Ben, Obama'nın gönderdiği mektubu bilirim

Başbakan Erdoğan, Brezilya'da yaptığı açıklamada, İran'ın uranyum takası konusunda detaylı görüşmelerin G-20 zirvesinde yapılacağını duyurdu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

RİO DE JANERİO - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Takas anlaşmasıyla ilgili Sayın Obama'nın açıkladığı bir metin ben görmedim. Sadece bunlar dedikodudur. Ben sadece Obama'nın gönderdiği mektubu bilirim. Obama'nın gönderdiği mektup, yaptığı görüşmeler var. Ben direkt olarak hangi mektup bana ulaştıysa, o mektubun içine bakarım, görüşmemize bakarım, buradan hareket ederim. Ismarlama, sipariş üzerine de konuşmam" dedi. Gazze'ye giden insani yardım gemilerini değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu konu tamamen devlet olarak bizim irademizin dışında olan bir harekettir. Yani bir sivil toplum hareketidir" dedi.

Başbakan Erdoğan Brezilya'daki programı çerçevesinde bugün, turistik Şeker Tepesi'ne teleferikle çıktı. Rio de Janerio'yu kuş bakışı gören tepeden manzarayı seyretti. Erdoğan burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 

Erdoğan, "Dün sayın Lula ile yaptığınız görüşmede neler konuşuldu? Bu anlaşma ile ilgili olarak hala bazı tepkiler var. ABD Dışişleri Bakanı Clinton bu konuda bir açıklama yaptı 'bu adımlar dünyayı tehlikeyi sokacak adımlar" dedi. Lula ile neler konuşuldu? Bundan sonra izlenecek politikalarda bir değişiklik var mı? Yoksa kararlılıkla sürdürülecek mi?" sorularına şu yanıtı verdi:

"Bizim attığımız adım dünyayı tehlikeye sokmak için atılan adımlar değil. Tam aksine dünyaya tehlikeye sokma girişimlerini engellemeye yönelik bir adımdır. Biz başından bu yana bir şey söylüyoruz; bölgemizde nükleer silah istemiyoruz. Ve bunu da muhataplarımıza biz bugüne kadar defatle söyledik. Tam aksine, açık ve net söylüyorum; bu konuda konuşanlar dikkat ederseniz, hepsi de kendisi dünyanın sayısal olarak da nükleer silahlarını bulunduran ülkeler. Kendilerinde nükleer silahlar var, kendilerinde nükleer silah olanlar, bölgemizde istediklerinde nükleer silah olmasını açıklıyorlar.

Ama bir diğer taraftan da şu anda İran'da nükleer silah yok. Bu konuya yönelik de 'dünyayı tehlikeye götürecek' diyorlar. Kaldı ki şu anda, Brezilya ve bizim müşterek olarak attığımız adım. Yayınlanan bildirge ile de dikkat ederseniz tamamıyla bu işi engellemeye yönelik, barışçıl amaçlarla nükleer enerji üretimine yönelik bir taahhüt var. Ne direkt bu taahhüt sonuç bildirgesinde olduğu gibi daha ilk maddesinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına üye olan NPT kurallarını da kabul ettiğini teyit eden, bir sonuç bildirgesi. Fakat Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına üye olduğu halde, NPT kurallarını kabul etmeyen bir başka ülkeye aynı şekilde böyle bir yaklaşımı bugüne kadar Viyana Grubu böyle bir yaklaşım içinde bulunmadı. Şimdi burada böyle bir yaklaşım göstermiyorsun ama İranla ilgili dünyayı ayağa kaldırıyorsun. Ben bunu adil, dürüst, samimi bir yaklaşım olarak görmüyorum. Biz de inandığımız doğruları her yerde söylemek için varız. Ve ben siyaseti üstünlerin hukukunu korumak için yapmayan bir partinin genel başkanıyım. Biz hukukun üstünlüğüne inanmış bir hareketin içindeyiz. Dolayısıyla da ülkemizin dünyaya yansımasında da bunu göstermek istiyoruz."

