Amerikalı fon yöneticileri Türkiye'yi yakın takibe aldı

The Doman Group (TDG) Portföy Yöneticisi Ayan, siyasi belirsizliği ciddi ölçüde atlatmış olan Türkiye'de gelişmekte olan ülke fon yöneticilerinin ilgisini çektiğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL -  ABD'de bulunan varlık yönetim şirketi The Doman Group (TDG) Portföy Yöneticisi Öner Ayan, siyasi belirsizliği ciddi ölçüde atlatmış olan Türkiye'nin  gelişmekte olan ülke fon yöneticilerinin ilgisini çektiğini belirterek, "Amerikalı fon yöneticileri Türkiye'yi yakın takibe aldı, Türk hisse senetlerinde yabancılar tarafından ciddi bir alım söz konusu" dedi.  

Uluslararası fon yöneticilerinin Türkiye'ye ilgisine ilişkin açıklama yapan Ayan, daha önce Türkiye'yi çifte Bloomberg ekranının sağdaki ekranının alt köşesinde sadece endeks değeriyle takip eden Amerika bazlı büyük bir global hisse fonu yöneticisi arkadaşının şimdi BİST-100 endeksini sol ekranda en sol sütunun yukarısına doğru aldığını hatta altına ikisi banka bir tanesi holding olmak üzere işlem hacmi yüksek üç Türk hisse senedini de ekleyerek Türkiye'yi çok yakından takibe aldığını anlattı. 

Aylardır sesini duymadığı, kendisine şimdiye kadar sadece ayaküstü bir kahve ısmarlamış olan başka bir Amerikalı fon yöneticisi arkadaşının pahalı bir restorana öğlen yemeğine davet edip Türkiye'deki siyasi ve ekonomik gelişmeler, barış sürecinin devamı, şirketlerin ve bankaların karlılıklarını etkileyebilecek kilit kanunlar hakkında sorular sorup not tuttuğunu anlatan Ayan, "Bu tutumdan sonra emin oldum ki Türk hisse senetlerinde yabancılar tarafından ciddi bir alım söz konusu. Görüştüğüm fonlar ya bu alımı yapmışlar, arttırmak için benden vermiş oldukları kararı teyit edici bilgiler toplamaya çalışıyorlar ya da karar vermek üzereler" dedi. 

Ayan, kendilerine yatırımlarının statüsünü sormadığını, sorsa da söylemeyeceklerine emin olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:  

"Söyleseler de duyduklarıma yüzde 100 inanmazdım. Fon yönetim sektöründe, arkadaş bile olsanız, sizinle aynı senetleri alabilecek herkes rakibinizdir ve sizden saniye önce elde edilmiş bilginin sizin portföyünüze maliyeti milyonlarca dolar olabilir. Ancak bu iki fonun toplamda yönettiği global hisse ve bono miktarının 350 milyar doları geçtiğini ve Türkiye'den yapacakları (veya halihazırda yapmış oldukları) alımlarının milyarlarca doları bulabileceğini söylersem işin ciddiyeti anlaşılır sanırım. Bu miktarı nasıl tahmin ettiğimi sorarsanız, fon yönetirken portföyünüze anlamlı, ölçülebilir bir etki yapması ve fonun verimli bir şekilde yönetilmesini mümkün kılması için bireysel pozisyonların ağırlığı genelde en az yüzde 1 ile en çok yüzde 4 arası değişir. Ağırlıklar daha küçük olursa hem bir pozisyondaki fiyat artışının toplam portföy değerine etkisi az kalır, hem de portföyünüzdeki pozisyon sayısı (her birisi yüzde 1 den) yüz adeti geçeceği için bu kadar hisseyi yönetebilmeniz zorlaşır. Eğer ağırlıklar daha fazla olursa bireysel pozisyon riskiniz dengesiz olacağı için portföyünüzün volatilitesi, yani oynaklığı yükselir, bu da yatırımcılar tarafından istenmeyen bir özellik. Sonuçta, bu derece büyük bir fonun Türkiye'ye giriş yapmasının etkisini bu şekilde tahmin edebilirsiniz. Daha da destekli bir tahmin isterseniz bu fonların yayımlanmış olan prospektüslerinden rahatça ortalama pozisyon ağırlığı, hatta taşıma sürelerini öğrenmek mümkün." 

