Clinton bağış yarışını önde götürüyor
ABD'de 8 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimleri aday adayı olan Clinton 256,5 milyon dolar bağış topladı.
ABD’de yaklaşan başkanlık seçimlerinin öne çıkan aday adayı Demokrat Hillary Clinton, bağış yarışını da açık ara önde götürüyor.
Kasım ayında yapılacak seçimlere 6 aydan daha az sürenin kalmasıyla sayısı üçe düşen aday adayları arasındaki kıyasıya rekabet siyasi bağışlara da yansıyor.
ABD Federal Seçim Komisyonu'ndan (FEC) derlenen son bağış rakamlarına göre, Demokratların aday adayı eski Dışişleri Bakanı Clinton 256,5 milyon dolarla birinciliğini koruyor.
Başkanlık için ikinci kez yarışan Clinton’a en büyük mali desteğin ülkedeki finans kuruluşlarından gelmesi dikkati çekiyor.
Washington merkezli bağımsız sivil toplum kuruluşu Center for Responsive Politics'in verileri, Wall Street'in Clinton'a toplamda 23,5 milyon dolara yakın bağışta bulunduğunu ortaya koyuyor.
Dünyaca ünlü milyarder yatırımcı George Soros da Clinton'un en büyük destekçileri arasında bulunuyor. Soros’un varlık yönetim şirketi, Clinton’ı destekleyen siyasi eylem komisyonlarından Priorities USA Action’a (PAC) tek başına 7 milyon dolardan fazla bağış yaptı.
Clinton, ayrıca hukuk, eğitim, sağlık ve basın sektörlerinin açık arayla en fazla destek verdiği aday adayı olma niteliğini taşıyor.
Sanders'in bağışlarının yüzde 99'u bireysel
Listenin ikinci sırasında ise Clinton'u Wall Street'e olan yakınlığı nedeniyle yaylım ateşine tutan Bernie Sanders yer alıyor.
ABD'de giderek artan gelir eşitsizliğinde finans sektörünün etkisi olduğunu savunan 74 yaşındaki Vermont Senatörü Sanders, yüzde 99'u bireysel bağışlardan olmak üzere 182,8 milyon dolar topladı.
Sanders'in Wall Street’i şiddetle eleştirmesi ise bu sektörden en az bağış toplayan adaylardan biri olması sonucunu doğurdu. Buna karşın, Sanders'a en fazla bağış yapanlar arasında Google'ın çatı şirketi Alphabet, Apple, Amazon, IBM ve Microsoft gibi teknoloji şirketleri bulunuyor.
Cumhuriyetçi Parti’nin tek aday adayı emlak milyarderi Donald Trump ise sadece 51,1 milyon dolarlık bağışla son sırada yer alıyor.
Trump, seçim kampanyasının başında masraflarının büyük bölümünü kendisinin karşılayacağını ve çıkar gruplarından bağış kabul etmeyeceğini açıklamıştı.
İstatistiklere göre, Trump kampanya finansmanının yüzde 75'ini kendi kaynaklarından karşılarken, geri kalan yüzde 25'i ise bireysel bağışlar oluşturuyor.
Çekilen adaylara yapılan bağışlara ne oluyor?
Bağışların büyük önem taşıdığı ABD Başkanlık Seçimi maratonu, 17'si Cumhuriyetçi ve 5'i Demokrat olmak üzere toplam 22 aday adayıyla başladı.
Aralarında Cumhuriyetçi Jeb Bush'un da bulunduğu aday adayları, istediği desteği alamayarak birer birer yarıştan çekilmek zorunda kaldı.
Bu adayların kampanyaları için toplanan milyonlarca dolarla ne yapıldığı ise merak konusu...
FEC'nin kurallarına göre, yarıştan çekilen aday adayları kampanyaları için kullanılmayan kaynakları yardım kuruluşlarına ya da siyasi partilere bağışlayabiliyor.
Kalan kaynaklarla diğer adaylara yapılabilecek bağış miktarı ise seçim başına 2 bin dolarla sınırlı tutuluyor.
Kullanılmayan bağışlar, ayrıca bağışçılara geri verilebiliyor ancak kampanyaların finans direktörleri genel olarak bu seçeneği tercih etmiyor.
PAC'ler istediğini yapabiliyor
Öte yandan, FEC'nin bu kuralları, son seçimlerde etkin rol oynamaya başlayan Siyasi Eylem Komitelerine (PAC) uygulanmıyor.
Bağışların büyük bölümünü toplayan PAC'ler, adına çalıştıkları adayın yarıştan çekilmesi durumunda başka bir başkan adayına bağışlamak dışında hemen her şeyi yapabiliyor.
Buna karşın, hem bireysel olarak hem de PAC'lerce toplanan bağışlar, eyalet bazındaki adayların kampanyalarını desteklemek için kullanılabiliyor.
Bağışlar neden önemli?
Devletin seçim kampanyaları için yeterli ödenek vermediği ABD'de adayların, milyonlarca dolar tutan reklamlarda yer alabilmek, dünyanın en büyük ülkelerinden birini bir uçtan diğer uca dolaşarak mitingler düzenlemek, sosyal medyayı etkin kullanabilmek, seçim büroları ve kampanya ekipleri oluşturabilmek için büyük finansman ihtiyacı bulunuyor.
Dolayısıyla seçim kampanyası daha iyi finanse edilen adayın, daha çok reklam ve mitingle çok fazla seçmene ulaşarak, oylarını artırma imkanı buluyor.
Ayrıca, ABD'de son 45 yılda yapılan başkanlık seçimlerinin sonuçları da en fazla bağış toplayan adayın Beyaz Saray'a en yakın isim olduğuna işaret ediyor.