”Balkanlarda 4 ana hedefimiz var”
Davutoğlu, Türkiye'nin dönem başkanlığındaki toplantıda çok yapıcı ve yararlı görüşme yaptığını bildirdi
İSTANBUL - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Balkanlar'da siyasal istikrarın sağlanması, ekonomik karşılıklı bağımlılığın, kültürel çoğulculuğun ve uyumun sağlanması, oluşacak bölgesel işbirliği alanının ortak bir Avrupa evinin güçlü bir ekseni olmasını hedeflediklerini belirterek, "Bu çalışmalarla birlikte Balkanlar önümüzdeki dönemde bir kriz alanı değil, bir refah, istikrar ve güvenlik alanına dönüşecek" dedi.
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin dönem başkanlığındaki toplantıda çok yapıcı ve yararlı görüşme yaptığını bildirdi.
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci'nin, Balkanlar'da ve Güneydoğu Avrupa'da kalıcı bir barışın, ekonomik kalkınmanın ve siyasal istikrarın sağlanması için kurulan en anlamlı platform olduğunu ifade eden Davutoğlu, platformun hem bölgedeki siyasal, ekonomik ve kültürel ilişkileri yeniden sağlam temeller üzerinde kurmak, hem de bölgenin Avrupa-Atlantik yapılarına entegrasyonu konusunda çalışmalar yapması bakımından önemli olduğunu vurguladı.
Dönem başkanı olarak platformun etkin bir biçimde yürütülmesi için üzerlerine düşeni yapacaklarını anlatan Davutoğlu, katılımcıların çok ciddi katkılarda bulunduklarını, bölgesel aidiyet ve sahiplenmenin gerçekleşmesinin önemine işaret ederek, "Bu toplantıda bölgesel sahiplenmenin gerçekleşmiş olduğunu görmekten büyük memnuniyet duyduk" diye konuştu.
Balkanlar'ın çoğu zaman kimi siyasal gerilimler ve etnik farklılıkların ortaya çıkardığı sorunlarla akla geldiğini anlatan Davutoğlu, Balkanlar'ın çok güçlü kültürel zenginliklerin, değişik farklı kültürel yapıların içiçe yaşadığı, kent kültürünün egemen olduğu bir bölge olduğunu kaydetti. Bunun için sloganı "Paylaşılan geçmişten ortak geleceğe" olarak belirlediklerini hatırlatan Davutoğlu, ortak bir geçmişin paylaşıldığını, ortak bir geçmişten hareketle ortak bir geleceği de birlikte inşa etmek kararlılığında olduklarını kaydetti.
4 Hedef
Davutoğlu, bugünün, Balkanlar için önemli bir gün olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Çünkü burada biraraya gelen 11 ülkenin temsilcileri, bu kararlılığı bir kez daha sergilediler. Biz siyasi anlamda kararlılığı sergiledikten sonra Balkanlar'da 4 ana hedefin gerçekleşmesini istiyoruz. Birincisi, Balkanlar'daki siyasal istikrarın temini. Bu istikrarın temin edilmesi için de sorunları karşılıklı görüşerek insanların, ülkelerin birbirini daha yakından tanıması ve diyaloğu önemsiyoruz. İkincisi, ekonomik karşılıklı bağımlılığın sağlanması. Balkan coğrafyası aslında tarih boyunca ortak tek bir ekonomi halinde varlığını sürdürmüştür. Şehirlerin birbirlerine ekonomik ilişkiler bakımından kaderleri bağlanmıştır. İstanbul'u Üsküp'ten, Selanik'i Üsküp'ten, Üsküp'ü Saraybosna'dan, Priştine'den, Belgrad'dan ayırmak mümkün değil. Bunlar tarih boyu alışveriş yapmış, ortak ulaşım hattında bulunmuş şehirlerdir. Biz bu ekonomik karşılıklı bağımlılığı yeniden kurmak istiyoruz. Bunun kurulması için de çok sağlam temellerde, enerji, ulaştırma, iletişim alanında ciddi projelere imza atmak istiyoruz."
Kültürel işbirliği
Davutoğlu, üçüncü önemli ilkenin de kültürel çoğulculuğun ve uyumun sağlanması olduğunu ifade ederek, bu konuda gelecek dönemde ciddi çalışmalar yapmayı düşündüklerini söyledi. Davutoğlu, aralık ayı içinde ekonomik ilişkiler alanında sanayi bakanlarının, kültürel ilişkiler bakımından da kültür bakanlarının İstanbul ve Konya'da biraraya gelmesini planladıklarını kaydetti.
