet Avrupa'nın yöneticisi olarak, İsviçre’deki Escher Wyss firması ile defalarca görüştüm. Kağıt fabrikası kurulumu, çok su ve enerjiye ihtiyaç gösteriyor. O yıllarda gerçekleşmenin eşiğine kadar gelen bu önemli proje, son anda bazı sürpriz engellerin aşılamayışı nedeniyle maalesef hayata geçirilemedi.

Darboğazdan çıkışın tek yolu, tasarruf...

İzmit (SEKA), Giresun (Aksu), Balıkesir fabrikalarının kapatılmasından sonra Türkiye'deki kağıt pazarı İsveç (Enso), Kanada ve Rus (Volga) firmalarının eline geçti.

Oysa gazete kağıdı fabrikası kurulabilmiş olsa, mevcutlar özelleştirilmemiş olsa, bugün özellikle Hindistan’a ve Güney Doğu Asya’ya ihracat bile yapılabilecekti. Kağıt konusu İstanbul basını için o yıllarda da, döviz sorunu nedeniyle problemli idi. Hatta sorunları aşabilmek için gazeteler arasında, rahmetli Kemal Ilıcak'ın başkanlığında Baskop adlı bir kağıt kooperatifi kurulmuştu.

Yıllar önce Rahmetli Nezih beyle birlikte Amsterdam’ da katıldığımız bir IFRA toplantısında, gazetelerin tasarruf amacıyla ebat küçültmeye yöneldiklerini gördük. Nezih bey, İstanbul'a dönüşünde diğer gazete yönetimlerini de ikna etti ve gazetelerin eninin 82 santimden 80 santime inmesini sağladı.

Yıllar sonra, aslında oldukça gecikmeli olarak, 76 santime indirildi. Bize kalırsa, günün koşullarında batı gazetelerinin çoğundaki gibi 74 veya 72 santime indirilmesi yerinde olacak. Neresinden bakarsanız bakın, gerek haber ve fotoğraf tercihleri açısından, gerekse sayfa sayısı ve ebadı açısından tasarruf, darboğazdan çıkabilmek için tek yol.

Sağduyunun sesi: Trump'ın baskısı zarar verir

Dönelim Trump ve Amerikan basınına... Trump, çok içerlediği yerel basından "intikam" aladursun, öbür yandan da kendisine muhalefet basında prim yapıyor, tiraj unsuru oluyor. Nitekim, Başkan'a sert muhalefeti nedeniyle dijital aboneleri sürekli artış gösteren New York Times, 24 milyon dolar kara geçti. Basılı gazete ile dijitali birlikte yürüten, tiraj bakımından Wall Street Journal ‘ dan sonra, Amerika’ nın ikinci büyük gazetesi New York Times’ın halen 2 milyon 900 bin paralı dijital abonesi var. Basılı gazetenin aboneleri ile birlikte bu rakam 3 milyon 800 bini aşıyor. Doğrusu, etkili bir "muhalif güç"!

Sonuç olarak, "ceza" mahiyetindeki vergi uygulamalarıyla en ağır zararı, basının kılcal damarları demek olan yerel basın görüyor ve demokrasi de yara alıyor.

Basın, demokrasinin olmazsa olmazı ise, kağıt sorunu yalnız gazetelerin değil; aynı zamanda tüm halkların, yönetimlerin, ülkelerin sorunu olmalı.

Tüm yazılarını göster