İmza kuyruklarına hazır olun!

İmza kuyruklarına hazır olun!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

"kendi vatanında bile yabancıdır kanadı kırık kuşlar"

1930'ların Almanyası... Nazilerin baskısından bunalan Yahudi asıllı tıp doktoru Gerhard Schlimann, çemberin yeterince daraldığını, kendisi ve ailesi için tek çarenin kaldığını hisseder: Kaçmak... Ancak işsizliğin, savaşın habercisi toplumsal karmaşaların ve her yere yayılan ayrımcılığın cenderesindeki bir dünyada insanca yaşanacak bir yer bulmak hiç de kolay değildir. Zira Gerhard Schlimann ve diğer Yahudilere sözümona gelişmiş ülkeler bir bir sırt çevirirken, bir tek Avrupa'nın kıyısındaki genç bir Müslüman ülke kucak açar: Türkiye Cumhuriyeti... Ayşe Kulin, Kanadı Kırık Kuşlar'da 1930'ların Almanya'sından 2000'lerin Türkiye'sine uzanan bir ailenin dört kuşaklık hikâyesini anlatıyor bizlere. Sıradışı, güçlü, coşkulu, inançlı kadınların hikâyesi bu aynı zamanda. Elsa, Suzan, Sude ve Esra kendi sancıları ve değişimlerini vatanlarının çalkantıları ile iç içe yaşıyorlar.

Kanadı Kırık Kuşlar, Ayşe Kulin, Everest Yayınları, 392 s.

herkes birbirine aynı şeyi söylüyor: sakın oraya gitme!

Orada tedirgin ruhlar var.

Orada tekinsiz anılar var.

Orada korku, yılgınlık, ölüm var. Özgürlüğüne kastedenler, vicdanına zulmedenler var. Perdenin ardındakilerle yüzleşmeye cesareti olmayanlar haykırmaya devam edecekler: Sakın oraya gitme!

Yekta Kopan, "Sakın!" diyenlere inat, belleğimizin en karanlık ormanlarına dalıyor.

Böylesi bir macerada öykülerden daha iyi ne aydınlatabilir ki yolumuzu…

“İçimde bir şey koptu, koptuğunu hissedebiliyordum, bir şeyler çalkalanıp yükseldi içimden. Deniz kenarında oradan oraya savrulan bir taş kadar özgür olamayan ruhlarımıza üzüldüm. Doğanın muhteşem dengesine çomak sokmaktan zevk alan birilerinin ayak işlerinde geçen ömrümüze üzüldüm. ‘Bu kadar zor olmamalı özgürlük!’ Vidalı kapağı iki tur çevirip mazotun kalanını kafama diktim. Ruhumun bedenimden ayrılıp günbatımına gitmesine izin verdim. Uzandım. Gözlerimi kapadım. Artık tanımadığım bir sesle mırıldandım: ‘Seni senden başka kim özgürleştirebilir ki?’”

Sakın Oraya Gitme, Yekta Kopan, Can Yayınları, 136 s.

behzat ç.: her temas iz bırakır ve son hafriyat - 10. yıl özel baskı

Her sayfada Ankara… Kızılay, Sakarya Caddesi, SSK İşhanı, Dil-Tarih, Atakule, öğrenci evleri... ve Emniyet... Cinayet Masasında “yeni müktesebata” uyum sağlayamamış, lambur lumbur, “dişli” bir başkomiser. Hayata başka türlü bakan biri, “amir”, öfk eli, yerinde duramayan... İti de uğursuzu da biliyor... Türkçe polisiye edebiyatının ve yakın dönem popüler kültürün fenomeni Behzat Ç.’nin iki ünlü romanı Her Temas İz Bırakır ve Son Hafriyat, yayımlanışının onuncu yılı vesilesiyle özel bir baskıda bir arada…

Her Temas İz Bırakır ve Son Hafriyat, Emrah Serbes, İletişim Yayınları, 569 s.

aşk için ne yazdıysam

Aşk için ne yazdıysam. Dilerseniz, “Bugüne kadar ne yazdıysam aşk için yazdım,” diye okuyun bu başlığı... Dilerseniz, “Bugüne kadar ‘aşk şiiri’olarak ne yazdıysam hepsi bu başlık altında toplanmıştır,” diye yorumlayın. Yıllar içinde farklı kitaplarımda yer alan aşk şiirlerini –özellikle aşk şiiri seven okurlar için– tek kitapta bir araya getirmek istedim. — Murathan Mungan

Aşk İçin Ne Yazdıysam, Murathan Mungan, Metis Yayıncılık, 160 s.

