Bir Rus devlet televizyonu gazetecisinin cesareti
Marina Ovsyannikova, medya özgürlüğü için savaşan sivil toplum kuruluşu Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Paris ofisinde otururken, “Bu Paris’e ikinci gelişim. Dün kızım bana ‘Geçen sefer, çeşmelere metal para atmıştık. Ama bu kez farklı olacak sanırım’ dedi” diye konuştu. Ovsyannikova, geçen Mart ayında canlı yayında “Savaşı durdurun…
Simon KUPER
Propagandaya inanmıyorum… Size yalan söylüyorlar…” yazılı bir pankartı sallayana kadar Rus devlet televizyonunda bir editördü. Avukatı “Hemen Rusya’dan kaçmazsan, hapislerde çürürsün” diye uyardı. O da Sınır Tanımayan Gazeteciler’in aracılığıyla 7 araç değiştirerek sınırı geçti.
Şimdi Paris’teki bir evde (Rus lider) Vladimir Putin’in katillerinden saklanıyor. Önemli nokta şu: Ovsyannikova’nın kökleri Rus’tan çok Sovyet! 1978 yılında Ukrayna’nın Odesa kentinde, Ukraynalı anne ile bir Rus babanın çocuğu olarak doğdu. Babası doğumdan sonra ölünce, annesi onunla, [Çeçen Savaşı çıkana kadar] Çeçenistan’da yaşadı.
"Normal bir hayatım olmadı"
Rusya’nın özgür ama kaotik 1990’larında, Ovsyannikova “aşağılanmış ve kalbi kırılmışların sesi olmak” için gazeteci oldu. Ona göre, “o zamanlar propaganda yapmıyorlar, gerçekleri yazıyorlardı.” “Bugün devlet televizyonlarında çalışanların zaten yüzde 80 ya da 90’ı kendi propagandalarını bile izlemiyordur” diyor Ovsyannikova.
Fox News’taki Amerikalı meslektaşları gibi, [Rus devlet TV çalışanları] yaşlı izleyicileri zombileştiriyorlar! Ovsyannikova, Channel One’da çalışıyordu. “Gazeteci olarak gidecek yer yoktu,” diyor ve ekliyor: “İşi bırakan arkadaşlarımız da bir yere gidemedi. Youtuber oldular ki, biz onlara ‘çakılmış yolcu uçakları’ diye adlandırıyoruz.”
Propaganda sistemi nedeniyle iki haftada bir çalışıyordu. Bu sayede, sonradan Putinci olan boşandığı kocasından olma iki kızıyla rahatça ilgilenebiliyordu. “Çocukken normal bir hayatım olmadı. Sürekli bir yuva inşa etmekle uğraştık. Ne zaman çocuklarıma bırakabileceğim bir yuva kurduk, [Ukrayna] savaş başladı” diyor.
Rusya'yı "1944'ün Almanyası"na benzetti
Ofisteki ekranına Ukraynalı mültecilerin görüntüleri düştüğünde, “Çocukluğumun aynı görüntüleri” diye düşünmeye başlamıştı. Bardağı taşıran son damla ise bir İngiliz gazeteci arkadaşının “Hala Channel One’da mısın?” diye sorması olmuş. O, “Başka çarem yok. İki çocuğumla yalnızım” deyince arkadaşı “İyiliğin tarafında ol” demiş. İşte sonra o an… Ovsyannikova canlı yayına dalıp protestosunu yaptı. Peki o altı saniyeye değdi mi?
“Zor bir soru. Çünkü evim, ailem, yurdum, her şeyimi kaybettim. 30 yıl sonra yeniden mülteci olabileceğim hiç aklıma gelmezdi” diyor. Birçok arkadaşı hala görevlerini sürdürüyor. Ona göre savaş zamanlarında rejimler, askerine, güvenlik görevlilerine ve propagandacılarına bakar.
Çalışma arkadaşları bugüne kadar iki kez zam almışlar: Biri savaştan önce, ikincisi Ovsyannikova’nın protestosundan sonra… Bugün Ukraynalılar ölürken, onun çalışma arkadaşları, sosyal medyalarında Maldivler, BAE’dan tatil fotoları yayımlıyorlar. Peki Ovsyannikova’nın anavatanı neresi? Bu soruyu “Normal demokratik dünya” diye cevaplandırıken, bugünkü Rusya’yı da "1944’ün Almanyası"na benzetiyor: “Yıllarca bir utancın içinde yüzecekler.