Ayan, kurumsal fon yönetmenin sadece Trader'larla alım satım emri vermek değil, her basamağında dikkatli olunması gereken, prosedürü bol bir iş olduğunu dile getirerek, "Özellikle global hisse pozisyonu taşımak, eğer ki sizi destekleyen tam teşkilatlı bir Asya masası takımınız yoksa, gerçekten zor ve bezdiricidir. Her gün Tokyo ve Avustralya borsası gelişmelerine, sonrasında Seul borsasındaki haberlere bakıp acil bir durum yoksa uyuyabilirsiniz. Yok, eğer bu ülkeler veya elinizdeki senetlerle ilgili önemli bir haber, pozisyon azaltıp arttırma kararı gerektirecek bir gelişme varsa analistinizi veya yatırım komitenizden beraber çalıştığınız diğer arkadaşınızı arayıp, belki uyandırıp konuyu tartışacaksınız" diye konuştu.  

Durum gerektiriyorsa o saatte işte olan gece masası Trader'ını arayıp alım satım talimatı, emir limiti ve emri nasıl gerçekleştirmesi gerektiğinin detaylarının verildiğini, sabah erkenden kalkılıp Taiwan, Hong Kong, Shanghai, Mumbai, Johannesburg, İstanbul ve Avrupa'daki gelişmelerin aynı şekilde analiz edildiğini belirten Ayan, bu arada Güney Amerika ve Latin Amerika işleme açıldığını, Brezilya, Arjantin, Şili, Peru, Meksika borsalarının takip edildiğine işaret eden Ayan, şöyle konuştu:  

"Bu sürecin her basamağı önemlidir ama bence en çok özen gerektiren, hatta hayati olan durum Trader'ınızın sizin verdiğiniz talimatları harfiyen yerine getirip getirmediğini kontrol etmenizdir. Çünkü verilen her talimat ya telefonda ya da e-posta sisteminde kaydedilir ve harfiyen yerine getirilmediyse fonunu yönettiğiniz bireysel veya kurumsal yatırımcılara bu durum düzenli olarak bildirmek durumundasınız. Sizin Trader'ınıza verdiğiniz talimatın harfiyen yerine getirilmemesinden oluşan maddi bir zarar varsa yatırımcıya bir çek gönderilerek telafi edilir, Trader'ınız ile daha sonra şirket içinde hesaplaşırsınız veya uyarırsınız, önemli olan yatırımcı şirketinizden şikayetçi olmasın veya dava etmesin. Wall Street'de buna benzer davalar çok olduğu için fon yöneticileri artık çok dikkatli davranıyor." 

"Obama'ya yönelik Putin'e karşı pasif kaldığına dair eleştiriler arttı" 

 Ayan, şu an için işlerin iyi olduğunu, Amerikan borsası ve global piyasaların son yılların en yüksek değerlerinden işlem gördüğünü ve yatırımcıların hemen hepsinin karda olduğuna vurgu yaparak, şöyle dedi: 

"Karınları tok, sırtları pek ve bir şikayetleri yok. Ancak genelde borsa düşüşe geçip fonlar zarar etmeye başladığında işin tadı kaçar. Efsane fon yöneticisi Warren Buffet'ın dediği gibi sular çekilmeye başlayınca kimin mayosu olmadan yüzdüğünü görebilirsiniz. Para kaybeden kurumsal yatırımcılar panikler, paralarını çekmek ister ve kaybettikleri paranın fon yönetenlerin ihmalinden kaynaklandığını iddia edip fon yöneticilerine dava üzerine dava açıp tüm kayıtları görmek isterler. Bu davaların çok az kısmı başarılı olmasına rağmen fon yöneticileri sırf o duruma düşmemek için ve isimleri gazetelerde görünmesin diye kayıtlarını çok sıkı tutarlar ve şikayetleri baştan engellemeye çalışırlar. Eğer bir dava açılır da tutulan elektronik posta ve telefon kayıtlarını gösteremezseniz davayı otomatikman kaybedip, daha da kötüsü sizin bir ihmaliniz olmasa bile zan altında kalarak yatırımcının zararını karşılamak zorunda kalabilirsiniz."  

Öner Ayan, Ukrayna ve Orta Doğu'daki gelişmelerin çok yakından izlemesi gerektiğini, Amerika'da Obama'ya yönelik Putin'e karşı birşey yapamadığına, pasif kaldığına dair eleştirilerin arttığını, bu eleştirileri susturmak için sürpriz bir adım atılmasının  veya bir açıklama yapmasının mümkün olduğunu ifade ederek, bu bölgelerden gelecek haberlere göre Türk hisse ve bonolarında yabancı alımı, Amerikan faiz oranları ve dolayısıyla Amerikan doları değerinde hareketlenme görülebileceğini belirtti. 

Bu konularda ilginizi çekebilir