Şiir gizlide saklıdır

Refik Durbaş, Şiirin Gizli Tarihi'nde şiir gibi yaşayanların mahrem tarihlerini anlatıyor. Bizleri hayatın gerçekten büyülü olduğuna inandıran söz peygamberlerini… Onların aşklarını, dostluklarını, yüzünüze bir gülümseme nakşedecek öykülerini… Sözün hükmünün henüz yitmediği, şiirin "gül kuruttuğu" zamanlar… "Nâzım Hikmet'in aff ı için annesi Celile Hanım, bir imza kampanyası açmış, Galata Köprüsü üzerinde imza toplamaktadır. Birlikte içki içtikleri bir gecebaşını Vâlâ Nureddin'in göğsüne yaslayıp "Nâzımcığım hapiste" diye gözyaşı döken Yahya Kemal ise bir zamanlar sevip evlenmeye karar verdiği ve artık gözleri görmeyen Celile Hanım'ın önünden geçecek ve Nâzım Hikmet'in aff ı için imzasını vermeyecektir."

Şiirin Gizli Tarihi, Refik Durbaş, Doğan Kitap, 336 s.

"bir daha yaşamaya çalışma bir defada yaşa bu âlemi"

Üstün Dökmen, Ankara Destanı adlı özgün çalışmasının dışındaki tüm şiirlerini Toplu Şiirler'de bir araya getirdi. Bu ciltte Dökmen'in daha önceki kitaplarına ek olarak yeni şiirler de yer alıyor.

Toplu Şiirler, Üstün Dökmen, Remzi Kitabevi, 264 s.

harry potter ve lanetli çocuk

Sekizinci Hikâye. On Dokuz Yıl Sonra... Harry ait olduğu yerde durmayı reddeden bir geçmişle boğuşurken, en küçük oğlu Albus da istemediği bir aile mirasının yükünü omuzlarında taşımakta zorlanır. Geçmişle gelecek uğursuzca iç içe geçerken hem baba hem oğul tedirgin edici bir gerçeği, bazen karanlığın beklenmedik yerlerden geldiğini öğrenir. “Harry Potter ve Lanetli Çocuk”, J. K. Rowling, John Tiff any ve Jack Thorne’a ait yeni bir özgün hikâyeden yola çıkarak Jack Thorne’un yazdığı yeni bir oyun. Bu oyun sadece sekizinci Harry Potter hikâyesi değil, aynı zamanda tescilli olarak sahneye koyulan ilk Harry Potter hikâyesi. 30 Temmuz 2016’da Londra West End’de gerçekleşen prömiyerin hemen ardından Sahne Metni Özel Baskısı, dünyanın dört bir yanındaki okuyucuları Harry Potter, arkadaşları ve ailesinin devam eden yolculuğuyla buluşturuyor.

Harry Potter ve Lanetli Çocuk, J. K. Rowling / John Tiff anny, Türkçesi: Sevil Okyay ve Kutlukhan Kutlu, Yapı Kredi Yayınları