Telefonla diplomasimizi sürdüreceğiz

Erdoğan, Brezilya Devlet Başkanı Lula'nın da 'benim Anayasam buna amirdir' dediğini anımsatarak, şöyle devam etti:

"Buradan hareketle bu işin içerisinde ve şu ana kadar biz bu süreci bu şekilde getirdik. Fakat burada ilginç olan bir şey daha var. Sayın Obama'nın bana yazmış olduğu mektup ve bu yazmış olduğu mektupta ilginç olan şey şudur; yani bu 120 kilo uranyum yakıtının ancak 10 ayda verilebileceğinden bahsedilirken, daha önceki görüşmelerimizden, bundan bahsedilirken şu anda İran, Viyana Grubuna mektubunu yazdı. Ve bir hafta içerisinde bu mektup oraya teslim edildi. Yani Viyana Grubu da, yani Uluslararası Atom Enerji Ajansı bu mektuba şöyle beklediğimiz anda olumlu bir cevap yazacak olursa, ardından 1200 kilo düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyumu defaten takas edilmek üzere gönderecek. Bu zaten daha önce ABD'nin ve diğer Viyana Grubu ülkelerinin de arzusuydu. Şimdi bu olunca daha önce 'bu size verilmez veya verilmiyor' süreci yaşandı.

Ama şimdi vereceğine dair yazıyı ellerinden aldık ve bu Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna da teslim edildi. Şimdi de başladılar, 'Efendim bu 2 yıldan önce bitmez, bitirilemez. Bu 120 kilo' deniyor. Kim diyor bunu? Sayın Sarkozy diyor. Şimdi bunu da anlamak mümkün değil. 10 ayda bu ancak teslim edilebilir bize dendiği için, biz bir yıl kaydını düştük. Yani 2 ay daha bu işe orada bir avantaj sağladık. Bu şeklide bu imzalar atıldı. Şu anda dünyada uranyum zenginleştirmesini yapanlar, bu 120 kiloyu aralarında 60 artı 60 ayarlasınlar, aralarında gerekirse 40 artı 40 artı 40 bir şekilde bunu peyder pey Türkiye'ye teslim etsin. Türkiye de bunu İran'a teslim ettikten sonra 1200 kiloyu defaten buraya verecek. Yani Viyana Grubuna verecek, süreç bu. Dün de biz sayın Lula ile bu konuda ne gibi adımlar atabiliriz bunları konuştuk. Biz samimiyiz, dürüst olarak bu yola devam ediyoruz ve neler yapılacağı hususunda dünya liderlerini arıyorum, 26 ülkeye metin yazdık. Aynı şekilde sayın Lula da aramaya devam ediyor. Yine bundan sonraki süreçte de biz telefonla diplomasimizi sürdüreceğiz. Çünkü burada ciddi bir diplomasi zaferi var. Bunu bugüne kadar gerçekleştirmek isteyip de gereçekleştiremeyenler, yapamayanlar şimdi bunu nasıl olur da Türkiye ile Brezilya bu işte devreye girdi. Bu iş yoluna girdi diye herhalde burada birileri. Yani söylemek de istemiyorum ama bir kıskançlık var diye düşünüyorum."

G-20'de genişçe tartışacaklar

Başbakan Erdoğan, Kanada da yapılacak G-20 Zirvesi'nde Obama ve Lula ile biraraya gelip gelmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine de "Telefon görüşmemizde Kanada da bu konuyu biraz daha genişce görüşmeyi konuştuk, ama yaptırımlar noktasına bu arada bir adım atılır mı? Atılmaz mı bunu bilemiyorum" dedi.

Erdoğan, "Yaptırımlar konusunda bir adım olabilir mi? Bu konuda ABD net açıklama yaptı 'Takas anlaşması yeterli değil' diye" şeklindeki soruya, "Takas anlaşmasıyla ilgili Sayın Obama'nın açıkladığı bir metin ben görmedim. Sadece bunlar dedikodudur. Ben sadece Obama'nın gönderdiği mektubu bilirim. Obama'nın gönderdiği mektup, yaptığı görüşmeler var. Ben direkt olarak hangi mektup bana ulaştıysa, o mektubun içine bakarım. Görüşmemize bakarım, buradan hareket ederim, ısmarlama, sipariş üzerine de konuşmam" yanıtını verdi.

Başbakan Erdoğan, "Şöyle bir durum söz konusu mu? Bu konuda Rusya ile İran ağız dalaşına girdi gibi denilebilir. Acaba Rusya ile Çin'in yaptığı şeyi ABD ile İran'a sağladığı o köprüyü, bu kez Türkiye ile Brezilya'nın atıyor olması rol alma gibi bir şey mi? ' sorusunu, "Aslında tabi çok sıkıntılı şeyler var, bunları öyle zannediyorum ki süreç ilerlediğinde de açık ve net olarak göreceğiz. Bakın yaptırımlar konusunda daha önce enerji yaptırımlar içinde konuşuluyordu. Ama bakın şimdi enerji yaptırımlar içinde yer almıyor. Bankacılık sistemi konuşuluyor da büyük ölçüde çıkarılmadı. Ben bunlarla bir yerlere varılacağına inanmıyorum" şeklinde yanıtladı.

