Dev anlaşma imzalandı

Dünya ticaretinin yüzde 40'ına yön verecek 'Transpasifik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı' anlaşması imzalandı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünya ticaretinin yüzde 40'ını kapsayacak Transpasifik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TPP) anlaşması, uzun süren tartışmaların ardından ABD ve Japonya’nın da aralarında olduğu 12 ülke tarafından imzalandı.

Pasifik Okyanusu'na kıyısı olan, aralarında ABD ve Japonya'nın da bulunduğu 12 ülke ticaret engellerini kaldıran ve uluslararası ticarette ortak kurallar belirleyen TPP anlaşması, beş yılı aşan hararetli müzakerelerin ardından ABD’nin Atlanta kentinde bugün imzalandı. ABD, Avustralya, Brunei, Kanada, Şili, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur, Vietnam ve Japonya’nın ticaret bakanları, ortaklığa üye ülke arasında ticaret bariyerlerinin azaltılması ve ortak standartlar belirlenmesi konusunda uzlaşı sağladı.

Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için ise tüm katılımcı ülkelerin parlamentoları tarafından onaylanması gerekiyor. Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP), ABD Başkanı Barack Obama için de Kongre'nin onay vermesi durumunda döneminin en büyük başarılarından birisi olarak kayda geçecek.

Dünya ekonomisinin yüzde 40’ını kapsayan TPP ortaklığı, 12 ülke arasında ticaret bariyerlerinin azaltılmasıyla "yeni bir ekonomik blok" yaratma potansiyeli taşıyor. Gelişmenin aynı zamanda, endüstrileri yeniden şekillendirebileceği ve peynir fiyatından, kanser tedavilerinin ücretlerine kadar ekonomide birçok alanı doğrudan etkileyebileceğine dikkat çekiliyor.

TPP anlaşması, ortaklığı oluşturan 12 ülke arasında hararetli tartışmalara neden olmuştu. Yaklaşık beş yıldır devam eden gizli görüşmelerde müzakere edilen anlaşma Meksikalı otomobil işçilerinden Kanadalı süt ürünleri üreticilerine kadar farklı grupların çıkarlarına yarattığı tehditleri dolayısıyla birçok defa ihtilaf yaratan tartışmalara yol açmıştı.

Anlaşmayı destekleyenler, katılımcı ülkelerin ticaret bariyerlerinin azaltılması sayesinde milyarlarca dolar gelir elde edebileceğini savunurken, karşı çıkanlar ise müzakerelerin beş yıldır gizli formatta yürütülmesini eleştiriyor ve anlaşma ile birçok şirketin çıkarlarının zarar görebileceğini belirtiyordu.