ilk polisiye kitabı ilk intikam

Maktülün ve failin kimliklerinin belli olmadığı korkunç bir cinayet, dünya uyuşturucu trafiğinin kesiştiği Türkiye, çocuk tacizcisi bir yetimhane müdürü, polis teşkilatındaki köstebek, bir gazeteci, bir eskort, kadına yönelik şiddetle mücadele eden ve öfkesi giderek çoğalan genç bir polis, emniyet teşkilatının içinde kurulu gizli bir örgüt ve bir kan davası... Deniz Gürsoy, Türkiye’nin yakın dönem tarihiyle kurguladığı heyecanlı bir maceraya, Komiser Nazlı Polisiyeleri’ne başlıyor. “... Emniyet teşkilatında on sekiz bin civarı birinci sınıfpolisvarve bunlarınyaklaşıkonikibininin tarikatçı olduğu tahmin ediliyor. Tarikatçıların yönettiği askerî casusluk gibi davalarda suçsuz kişilerin uydurma delillerle senelerce haksız yere nasıl hapishanelerde süründürüldüklerine şahit olduk. Şimdi de o polis, savcı ve hâkimler aranmakta ya da içerideler. Her iki süreçte de rahatsız olan vatansever birkaç üst seviye emniyet görevlisi bir lider altında toplanıp Kare örgütünü kurdular... Bu örgütün üyelerinin illaki terör şehidi çocuğu olması gerekiyor... Eğer sevginin ölçüsü özveriyse, bu memlekette kim onlardan daha büyük bir özveride bulunmuş olabilir ki?”

İlk İntikam, Deniz Gürsoy, Oğlak Yayınları Maceraperest Kitaplar, 280 s.

“kimi hatun sırtında mermi taşıdı, kimi hatun teşkilat-ı mahsusa’nın mektuplarını”

Vakit hazandır gerçekten: Vakit Osmanlı’nın son demi… Aslı E. Perker’in Everest’ten çıkan yeni romanında İmparatorluğun son dönemindeki siyasal kamplaşmalar, belirsizlikler, Milli Mücadele’yi destekleyenler, Mustafa Kemal’den kuşkulananlar, Anadolu’nun ve İstanbul’un günlük yaşamından kesitler var. Bir Osmanlı Paşası olan babasından gizli Teşkilat-ı Mahsusa için çalışan 18 yaşındaki Handan’ın görevi, önemli mektupları taşımak ve İttifak Devletleri el koymadan önce saraydaki kıymetli eserleri Anadolu’ya kaçırmaktadır. Bir de yasak aşkı tadan Handan, 1920’lerin zor koşullarında kendisini, hayatı, siyaseti ve aşkı daha iyi tanıyacaktır.

Vakit Hazan, Aslı E. Perker, Everest Yayınları, 423 s.

öyle küçük şeyler

DERELERİN KARDEŞLİĞİ
“Ya dünya ölecek ya kapitalizm” böyle diyor Eva Morales derelerin kardeşliği sirkleri de yıkacak içerde dışarda kafesleri parçala!

Öyle Küçük Şeyler, Haydar Ergülen, Kırmızı Kedi Yayınları, 128 s.

bir külah dondurma tüm buzları eritebilir

Ödüllü yazar Müge İplikçi, yeni çocuk romanında, okurlarını yeraltı karanlığından güneşli zeytin bahçelerine çıkarıyor. Zeytinliklerin yok edilmesi ve maden kazaları gibi acıtıcı konuları, umut ve sevgi dolu bir pencereden aktaran yazar, yaşamı ve dayanışmayı yüceltiyor. Zengin dil kullanımı ve gerçekçi karakterleriyle dikkati çeken roman, sorunlarla baş etmenin; geçmişe inat, yeni öyküler yazabilmenin gücünü duyumsatıyor. “Babasını maden kazasında yitirmiş Seher, annesiyle birlikte Zerrin Hala’sının yanına sığınmış, hem yaşamlarını hem de zeytin ağaçlarını korumaya çalışır. Çevredeki tüm zeytinlikleri yok etmeye kararlı Hulki Sungur yetmezmiş gibi, havuz problemleri de Seher’in canını çok sıkmaktadır. En yakın arkadaşı Saniye ile birlikte yedikleri dondurmanın tadı, yepyeni ve beklenmedik olaylara neden olacaktır. Zerrin Hala ve Seher, yaşamın ‘çoktan seçmeli’ sorularını çözebilecek midir?..”

Dondurmam Tılsım, Müge İplikçi, Günışığı Kitaplığı, 96 s.