Davutoğlu, dördüncü önemli ilkenin de bölgesel işbirliği alanı oluştuktan sonra, bunun Avrupa'nın tümü ve Atlantik yapılarıyla birlikte, ortak bir Avrupa evinin güçlü bir ekseni olmasını temenni ettiklerini bildirdi.
Bu çalışmalarla birlikte Balkanlar'ın gelecek dönemde bir kriz alanı değil, bir refah, istikrar ve güvenlik alanına dönüşeceğini vurgulayan Davutoğlu, "Türkiye, bu dönemde üzerine düşen herşeyi yapmaya hazırdır. Dönem başkanlığımızı fırsat olarak telakki ediyoruz. Önümüzdeki 1 yıl içinde çok sayıda bakanlar ve uzmanlar düzeyinde toplantı planlıyoruz" diye konuştu.
Davutoğlu, yıl sonunda dönem başkanlığını Karadağ'a devrettikten sonra bugünkünden daha güvenli ve uyumlu bir bölge için çalışacaklarını, katılımcılardan gördüğü kararlılıktan memnuniyet duyduğunu belirtirken, "Önümüzdeki dönemin bölgemiz, bölge ülkeleri ve halkları için başarılı, huzur dolu, barış dolu olmasını temenni ediyorum" dedi.
"Papandreu'da ikili ilişkileri güçlendirmek için çok güçlü bir irade var"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'da, ikili ilişkilerin daha da güçlü zeminde ilerlemesi için çok güçlü bir irade ve yaklaşım gördüğünü belirterek, "Bizde de aynı yaklaşım mevcuttur. Bu, ilişkilerimize yeni bir ivme katacaktır" dedi.
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtlayan Ahmet Davutoğlu, Yorgo Papandreu'nun ilk yurtdışı ziyaretini bu toplantı vesilesiyle Türkiye'ye yapmış olmasına ilişkin bir soru üzerine, ziyareti gerçekten çok önemli bulduğunu, Papandreu'nun seçilmesinin ve hükümeti kurmasının hemen ardından Türkiye'ye gelerek, toplantıya katılmakla iki güçlü mesajı ilettiğini söyledi.
Davutoğlu, bunlardan ilkinin, Türkiye ile ilişkilere verdiği önem olduğunu, Papandreu'nun hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hem de kendisiyle ikili görüşmeler yaptığını ifade ederek, "İkili ilişkilerimizin daha da güçlü zeminde ilerlemesi için ben çok güçlü bir irade ve yaklaşım gördüm sayın Papandreu'da. Bizde de aynı yaklaşım mevcuttur. Bu, ilişkilerimize yeni bir ivme katacaktır" diye konuştu.
İkinci mesaj olarak da Papandreu'nun, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Toplantısı vesilesiyle bu ziyareti gerçekleştirmesinin, yalnızca Türkiye ile değil bölgesel işbirliğine de büyük önem vereceğinin işareti olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Bu bakımdan bu ziyaret çok zamanlı olmuştur ve kendisine böyle bir ziyareti gerçekleştirmesi dolayısıyla da teşekkürlerimi ifade ettim. Bu başlangıcın çok güzel bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu güzel başlangıcın olumlu sonuçları iki ülke halkları için de gündeme gelecektir" dedi.
Davutoğlu, bir soru üzerine, Papandreu'nun toplantıda, Yunanistan'ın Türkiye'nin AB sürecine verdiği desteği bir kez daha yinelediğini kaydetti.
"Kıbrıs'ta süecin hızlanması bölge barışının yararına"
Kıbrıs konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını, Yunanistan ile Türkiye'nin birlikte bu müzakerelere çok ciddi katkılar yapabileceğine inandıklarını ifade eden Davutoğlu, bu sorunun çözümünün hem Ada'daki iki toplum, hem Türkiye ve Yunanistan, hem Doğu Akdeniz'in güven ve istikrarı, hem de AB için çok önemli sonuçlar doğuracak bir gelişme olacağını vurguladı.
