Almanya göç sorununun üstesinden gelebilmek için eyaletlere 1 milyar avro verecek

Almanya’da mülteci yükünün hafifletilmesi ve göç sorununun üstesinden gelinmesi için federal hükümetin eyaletlere bu yıl ek olarak 1 milyar avro vereceği bildirildi.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, eyaletler başbakanlarıyla ülkedeki mültecilerin durumunu, düzensiz göçü ve eyaletlere yapılacak maddi desteği ele aldı.

Toplantının ardından paylaşılan karar metninde, 2022’de Almanya’da mülteci sayısının önemli ölçüde arttığına işaret edilerek, 2023’ün ilk aylarında da üçüncü ülkelerden Almanya'ya gelenlerin sayısının yüksek olduğu belirtildi.

Metinde, mülteciler konusunda insani sorumlulukları üstlenmeye devam edileceği, ancak bunun için ek tedbirlere ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.

Yasal ve insani yükümlülükleri yerine getirerek göçün daha güçlü bir şekilde yönlendirilmesi, ülkeye gelen insanların sayısının ve statüsünün mümkün olan en hızlı şekilde kayda geçirilmesi, süreçlerin dijitalleştirilmesi, Almanya'da kalması mümkün olmayanların, özellikle de suçluların ülkelerine geri gönderilmesi gibi konuların öncelikli ele alınacağı hususunda mutabakata varıldığı belirtilen metinde, eyaletlere 2023’te ek 1 milyar avro daha destek verileceği bilgisi paylaşıldı.

Metinde, mülteciler konusunda eyaletlerin yükünün hafifletilmesine ilişkin kalıcı maddi destek verilmesiyle ilgili kasımda yapılacak toplantıda karar alınacağı kaybedildi.

AB'ye katılım perspektifine sahip ülke vatandaşları için iltica prosedürlerinin hızlandırılması gerektiği konusunda hemfikir kalındığı belirtilen metinde, Gürcistan ve Moldovya’nın güvenli ülke olarak sınıflandırılması istendi.

Sınır dışı gözaltı süresi 28 güne çıkabilir

Almanya’da kalma hakkı olmayan ve ülkeyi terk etmesi gerekenlerin büyük zorluluk teşkil ettiği aktarılan metinde, sınır dışı uygulamalarının kararlı bir şekilde yerine getirileceği, sınır dışı gözaltı süresinin de 10 günden 28 güne çıkarılmasının planlandığı belirtildi.

Metinde, düzensiz göç ile mücadelede federal polisin yetkilerinin arttırılacağı, adli merciler ile yabancılar daireleri arasındaki bilgi alışverişinin iyileştirileceği vurgulandı.

Başbakan Scholz ve eyalet başbakanların yayımladığı metinde, Avrupa Birliği (AB) ortak iltica sisteminin yenilenmesine ilişkin devam eden müzakerelerde Almanya’nın, uluslararası koruma verilmesi ihtimali düşük olan kişilerin AB dış sınırındaki ülkede iltica sürecinden geçirilmelerinden yana olması talep edildi.

Düzensiz göçü azaltmak için Frontex’in güçlendirilmesi istenen metinde, AB dış sınırında düzensiz göçten etkilenen AB ülkelerine destek çağrısında bulunuldu.

Eyaletlere ve yerel yönetimlere mültecilerin barınması konusunda destek vereceği ve bunun için federal hükümete ait mülklerin kira alınmadan tahsis edileceği ifade edilen metinde ayrıca barınma yerlerinin inşa edilmesinin kolaylaştırılması için yönetmeliğin değiştirileceği kaydedildi.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, toplantının ardından Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephan Weil ve Kuzey-Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Hendrik Wüst ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Scholz, Almanya’nın büyük zorluklarla karşı olduğunu belirterek, toplantıda alınan kararlardan memnun olduğunu söyledi.

Yerel yönetimler maddi desteği yetersiz buldu

Eyaletlere mülteciler konusunda kalıcı maddi destek verilmesine ilişkin yapılacak görüşmelerin her çabaya değeceğini ifade eden Scholz, “Ancak bu görevi çözmek de kolay değil, çünkü son yıllarda çok şey yaşandı.” dedi.

Kuzey-Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Wüst ise mültecilerle ilgili federal hükümetin vereceği paranın yeterli olmadığını savunarak, 1 milyar avro verme kararının yararlı olduğunu, ancak tek seferde verileceğinden yerel yönetimler için yetersiz olduğunu kaydetti.

Hükümet ile yerel yönetimler arasında mültecilerin barınması ve bakımı için ayrılan para konusunda tartışma yaşanmış, yerel yönetimler de konuyu Başbakan Scholz ile görüşmek istemişlerdi.

Alman hükümeti, eyaletlere daha önce mültecilerin barınması ve bakımı için 2,75 milyar avro ayırmıştı. Yerel yönetimler ise artan mülteci sayılarında dolayı söz konusu paranın yetmeyeceğini savunmuştu.