“Çin bir tank gibi bizi ezmeye geliyor”
Pandemide artan navlunla Avrupa'da pazar payını kaybeden Çin, tüm gücünü topladı ve Türk firmalara kaptırdığı alanları birer birer geri kazanıyor. Makineciler endişeli. Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED)Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye’nin ‘küçük olsun benim olsun’ yaklaşımının Çin’in ölçek ekonomisi karşısında şansı olmadığı uyarısını yaptı.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
Çin’in makine üreticileri pandemide artan navlun nedeniyle kaybettikleri Avrupa pazarını geri kazanmak için atağa geçti. Avrupa’dan ‘örtülü’ şirket alımlarına başlayan Çinli makine üreticilerinin dev yapıları ile Türk firmalar için büyük bir tehdit olduğunu söyleyen Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, “Bir tank gibi bizi ezmeye geliyorlar” dedi.
Dalgakıran Çin’in avantajının ucuz işgücü değil ölçek ekonomisi ile sağlanan verimlilik olduğunu, örneğin dev Çinli rakiplerinin yüzde 25 ucuza saç temin edebildiğini anlatırken Türkiye’de ise ‘küçük olsun benim olsun’ yaklaşımından bir türlü çıkılamadığını vurguladı. MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran şunları söyledi: “TÜİK’in 2022 verilerine göre, Türkiye’de makine sektöründe 28 bini bakım ve onarım, 26 bini imalat alanında faaliyet gösteren 50 binin üzerinde girişim bulunuyor.
Fakat bu devasa firma bolluğu içinde istihdamın yüzde 60’ını, ihracatın yüzde 90’ını büyük ve orta boy ölçekteki 3 bin firma karşılıyor. Mevcut girişimlerin sayısı ve niteliği, verimlilik artışının potansiyelimizin altında kalmasına neden oluyor.”
Bölgesel asgari ücret talebi
Çinli makine üreticilerinin önemli bir avantajı da ara malını kendilerinin üretiyor olması. Türkiye’de ise makinede ara malı ithalatı yüksek seviyede. “Üst teknoloji ürünü ara malda batıya, düşük teknoloji ara malda doğuya bağımlıyız” diye netleştirdi durumu Dalgakıran. “Çin tüm dünyaya adeta büyük bir ihracat istilasına geçmiş durumda.
Zaten uzun zaman böyleydi ama şiddeti ve kalitesi arttı” diyen Dalgakıran Türk firmaları için en önemli fırsat alanının ölçek ekonomisinin etki etmediği niş alanlar olduğunu söyledi. Dalgakıran, Türk üreticiler için bir diğer handikabın finansman olduğunu, Çinli firmaların yüzde 3 faizle uzun vadeli borçlanabildiğini, ürünlerini yurtdışına 5-10 yıl vadeli pazarlayabildiklerini anlattı.
Makine üreticisinin pek çok sıkıntıyla baş ederken, nitelikli işgücünü de yurtdışına kaptırma sorunu ile yüzleştiğini vurgulayan Dalgakıran, “Bize ucuz işgücü ile üretim yapıp rekabet şansı arayan bir ülke rolü biçiliyorsa biz bunu kabul etmiyoruz” ifadesini kullandı. MAKFED Başkanı, bölgesel asgari ücret ve vergilendirme yapılmasını, katma değere ve ölçeğe teşvik getirilmesini önerdi.
"Ortaklıklar teşvik edilmeli"
Türkiye’nin üretimde sarmalı bir türlü kıramadığını vurgulayan Adnan Dalgakıran, global pazarda markalaşmanın öneminin de altını çizdi. Peki Avrupa’da marka avına çıkan Çinli dev üreticilerin Türkiye’den şirket satın alma arayışları var mı? Dalgakıran sorumuzu, “Hayır böyle bir girişim yok, bu yatırımları çekebilecek ekosistemin oluşması gerekiyor” diyerek yanıtladı. Dalgakıran, “Firmaların birlikte iş yapma kültürünü geliştirecek düzenlemelere ihtiyacımız var ve ortaklıkları teşvik edici doğrudan yabancı yatırımları artırıcı tedbirler istiyoruz” dedi.
Makine Zirvesi’nde odak‘ölçek ekonomisi’ olacak
MAKFED tarafından düzenlenen ve sektörün tüm paydaşları ile bir araya geldiği Makine Zirvesi’nin bu yılki odak konuları Ölçek Ekonomisi, Kayıt dışı ile Mücadele, Finansmana Erişim, Kamu Alımları, Teşvikler, Dijital Dönüşüm, Yeşil Mutabakat, Yerlileştirme, Ar-Ge, Yabancı Yatırım, İnsan Kaynağı ve Verimlilik olacak. 32 sektörel derneğin çatı kuruluşu MAKFED ev sahipliğinde 3. kez düzenlenen Makine Zirvesi, “Yüzüncü Yılında Makine Sanayi” mottosuyla 26 Ekim’de gerçekleşecek.
“Bizde kayıtdışını durduracak düdük bir türlü ötmedi”
MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran, kuralların belli, oyunun ve şartların herkes için eşit olması gerektiğini söyledi. Dalgakıran, “Kurallara uymayanın oyun dışına atıldığı bir sistemi kurmamız lazım” dedi.
Peki, Türkiye’de bizzat bu kayıt dışılığa imkan veren yapı, pek çok şirketin ayakta kalabilmesine imkan vermiyor mu? Dalgakıran sorumuzu şöyle yanıtladı: “Tüm dünyada kayıtdışı bir sermaye birikimi oluşturma ya da devlet eliyle bir sermaye yaratma modelidir.
Ancak Batı ülkeleri bir noktada şunu gördü ki bunu sürdürürse artık oluşan kayıtdışı alttan gelip süreci geri doğru döndürmeye başlıyor. Bunu fark edince düdüğü öttürdüler, ‘sermaye birikimi oluştu, artık kayıt dışına izin vermeyeceğiz’ dediler. Peki henüz Türkiye’de o büyüklüğe mi gelemedik? “Geldik biz ama o düdüğü öttürmüyoruz.”
Pandemi döneminde üretim yüzde 60 arttı
TİM Başkanvekili Kutlu Karavelioğlu, pandemi ile geçen 2019-2022 sürecinde Türk makinecilerinin çok iyi bir dönem geçirdiğini söyledi. Karavelioğlu şu verileri paylaştı: “Bu dönemi en iyi geçiren Türk makinecileri oldu” ifadesini kullanan Karavelioğlu şu verileri paylaştı: “Son 3 yılda yüzde 65 arttı makine yatırımı ülkemizde. 313 milyar dolar makine yatırımı yapıldı Türkiye’de. Makine üretiminde global artış son 3 yılda yüzde 12 iken, Türkiye’de yüzde 60.5 arttı üretim. Miktar olarak bu olağanüstü bir artış, olağanüstü bir başarıdır. Bu yıl makine ithalatı 45 milyar dolar, ihracatı 30 milyar dolar seviyesinde olacak.”