Davutoğlu, bu bakımdan Türkiye'nin üzerine düşeni yaptığını ve bu çabaların daha da hızlı işlemesi için BM Genel Kurulu marjında da büyük çaba sarfettiklerini belirterek, "Maalesef aynı istek ve kararlılığı Kıbrıs Rum yönetimi tarafında göremiyoruz. İkinci aşamada yapılan iki toplantı da, değişik gerekçelerle, Rum tarafından kaynaklanan gerekçelerle, gecikmeli olarak yapılabiliyor. Biz bu sürecin hızlanmasında, herşeyden önce bölge barışı için büyük fayda mülahaza ediyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin AB müzakere sürecinin kendi doğası içinde seyredeceğini ifade eden Davutoğlu, bu konuda kararlılıklarını sürdüren bir politika izlemeyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Balkanlar ortadoğu ve kafkaslarda barış atağı
Davutoğlu, "Yarın İsviçre'ye gidiyor musunuz? Son dakikada bir pürüz bekleniyor mu? İmzaya katılacak ülkeler arasında bir pürüz yaşandığı söyleniyordu, davetliler olarak. Bu sorun halledildi mi?" sorusuna verdiği yanıtta, geçen hafta yaptığı bir basın toplantısında ekim ayını "barış diplomasisi ayı" olarak ilan ettiğini hatırlattı.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gerçekten de ilk işaretlerini hepiniz görmektesiniz. Bugünkü toplantı da bunun en önemli ilk işareti oldu. Sayın Papandreu'nun gelişini o zaman planlamamıştık, ama o bile, ekim ayının barış diplomasisi ayı olacağı argümanımızı daha da güçlendiren bir gelişme oldu. Biz önümüzdeki 1 hafta-10 gün içinde Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar'daki barış çabalarımızı ve ataklarımızı devam ettireceğiz. Bu, Kafkaslar için de önemlidir ve Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci doğal seyrinde devam edecektir. Dün ve bugün yine Kafkaslar için önemli olacak şekilde Kişinev'de Azerbaycan ve Ermenistan arasında görüşmeler yapıldı. O sürecin de devam ediyor olması çok önemli bir mesajdır Kafkaslar açısından."
Gelecek hafta içinde Suriye ve Irak'a da gideceklerini, Suriye gezisi sırasında sınırda vizelerin kaldırılmasını öngören anlaşmayı imzalayacaklarını, hafta sonu ya da sonraki haftanın başında da Bosna-Hersek ve Arnavutluk'a seyahat edeceklerini belirten Davutoğlu, "Dolayısıyla bu 10 gün içinde Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'daki, Türkiye'nin barış diplomasisi çabaları sürecek. Çevremizde ekonomik refaha, siyasi istikrara ve güvenliğe dayalı bir ortam oluşması için her türlü çabayı sürdüreceğiz. Ermenistan ile normalleşme sürecinde doğal seyrin dışında herhangi bir gelişme beklememek gerekir" diye konuştu.
Şeb-i Aruz törenleri
Davutoğlu, toplantılar kapsamında konuk bakanlar arasında da ikili görüşmelerin yapıldığını ifade ederek, bu çerçevede Moldova ve Bosna-Hersek arasında diplomatik vizenin kaldırılması konusunda İstanbul anlaşmasının imzalandığını kaydetti.
Gelecek dönemde gerçekleştirilmesi planlanan ve simgesel önem taşıyan projelere ilişkin de bilgi veren Davutoğlu, aralık ayında Konya'da Şeb-i Aruz törenleri dolayısıyla Balkan ülkelerinin kültür bakanlarını biraraya getirmeyi düşündüklerini, bu etkinlikle Konya'daki Mevlana ruhunun Balkanlar'daki ruhla birleşeceği umudunu taşıdıklarını bildirdi.
Davutoğlu, gelecek dönemde bir Balkan kültürleri sergisi ve bu bağlamda değişik Balkan ev geleneklerinin yansıtıldığı bir Balkan köyü projesini de gündeme getireceklerini belirterek, bunun, Balkan ülkelerinin ortak kültürünü yansıtan önemli bir faaliyeti olarak, bölgesel bilinci daha da güçlendireceğini söyledi.
Karadağ Dışişleri Bakanı'ndan destek
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci'nde (GDAÜ), Türkiye'nin ardından dönem başkanlığını devralacak olan Karadağ Dışişleri Bakanı Milan Roşen, Türkiye'nin dönem başkanlığında ortaya konulan öncelikleri desteklediklerini söyledi.
Milan Roşen, GDAÜ Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında, sürecin 11 devleti biraraya getirdiğini, Avrupa-Atlantik entegrasyonunun büyük bir fırsat olduğunu belirterek, "Biz geçmişimizde entegrasyonla ilgili çalışmalar yapan ülkeler olarak buradayız. Biz Balkan tünelinin ucundaki ışığı görüyoruz ve bu ilerlemenin mümkün olan en kısa zamanda gerçekleştirilmesini diliyoruz" dedi.