İsrail'den 'insani yaklaşım' beklentisi

Erdoğan, "Gazze'ye yardım gemisi yola çıktı. Bugün de Kıbrıs Rum Kesimi yardım gemisinin geçişine izin vermedi. Gemi dolanmak zorunda kaldı. Yine İsrail'den de bazı mesajlar geliyor, 'gemiyi almayacağız' şeklinde. Bu konuda değerlendirmenizi alabilir miyiz?" sorusuna, "Bu konu tamamen devlet olarak bizim irademizin dışında olan bir harekettir. Yani bir sivil toplum hareketidir ve uluslararası bir sivil toplum hareketidir. Yani sadece Türkiye'nin sivil toplumunun organize olduğu bir hareket değil. Bu işin içerisinde İngiltere'nin, İsrail'in, Almanya'nın, Fransa'nın sivil toplum hareketleri var. Bunların müşterek bir hareketidir ve tamamen insani yardımlara yönelik atılmış bir adımdır. Dolayısıyla İsrail'in de böyle bir insani yardım konusunda öyle zannediyorum ki insani yardıma, insani bir yaklaşım göstermek suretiyle bir yaklaşım sergilerse burada bir sıkıntı doğmamış olur" yanıtını verdi.

Kasımpaşalı Da Silva

"Sayın Lula ile çok benzeşen iki lider portresi çizdiniz, basın toplantısında. Söylemler konusunda benzer yanlar olduğu söyleniyor. Dünya liderleri arasında ilk kez sizin bu kadar net uyuştuğunuz bir isim gördük gibi" değerlendirmesi üzerine, Başbakan Erdoğan, "Bu süreci başa baş sürdürdüğümüze göre herhalde benzer yanlar olduğu için rahatlıkla sürdürdük. Benzer yanlar olmamış olsa bu süreci rahat işletemezdik. Bir ortak payda oluştu. O ortak paydadan hareketle yürüdük. O ortak payda da dünya barışına hizmet anlayışıydı. Çünkü dünya barışına hizmet etmekte, kim olursa olsun biz onlarla beraber bu yolculukta varız. Bunu da başından itibaren söylüyoruz. Burada da bu olmuştur ve şu ana kadar da başarılı bir diplomasi sürmüştür diye, bunu rahatlıkla ifade edebilirim. Ama bu konuda tabi medyanın da aynı yastığa başını rahat, huzur içerisinde koymasını temenni ederim" diye konuştu.

Erdoğan, "Da Silva'nın da böyle bir Kasımpaşalı hali olduğu yönünde sözler dolaşıyor. Böyle bir benzetme var" denilmesi üzerine, "Kasımpaşalılığının belirleyiciliği olması beni özellikle memnun eder tabi" diye konuştu.

Euro 2016 kararı 'siyasi'

Gazetecilerin, "2016 için Fransa şampiyonayı düzenleme hakkı kazandı. Bu konuda çeşitli tartışmalar çıktı. Platini'nin oynadığı rol eleştiriliyor. Bu konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz " sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Platini'nin oynadığı rolden öte burada yaklaşım beni çok rahatsız ediyor. Yaklaşım da şu, öğrendiğim, bildiğim kadarıyla Avrupa Futbol Şampiyonası'nı Fransa iki kez organize etti, Dünya Futbol Şampiyonası'na da bir kere ev sahipliği yaptı. Şimdi her şey Fransa için mi? Nedir bu gayret. Bir defa burayı iyi anlamak lazım. Şu anda Türkiye bununla ilgili alt yapıda bütün hazırlıklarını yapıp 2016'ya yetiştireceğinin vaadinde. Başbakan'ın yazdığı mektupla, hiç bir başbakanın yapmadığı taahhüdü veriyor. Burada kalkıp böyle bir soru işaretlerine boğulacak yaklaşım tarzı doğrusu beni de üzmüştür. Bunu olimpiyatlarda da yaptılar. Olimpiyatlarda da temel ilke bir kere verilen yere ikinci kez olimpiyat organizasyonu pek verilmez. Ama verdikleri ülkenin da bunu başarabileceğine inanmak çok önemli. Türkiye'nin böyle bir Avrupa Futbol Şampiyonasını organize etmesi, bunun altyapısını hazırlaması vesaire, bizim için leblebi çekirdek. Bunu rahatlıkla organize ederdik. Niçin bunu engellediler konusuna gelince, karar kesinlikle siyasidir. Bunu başka bir yerde aramanın anlamı yok."

Bu konularda ilginizi çekebilir