'Katar'a yaptırım, işbirliğini tehdit edebilir'

Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) 3 üyesinin Katar'dan büyükelçilerini çekmesiyle baş gösteren politik kriz, bölgede ekonomik işbirliğine ilişkin endişeleri artırdı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) 3 üyesinin Katar'dan büyükelçilerini çekmesiyle baş gösteren politik kriz, ekonomik etkileri de gündeme getirdi. 

KİK ülkeleri arasındaki siyasi sorun, Katar'ın konseyin aldığı 'Doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir Körfez ülkesi, diğerinin iç işlerine karışmayacak' maddesini ihlal etmesi ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nı (İhvan) desteklemesi sebebiyle ortaya çıkmıştı. Bu anlamda ülkelerin birbirilerine ambargo uygulayabileceği hatta KİK projesinin sonlanabileceği ihtimalleri de konuşulmaya başlandı.

Bahreyn,  Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) oluşan kurulun, 11 Kasım 1981'de Riyad'da imzaladığı anlaşma doğrultusunda ekonomik ve sosyal amaçlarla kurulan KİK, bölgede birlik ve beraberliği de kuvvetlendirmeyi hedefliyordu.

Son dönemde Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE'nin Katar'daki büyükelçilerini çekmesiyle başgösteren siyasi sorunlar, KİK ülkeleri arasında gümrük birliği, ortak pazar ve ekonomik ve mali birliğin kurulmasına ilişkin kabul ettikleri bu anlaşmanın da sonuna gelinmiş olabileceği ihtimalini gündeme taşıdı.

Bu anlamda BAE'nin Katar'a yaptırımları arasında boru hatlarının kendi topraklarına doğru genişlemesini durdurabileceği öngörülüyor.

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Manaar Enerji Danışmanlık Bölümü Başkanı ve Enerji Stratejisti ve Ekonomisti Robin Mills, uygulanabilecek bir ekonomik yaptırımın temel etkisinin, Katar ekonomisi üzerinde olabileceğini dile getirdi.

"Uluslararası aktörler devreye girebilir" 

Katar'ın, Suudi Arabistan veya diğer komşularıyla fazla ticaret yapmadığını belirten Mills, "Katar'ın İran'a yakınlaşıp yakınlaşmayacağını da görmemiz gerekir" dedi.

Mills, Katar'ın yine de doğalgaz ve petrol ihracının bu durumdan etkilenmeyeceğini düşündüğünün altını çizerek, ülkenin, Japonya, Güney Kore, Çin, Hindistan ve İngiltere gibi ülkelerdeki müşterilerinin bir tehlike görmesi halinde Suudi Arabistan üzerine baskı yapabileceğini söyledi.

BAE'nin, Katar'dan doğalgaz aldığını, bu sebeple Katar'ın kendi ekonomisi için hayati önem arz eden doğalgaz sevkiyatına engel olmayacağı öngörüsünde bulunan Mills, "Buna karşın, BAE, Katar boru hatlarının kendi topraklarına doğru genişlemesini durdurabilir. Gündeme getirilen yaptırımlar, Katar'ın kara ve hava sınırlarının kapatılması olabilir ki bu adım Katar Hava yollarını ve ülkeye yapılacak yiyecek ürünleri gibi sevkiyatları sekteye uğratabilir" dedi.

"Suudlar ABD'den de eski desteği alamıyor" 

Enerji Uzmanı Dr. Cemil Ertem ise Katar'ı eski petrol, silah ve kirli finans sermayesi dışında Orta Doğu ve Arap yarımadasında kriz sonrası baskın olacak "Körfez sermayesinin yeni yüzü" şeklinde tanımladı. Bundan dolayı Suudi Arabistan'ın Katar geriliminin İhvan ile anlatılacak geçici bir gerilim olmadığını belirten Ertem, bunun, çok köklü bir yönetme, anlayış ya da sermaye farkı gerilimi olduğunu ve geçici olmadığını vurguladı.

"Petrol ve enerjide fiyat yönünden olumlu etkisi olacak"

Bu durumun petrol ve enerji meselesine fiyat yönünden uzun vadede olumlu etkisi olacağının altını çizen Ertem, şunları kaydetti: "Suudi Arabistan artık arz kaynaklı avantajlarını kullanamıyor. Burada Suudlar çok büyük sorunlar yaşıyor. Irak gibi yeni kaynaklar devreye girdikçe Suudlar OPEC etkinliğini de yitiriyor. Suudi Arabistan Katar'a yaptırım uygularsa bunun bir sonucu olmaz. Çünkü Katar giderek artan bir ekonomik çekim merkezi ve bölgede çok farklı alternatifleri var. Katar'ın İran ile yakınlaşması dahi söz konusu olabilir. Türkiye ile keza öyle... Ancak bana göre Katar'dan daha fazla yalnız olan artık Suud Krallığı... Suudlar ABD'den de eski desteği alamıyor."

Ertem, Suudi Arabistan ile Katar arasındaki temel farkın, Suudlar'ın Arap baharından önceki diktatörlüklerin geçerli olduğu Orta Doğu ve Arap coğrafyasına göre şekillenmiş bir siyaseti gütmeleri olduğunu dile getirdi.

"Katar'ın arası diktalarla ve Baas rejimleriyle iyi değil"

Katar'ın bölgede Arap Baharı ve demokratikleşme sürecini destekleyen genç ve ABD Başkanı Barack Obama'nın yeni politikalarını destekleyen bir yönetime sahip olduğunu belirten Ertem, "Bunun için Arap Baharı'na destek verdiler. Katar'ın arası bundan dolayı yalnız Suudlarla değil, bölgedeki bütün diktalarla ve Baas rejimleriyle iyi değil" dedi.

Öte yandan, geçen yıl 9 aylık verilerine göre iki ülke arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 1 milyar 700 milyon dolar civarında gerçekleşti. 2013 yılı 9 aylık verilerine göre Katar'ın Suudi Arabistan'a ihracatı 88,7 milyon dolar iken, Suudi Arabistan, Katar'a 1 milyar 641 milyon dolar ihracat yaptı.

Suudi Arabistan'ın ihracatının yüzde 90'ını petrol ve petrol ürünleri oluşturuyor

Katar'ın ihraç ettiği ürünler arasında doğalgaz, petrol, gübre ve çelik bulunuyor. Suudi Arabistan'ın ihracatının yüzde 90'ını petrol ve petrol ürünleri oluştururken, ithalat kalemi içerisinde gıda, makine ekipmanı ve kimyasal ürünler yer alıyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir