AB'de grev , hayatı felç etti
Avrupa'da kemer sıkma politikalarına karşı başlatılan grev nedeniyle ulaşım durdu.
MADRİD - Avrupa'da ekonomik kriz nedeniyle hükümetlerin uygulamaya koyduğu kemer sıkma politikalarına karşı grev ve gösteriler yapılıyor. AB ülkeleri arasındaki ulaşımda sıkıntılar yaşanıyor.
İspanya'da ekonomik krize karşı hükümetin yaptığı kesintileri protesto etmek için işçi sendikalarının çağrılarıyla yapılan 24 saatlik genel grev, başkent Madrid'deki Sol Meydanı'ndan başlatıldı.
Ülkenin iki büyük işçi sendikası CCOO ve UGT'nin genel sekreterlerinin katılımıyla düzenlenen etkinliğe, sendika liderleri maksimum katılım istedi. 150 sivil toplum örgütünün de destek verdiği genel grev kapsamında, 600'den fazla uçuşun iptal olacağı, toplu ulaşımların asgari hizmet düzeyinde verileceği bildirildi. Hükümete, ''Ya ekonomi politikanı değiştir ya da git'' diye seslenen sendika liderleri, değişiklik olana kadar eylemlerine devam edeceklerini vurguladı.
Grev kapsamında çıkan olaylarda 32 kişinin gözaltına alındığı, 12 kişinin yaralandığı bildirildi.
Bu arada ülkenin en büyük iki işçi sendikası CCOO ve UGT, gece vardiyalarında greve katılımın yüzde 82 ila yüzde 95 arasında olduğunu duyurdu.
Portekiz'deki genel greve katılım yüzde 90
Öte yandan İberya yarımadasında işçi sendikalarının birbirlerine dayanışma göstererek ilk defa aynı gün yapılan diğer grev Portekiz'de başladı.
Portekiz'in en büyük işçi sendikası CGTP'nin yetkilileri, genel greve katılımın yüzde 90 düzeyinde olduğunu, özellikle sağlık sektörünün tamamen durduğunu söyledi.
Hollanda'da ulaşımda aksamalar yaşandı
Avrupa genelindeki grev ve gösteriler Hollanda'yı da olumsuz etkiledi.
Amsterdam Schiphol Havaalanı'ndan İspanya'ya uçak seferleri iptal olurken, Fransa'ya yapılan tren seferlerinde ise aksama yaşanıyor. Amsterdam-Paris hattındaki tren seferlerinin yapılamadığı belirtilirken, sabah saatlerinde Amsterdam'dan Paris'e doğru yola çıkan ve içinde yaklaşık 350 yolcu bulunan bir trenin Brüksel'de beklediği bildirildi.
Belçika'da trenler durdu "yumurtalar" konuştu
Belçika'da binlerce gösterici, İspanya'nın Brüksel Büyükelçiliği önünde toplandı. Gösterciler arasından büyükelçilik binasına alınan bir grup sendika temsilcisi, "bankaların neden olduğu krizin faturasının halka ödetilmemesini" istedi.
Almanya Büyükelçiliği'ne yürüyen 3 bine yakın gösterici, binaya yumurta ve ses bombaları attı. AB içinde krize karşı kemer sıkma önlemleri politikasının mimarı Almanya Başbakanı Angela Merkel aleyhinde sloganlar atan grup, üzerine "AB mafyası" yazdıkları AB bayrağını ateşe verdi.
Belçika genelinde trenlerin ve birçok otobüs seferinin durmasına neden olan grev nedeniyle Brüksel ve diğer büyük kentlerde karayolu trafiğinde yoğunluk ve tıkanıklıklar arttı. Brüksel'le Londra, Paris, Köln ve Amsterdam arasındaki hızlı tren seferleri de grev ve demiryollarını işgal eden göstericiler nedeniyle yapılamıyor.
DİSK ve KESK'ten destek
DİSK'e bağlı Nakliyat-İş Sendikası da Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) tarafından ilan edilen ''Avrupa Eylem ve Dayanışma Günü'' dolayısıyla bir günlük iş bırakma eylemi yaptı.
Sendikanın Topkapı Nakliyeciler Sitesi'ndeki İstanbul Şubesi önünde toplanan üyeler, ''İstihdam ve Dayanışma İçin Kemer Sıkma Politikalarına Hayır'' yazılı pankart açarak, çeşitli sloganlar attı.
Öte yandan DİSK ve KESK üyeleri, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu'nun çağrısı üzerine Avrupa'daki bazı ülkelerde yapılan greve destek vermek için Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği önündeki toplandı.
DİSK Genel Başkan Yardımcısı Metin Ebetürk, ''Bu tablo karşısında artık simgesel eylemler yetersiz kalmaktadır. Hayatın akışını etkileyen yaygın ve güçlü eylemlerin zamanı gelmiştir. Sermayenin kemer sıkma politikalarına karşı ülke düzeyinde devam eden muhalefet ilk defa uluslararası bir nitelik kazanarak 14 Kasım'da 'Avrupa grevi' boyutuna ulaşacak. Bugün eylemler ilk kez Avrupa kıtasının tamamında eş zamanlı gerçekleşecektir. Avrupa grevi sadece bir başlangıç, sadece bir ilham kaynağı olacaktır'' diye konuştu.
KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul da bugün Avrupa'da bütün işçilerin alanlarda olduğunu savunarak, '' Avrupa'da emekçiler üretimden gelen güçlerini kullanarak bu krizi kendilerinin yaratmadığını söylüyorlar. Dünya ölçeğinde kapitalizmin yaşadığı krizin sorumlusu biz emekçiler değiliz. Bu krizin faturasını biz ödemek istemiyoruz. Bu krizin faturasını krizi yaratanlar ödemelidir'' dedi.