ABD'nin klorlu tavuğuna Alman direnişi

Atlantik'in iki tarafına da 100 milyar dolarlık büyümesağlayacak serbest ticaret anlaşması Alman kamuoyununitirazlarıyla tehlikeye giriyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HİLAL SARI

DIŞ HABERLER - Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasında müzakereleri süren serbest ticaret anlaşmasına Almanya’dan itiraz sesleri yükseliyor. ABD’nin Avrupa’da ticari dinleme faaliyetleri yaptığının iddia edilmesinden bir süre sonra Almanya’da gıda güvenliği sebebiyle ABD ürünlerine pazarını açmak istemediğini söyleyen sesler çoğalıyor. Her iki tarafa da 100 milyar dolarlık büyüme sağlayabilecek bu serbest ticaret anlaşmasının büyüme ve istihdam yaratabileceğini fakat her halükarda kamuoyunun desteğini alması gerektiği belirtiliyor. 

Almanya Başbakanı bir keresinde “ABD ve AB arasındaki ticaret anlaşmasından daha fazla istediğim bir şey yok” ifadelerini kullanmıştı fakat bugün Brüksel ve Wahshington’da birçok kişinin endişe ettiği gibi Almanların bu konu hakkındaki görüşlerinin değiştiği belirtiliyor. Bu da AB’nin en büyük ihracatçısını dünyanın en büyük ticaret anlaşmasının en sesli muhalifine dönüştürüyor. Transatlantik bir anlaşma Avrupa Birliği’nin ihracat motoru Almanya’ya 800 milyon insanın yaşadığı bir pazar kazandırabilir ve Almanya lüks otomobillerini, trenlerini ve kimysallarını ABD’de satarak son aylarda bocalamış olan ekonomisine cazip bir etki sağlayabilir. Fakat sadece bazılarının beklediği gibi Avrupa’nın gıda ve çevre koşullarına karşı tehdit endişeleri en fazla Almanya’da ses buldu. Ülkenin güçlenen ve etkili Yeşiller Partisi ABD’deki kötü ve sağlıksız gıda ve çevre konularını gündemine taşıyarak ABD’nin dinleme faaliyetlerine de değindi. 

Yeşiller: Böyle bir anlaşma istemiyoruz 
Her iki taraf için de yıllık 100 milyar dolarlık bir büyüme sağlayacak olan anlaşmada Almanya özellikle gıda güvenliği konusunda endişelerini dile getirdive klorlu tavukların anlaşma gerçekleşse dahi Avrupa’ya satılamayacağına dair açıklamalar yaptı. Yeşiller Partisi’nden mayıs ayı parlamento seçimlerinde seçim kampanyasının göbeğine ABD-AB serbest ticaret anlaşmasına karşıtlığını koyan 32 yaşındaki Ska Keller “Böyle bir anlaşma istemiyoruz, müzakerelerden olumlu hiçbir şey çıkmasını beklemiyorum” diye konuştu. 

Almanların çoğu klor tavuğu sağlıksız buluyor 
ABD istihbaratının Almanya’da ticari dinleme yapmış olduğu iddialarından önce dahi ABD’de tavuklara klor enjekte ediliyor olmasının Avrupa’da tanıtılmış olmasının Almanları alarma geçirdiği ve AB-ABD ticaret anlaşması hakkındaki endişeleri büyüttüğü belirtiliyor. Almanya'da ‘klor tavuk’ deyiminin taksi şöföründen ev hanımlarına herkesin dilinde olduğu ifade ediliyor. Araştırma firması Forsa’nın yapmış olduğu bir anketin sonuçlarına göre Almanların büyük bir çoğunluğu ABD’de kullanımı serbest olan klorinle yıkanmış tavuğun insan sağlığına tehlike oluşturduğuna inanıyor. Avrupa Birliği’nde aynı amaç için antibiyotikler kullanılıyor. Merkel bu endişeleri biraz olsun dindirmek için “ABD ile bir anlaşma imzalansa bile klor tavuk uygulamasına izin verilmeyecek” diye açıklama yapmıştı.. 

Kamuoyu müzakereleri çok yakından takip ediyor 
Avrupa Birliği ticaret şefi Karel De Gucht birçok Avrupalının TTIP’nin uzaydan gelen bir şey olduğunu düşündükleri konusunda uyarı yaptığı belirtilen habere göre kamuoyunun desteği anlaşmada hayati önem taşıyor çünkü anlaşmanın ABD Kongresi’nde ve Avrupa Parlamentosu’nda da onaylanması gerekiyor ve Almanya’nın parlamentodaki yasa koyucular arasında en fazla koltuğa sahip ülke olduğunun altı çiziliyor. Bazı AB üyesi emsallerinin aksine Almanların müzakereli çok yakından takip ettiği, müzakere konusunun TV şovlarında, dergilerde ve gazetelerde veya radyoda gündeme gelmeden hiçbir haftanın geçmediği ve tüm bu yayınlarda yorumların bir çoğunun olumsuz olduğu belirtiliyor. 

Avrupa’da emek piyasası ve tüketiciler anlaşmayı istemiyor 
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) adıyla anılan ABD-AB serbest ticaret anlaşması için Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Avrupa Birliği liderlerini ABD ile müzakerelere başlamak için ikna etmişti. Anlaşmanın transatlantik ticaret ilişkilerini şimdiden günlük 3 milyar dolar değerinde artıracağı, ticaretteki bariyerleri kaldırarak Batı’nın Çin’in dünya ticaretini şekillendirmesi karşısındaki gücünü artıracağı öngörülüyordu. Bu hafta Brüksel’de altıncı kez bir araya gelecek müzakereciler gelecek yıl gibi bir anlaşmaya varmayı umuyor. Fakat müzakerecilerin zorlandıkları asıl noktanın ciddi bir çoğunluğu anlaşmanın karşısında olan işgücü ve tüketici gruplarını ikna etmek olduğu belirtiliyor. 

'İhracatçı olması pazarını açmak istediği anlamına gelmiyor' 
AB ticaret şefi De Gucht’un bu konuda en etkin çalışan yetkili kişi olduğu, Alman üniversitelerini ziyaret ettiği, senatoda konuşmalar yaptığı ifade ediliyor. Avrupa Komisyonu Başkanı’na danışmanlık yapmış olan Phillippe Legrain ise "Almanya’nın büyük bir ihracatçı olmasının pazarlarını açmak isteyeceği anlamına gelmez" dedi.