”Ankara, çözümün anahtarını elinde tutuyor”

LEFKOŞA - Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, "Ankara'nın, Kıbrıs sorununun çözüm anahtarını elinde tuttuğunu" savunarak, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'dan "Türkiye'ye yönelmesini" talebinde bulundu.

BM Genel Kurul toplantısı için New York'ta bulunan Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, dün BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüştü. Rum basınına göre, Hristofyas görüşmede, Kıbrıs Rum kesiminin "kırmızı çizgilerine" vurgu yaptı. Hristofyas, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Genel Sekreter ile görüşmesinin samimi bir havada geçtiğini, Ban ile aralarında "iyi bir kimya bulunduğunu" ve görüşme sırasında Kıbrıs sorunundaki gelişmelere ilişkin görüşlerini Ban'a iletme fırsatı bulduğunu ifade etti.

Hristofyas, "Başlamış olan doğrudan görüşmelerin gidişatı hakkında kendi fikrimizi söyleme ve BM Genel Sekreteri'nden, dostum Mehmet Ali Talat'ın tepkilerinden bağımsız olarak, Türk veya Kıbrıs Türk tarafının yönetim konusunda ele aldığımız konularda daha mantıklı olması için, çözüm anahtarına sahip olduğuna inandığım Ankara'ya yönelmesini talep etme fırsatı buldum" diye konuştu.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın, "Kıbrıs Rum tarafının oyalama taktiği güttüğü" yönündeki açıklamasının sorulması üzerine ise Hristofyas şunları söyledi:

"Ne söylemem gerekir? Bunu benim söylemem gerekirken, Sayın Talat'tan duyuyorum. Bu açıklamalardan üzüntü duyuyorum. Dimitris Hristofyas'ın Kıbrıs sorununun çözümünün temel ilkelerinden sapması mümkün olamaz. Bu mesajı Sayın Talat'a vermiştim ve şimdi BM binasından yeniden veriyorum."

Kıbrıs Rum tarafının "esneklik ve anlayış göstereceğini" savunan Hristofyas, "ancak devletin, ekonominin ve halkın bütünlüğüne ilişkin ilkelerin kendisi tarafından çiğnenmesinin söz konusu olmayacağını" kaydetti ve "bu esnekliğin hiç kimse tarafından yanlış anlaşılmaması gerektiğini" söyledi. Hristofyas, BM Genel Sekreteri'nin her zaman iyi niyet misyonu çerçevesinde hareket ettiğini ve Kıbrıs sorununun çözüm sürecinin de "iki toplumlu müzakereler aracılığıyla yapılan BM süreci olduğunu" belirterek, şunları söyledi:

"Türkiye ile ilişkili olanlar ise, uluslararası boyutta konulardır ve bunlar da kesinlikle müzakere masasına gelecek. Ancak müzakereler iki toplumludur. İki devlet arasında değil, iki toplum arasında anlaşma yapılacaktır."