Bir yok oluşun 22. Yılı
26 Aralık'da toplanan SSCB Yüksek Konseyi de Birliğin dağılmasıyla ilgili deklarasyonu kabul etti
TAŞKENT - Çarlık Rusya'nın devrilmesinin ardından hem kurulması hem de dağılması ile Avrasya kıtasının siyasi haritasında önemli değişikliklere sebep olan, iki kutuplu dünya politikasında kilit ülke konumunda bulunan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) 22 yıl önce bugün tarihin tozlu raflarına kalktı.
1917 yılında temelleri atılan ve 30 Aralık 1922'de Rusya, Belarus, Ukrayna ve Transkafkasya Federal cumhuriyetlerinin birleşmesiyle oluşturulan SSCB, 2. Dünya savaşında galip gelmesinin ardından dünya politikasında önemli bir yere sahip olmaya başladı.
Bünyesinde birleştirdiği 15 cumhuriyetin yanı sıra Doğu Bloku'nda yer alan diğer sosyalist ülkeleri de etkisi altında tutmayı başaran SSCB, 1985'te Mihail Gorbaçav'un göreve gelmesinin ardından büyük değişime uğradı.
Gorbaçov'un "perestroyka", "glastnost" gibi değişim süreçlerinin sonucunda, halkın siyasi aktifliği gözle görünür şekilde arttı, çeşitli dini ve milli unsurlar ön plana çıkmaya başladı. ekonomik sıkıntılar krize dönüştü. İlk defa 1989'da ekonomik büyüme yerine ekonomik düşüşün yaşandığı açıklandı. Ülkedeki birçok tüketim mallarında büyük kıtlıklar yaşanırken, millet gıda ürünleri için uzun kuyruklar oluşturdu.
Etnik çatışmalar ve SSCB'de krizin başlaması
Sorunların giderek büyümesi sonucu SSCB çatısı altındaki millet ve uluslar arasında çatışmalar yaşanmaya başladı.
Bunun ilk göstergesi olarak, Aralık 1986'da Almatı'da, Kazakistan Komünist Parti liderinin yerine Rus bir yöneticinin getirilmesini protesto edenler şiddette maruz kaldı. 1988'de başlayan Karabağ olaylarının ardından 1991'de Azerbaycan ile Ermenistan arasında savaşın başlaması da Birliğin dağılmasını hızlandıran olaylar oldu.
Özbekler ile Ahıska Türkleri ve Kırgızlar ile Özbekler arasındaki sorunlar da SSCB'yi çöküşe götüren olaylar arasında gösterildi.
SSCB'nin birçok bölgesinde devam eden etnik olayların yanı sıra Moskova'da Yeltsin liderliğindeki demokratların nüfuzu artmaya başladı.
Mayıs 1990'da Rusya Sovyet Sosyalist Federatif Cumhuriyeti Yüksek Konseyi Başkanlığına 3 oy fazlasıyla seçilen Boris Yeltsin, 12 Haziran 1990'da Rusya'nın Devlet Egemenliği Deklarasyonunun kabul edilmesini sağladı. Yeltsin, 12 Haziran 1991'de halk oylamasıyla Rusya Devlet Başkanı seçildi.
SSCB'nin dağılmasının işaret fişeği Belovejskaya Puşşa Anlaşması
Belarus'un Belovejskaya Puşşa'da 8 Aralık 1991'de bir araya gelen dönemim Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kravchuk ve Belarus Yüksek Şurası Başkanı Stanislav Şuşkevich, Bağımsız Devletler Topluluğu'nun (BDT) oluşturulmasına ilişkin anlaşmayı imzalayarak Sovyetler Birliği'ne son verdi. Anlaşma, 74 yıl ayakta kalan büyük bir devletin dağılmasına neden oldu.
Anlaşmada, "SSCB'nin, hem uluslararası hukuk hem de jeopolitik gerçeğin bir unsuru olarak kendi varlığının tamamladığı" kaydedilirken, bunun yanı sıra "bu halkların birbirlerine bağlayan ortak tarih, bu ülkeler arasındaki ikili anlaşmalar, işbirliği ilişkilerini karşılıklı tanıma ve saygıya dayalı olarak geliştirmeyi ve demokratik hukuk devletine doğru ilerleme gayretini göz önünde bulundurarak, tarafların BDT'nin oluşturulduğu" vurgulandı.
20. yüzyılın en önemli olaylarından biri olarak sayılan Sovyetler Birliği'nin dağılmasını sağlayan ve ismini imzalandığı yerin adından alan Belavejskaya Anlaşması, büyük bir devletin yok olmasının ve yeni bir devletler topluluğunu ortaya çıkarmanın yanı sıra dünyadaki jeopolitik durumu ve dengeyi de değiştirdi.
SSCB'nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov, 25 Aralık 1991'de, devlet başkanlığı görevini sona erdiren kararnameyi imzaladı. 26 Aralık'da toplanan SSCB Yüksek Konseyi son toplantısında da, SSCB'nin dağılmasıyla ilgili deklarasyonu kabul etti.
Böylece, 26 Aralık, dünyanın süper güçlerinden biri olarak kabul edilen SSCB'nin dağılmasının ilan edildiği gün olarak tarihe geçti.