ya bilmediğim yerden gelirse?

Konuşma yapmak da diyet yapmak gibi herkesin bildiğini iddia ettiği bir iş olsa da, sahnede dikkat çekici konuşmacılar bulmak pek de kolay değil. Bu konuya odaklanan TJ Walker, Etkili Konuşmanın Püf Noktaları adlı kitabında kısaca temel bazı noktalara değiniyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MENEKŞE POLATCAN SERBEST

Teknolojinin müthiş gelişimiyle artık daha stratejik düşüneceğimiz, daha yaratıcı olacağımız ve insani değerlerden ve iknadan daha fazla yararlanacağımız bir dünyaya doğru gidiyoruz. Ve bu yeni dünyada birbirimizden öğrenmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. "Hitabet becerisi bugün ne kadar önemliyse, gelecekte bundan çok daha önemli olacak," diyor TED'in kurucusu Anderson. Tabii her işte olduğu gibi, hitabette de dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var.

Konuşma yapmak da diyet yapmak gibi herkesin bildiğini iddia ettiği bir iş olsa da, sahnede dikkat çekici konuşmacılar bulmak pek de kolay değil. Bu konuya odaklanan TJ Walker, Etkili Konuşmanın Püf Noktaları adlı kitabında kısaca temel bazı noktalara değiniyor. İşte kitaptan ilgi çekici bazı notlar:

nasıl görünüyorum?

Konuşmalarda belki de en önemli noktalardanbiri, görünüştür. Görünüşünüzünnasılolması gerektiğiyle ilgili kaygılarınız varsa, önce şu iki soruya odaklanın: "Görünüşüm iletmek istediğim mesaja uygun mu?" ve "Kıyafetimde, dinleyicilerin mesajıma odaklanma konusunda dikkatlerini dağıtacak herhangi bir şey varmı?"

Örneğin, büyük bir vakıf kurmaya çalışan bir iş insanıysanız, pahalı ve klasik bir takım elbiseyle (tercihen lacivert) paraya ihtiyacı olmayan ve başarılı bir kişi izlenimi bırakabilirsiniz. Ancak kendi markasının sıra dışı yaratıcılığını aktarmayı deneyen bir sanatçıysanız, o zaman mavi bir takım elbise, sizin için en korkunç tercih olur. Giydiğiniz şey, sözleriniz kadar kim olduğunuzla ilgili de mesaj verir.

Diyelim ki sunumunuza güzelce hazırlandınız ancak sizi korkutan bir şey var: Ya cevabını bilmediğim bir soru sorarlarsa?

Yazar TJ Walker'a göre, herkes sunumlar esnasında bilmediği sorularla karşılaşır. Ancakdikkat! Bilmediğiniz soruları alt etmek için yapmanız gereken en son şey; özür dilemek, gergin şekilde gülümsemek, yüzünüze "lanet olsun!" ifadesi yerleştirmek veya notlarınıza ya da ekrana sıkıntılı şekildebirşeyararcasınabakmaktır.

İşin gerçeği şudur: İnsanlar sorunun cevabını bilmediğinizi muhtemelen hatırlamayacaklar. Ancak utanmış, kızgın veya hayal kırıklığına uğramış görünürseniz; soruyu cevaplayamadığınızı büyük ihtimalle unutmayacaklar.

cevabını bilmediğiniz soruda...

Cevabını bilmediğiniz bir soru geldiğinde, aşağıdaki ilkeleri uygulamak sizi kurtaracaktır:

* Sakin ve kendinden emin tavrınızı bozmayın ve soruyu aldığınıza memnun olmuş gibi davranın (Hiç de öyle olmadığını biz biliyoruz, onlar değil!)

* Eğeryanıtı kolayca bilinebilecek bir soruysa, bildiğiniz birkaç şeyi söyleyin ve izleyicileri bir kaynağa yönlendirin (Şu web sitesinden detaylı bilgi alınabilir) veya merak edenler için kahve arasında detaylı bilgi vereceğinizi ya da e-mail atacağınızı söyleyin.

* Eğer salonda konuyu sizden daha iyi bilen biri varsa ve soruyu yanıtlayabilecekse, ona yönlendirin: "Bu konunun uzmanı olan Bayan X bugün bizlerle olduğu için çok şanslıyız; bu soruyu ona yönlendirelim..." Artık sadece bir konuşmacı değil, yumuşak geçiş yapabilen bir moderatörsünüz.

* Cevabı salonda kimsenin bilemeyeceği bir sorugelirse, örneğin "Ekonomik durum böyle giderse işsizlik seneye ne olur?" gibi, "Bilmiyorum," diyebilirsiniz. Zaten böyle bir soruyu kimse bilemez ki! Ancak buradaki asıl mesele, bunu en ufak bir utanma veya rahatsızlık belirtisi olmadan söylemek ve arkasından yüzeysel bir açıklama ile konuyu kapatmaktır.

Yeni dünya düzeninde, yeni ve iyi fikirlere ihtiyacımız ve birbirimizle paylaşma becerimiz her geçen gün artıyor. Her sunum ile geleceği birlikte yazıyoruz ve katkıda bulunmak için herzaman sizi bekleyen boş bir sahne var. Yeterki isteyin ve deneyin.

ETKİLİ BİR KONUŞMANIN PÜF NOKTALARI, TJ Walker, Sola Unitas Yayıncılık, 176s.

Bu konularda ilginizi çekebilir