Roşen, tüm bölgesel işbirliği türlerinin ve yollarının kullanılması gerektiğine işaret ederek, işbirliği sürecinin ülkeler arasında bir şemsiye görevi gördüğünü, bu şemsiyenin çevresinde ülkelerarası işbirliği olmaksızın yaşanamayacağını dile getirdi.
İçinde bulunulan dönem gibi dönemlerden geçebilmek için bu sürece ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Roşen, şunları kaydetti:
"Tüm Güneydoğu Avrupa ülkeleri olarak hepimiz AB'nin kapılarını çalıyoruz. Böyle inisiyatiflerle, böyle girişimlerle işbirliğini desteklemeye çalışıyoruz. Enerji, ulaştırma, ticaret, kültür, eğitim ve çevre gibi tüm alanlarda işbirliği yapmaya çalışıyoruz. Bunun yanında mali sektörler arasında işbirliğini ve kapasite geliştirmeyi birlikte yapmaya çalışıyoruz. Özellikle suçla ve yolsuzlukla mücadele, parlamentolararası işbirliği, tüm bunlar gerçek yaşamdan alınan ve bizim için hayati önem taşıyan süreçler. 'Geleceğimizi iyiniyetle nasıl biçimlendirebiliriz? Ortak siyasal iradeyi nasıl çalıştırabiliriz?'; önümüzdeki sorun budur. Bunu, ikili ilişkilerimizi, iyi komşuluk ilişkilerimizi geliştirerek, komşular olarak biraraya gelerek yapabiliriz. Bunun yanında bölgesel mekanizmaları güçlendirerek de yapabiliriz. Bölgesel İşbirliği Konseyi'nin de altını çizmek istiyorum. Bir araç olarak bu sözettiğimiz amaçları gerçekleştirmek ve bu çabaların işe yaramasını, bu bölgesel sahiplenmeyi sağlayabilmek için. Avrupa Komisyonu'nun Güneydoğu Avrupa için bakış açısı da bu. Hepimiz, Bölgesel İşbirliği Konseyi'ni böyle bir araç olarak kullanmalıyız. Biz, Türkiye'nin dönem başkanlığında ortaya konulan öncelikleri destekliyoruz."
Bu girişimin çok yeni, genç ve küçük bir ülkesi olarak dönem başkanlığını devraldıklarında zor bir görevle karşı karşıya olacaklarını ifade eden Roşen, Türkiye'nin dönem başkanlığının devamını sağlamaya çalışacaklarını, Avrupa-Atlantik yolunda ilerleme kaydedileceğini bildirdi.
Roşen, "Türkiye'nin dönem başkanlığının sloganını duyduk. Geçmişte bölünmüştük ve gelecekte hep birarada olmalıyız. Ben de şunu söylemek istiyorum; Asla ayrılmayalım, hep birlikte kalalım" diye konuştu.
Moldova Dışişleri Bakan Yardımcısı Natalia Gherman
Dönem başkanlığını Türkiye'ye devreden Moldova'nın Dışişleri Bakan Yardımcısı Natalia Gherman da bugünkü toplantının başarılı geçtiğini ve süreci hızlandırmak için önemli adımlar atıldığını belirterek, sürecin, Güneydoğu Avrupa'daki siyasal bir forum ve aynı zamanda bölgenin tek ve birleşik sesi olma özelliği taşıdığını söyledi.
Türkiye'ye düzenleme ve organizasyon dolayısıyla teşekkür eden Gherman, "Sahiplenme inisiyatifi ve Moldova dönem başkanlığı döneminde başlatılan tüm projelerin desteklenip, sizin döneminizde de sürdürülmesi nedeniyle size çok teşekkür ediyoruz. Sizin dönem başkanlığınızda potansiyel işbirliğimizle daha geniş alanlarda işbirliği yapabileceğimize eminim" diye konuştu.
Gherman, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci'nin bölgesel ve uluslararası olarak forum olma özelliğini genişleteceğine, süreçte ülkeler arasında geniş işbirliği olanakları ortaya çıkarılacağına ve AB ile ilgili hedeflerin gerçekleştirileceğine inandığını dile getirdi.
Dönem başkanlığının büyük bir sorumluluk ve siyasal zorluk olduğunu belirten Gherman, "Şu anda Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci'nin troykasını oluşturuyoruz ve biz de Moldova olarak, Türkiye'nin dönem başkanlığını elimizden gelen tüm olanaklarla destekledik" diye konuştu.
Bu arada Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, toplantı katılımcılarına Esma Sultan Yalısı'nda akşam yemeği verdi. Yemek basına kapalı gerçekleşti.