Dünya'da aç insan sayısı 1 milyarı aştı

FAO'ya göre açlığın nedenleri; mali kriz, gıda fiyatlarındaki artış, küresel ısınma, ekonomik politikalar ve biyoyakıt sorunu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO), 1970'de hesaplamaya başladığı dünyada aç insan sayısı bu yıl ilk kez 1 milyarı aştı.

FAO'nun Roma'da düzenlediği Dünya Gıda Güvenliği başlıklı zirvesinde, nüfuslarını besleyemeyen yoksul ülkelere yardımcı olmak üzere, tarımsal kalkınmaya daha fazla yatırım yapılması için destek elde edilmeye çalışılıyor.

Dünyada önemli bir sorun olan açlık ve nedenleri ilgili bazı bilgiler şöyle:

FAO'nun tahminlerine göre, geçen yıl rekor düzeyde gerçekleşen hububat üretimi bu yıl geçen yılın yüzde iki altına inerek ikinci en büyük hububat üretiminin yapıldığı yıl olacak. Buna rağmen, 2007-2008'de buğday ve pirinç gibi temel ürünlerin fiyatlarındaki artış ile küresel mali krizin ortak etkileri sonucunda 2009 yılında aç insan sayısı yaklaşık 100 milyon artıyor.

Gıda fiyatlarındaki artış kuraklık, yüksek enerji fiyatları, pazar spekülasyonları gibi birçok etkenden kaynaklandı ve bunlar da isyanlara, ticari kısıtlamalara, stokçuluğa yol açtı. Fiyatlardaki artış, ayrıca daha zengin gıda ithalatçılarının, ileriye dönük gıda desteklerini güvence altına almak üzere yurt dışında tarım arazisi satın almasına neden oldu.

Mali kriz, yardımların, yabancı yatırımların ve göçmen işçilerin ülkelerindeki ailelerine parasal desteklerinin azalmasıyla da birleşti.  

Mali krizin ve gıda fiyatlarındaki artışın vurduğu ciddi darbeden önce de dünyada sayısı gittikçe artan bir aç nüfus mevcuttu. 1990-1992 arasında 842 milyon olan aç insan sayısı, 2003-2005'te 848 milyona çıktı, bu sayı geçen yılsa yaklaşık 915 milyona yükseldi.

Yetersiz beslenme oranı, az gelişmiş dünya nüfusu içinde yeniden artmaya başladı. 1990-1992'de yüzde 20'nin altına inen oran, 2003-2005'te yüzde 16'nın altına inerken, şu anda yüzde 18 civarında.

Açlık ve temel nedenler

FAO'ya göre, tarımsal kalkınmaya yönelik yatırımlardaki uzun dönemli düşüş temel sorunu oluşturuyor. Gelişmekte olan ülkelere yapılan resmi yardımların oranı 1980'de yüzde 17'yken, bu oran 2006'da yüzde 3,8'e indi ve bugün yüzde 5 düzeyinde.

Zengin sanayileşmiş ülkelerin oluşturduğu G8, Temmuz ayında gelecek 3 yıl boyunca kendilerini besleyebilmeleri için yoksul ülkelere 20 milyar dolar verme vaadinde bulundu.

FAO ise, gelişmekte olan ülkelerdeki tarımı güçlendirmek için yılda 44 milyar dolar gerektiğini hatırlatıyor.

Yoksullukla mücadele eden sivil toplum kuruluşları, küreselleşme ve adaletsiz ticaret kurallarının, küçük çiftçiyi destekleme politikalarını terk etmeye ve iç piyasalarını ucuz ithalata açmaya zorlanan yoksul ülkeleri olumsuz etkilediğini belirtiyor.

Afrika kıtası örneği ele alındığında, 1960'lı yıllarda gıda üretimi kendi nüfusunu besleyebilme kapasitesini aşarak büyük bir ihracatçı duruma gelen Afrika bugün gıdasının yüzde 25'ini ithal ediyor.

Açlık konusunda bir diğer etken de küresel ısınma ya da iklim değişikliği konusu. Yine FAO, küresel ısınma sonucu az gelişmiş ülkelerin tarımsal verimliliğinin yüzde 9 ila yüzde 21 oranında azalacağını tahmin ediyor.

Bunların dışında biyoyakıt için gıda ürünlerinin kullanılması da, gıda güvenliğini tehdit ediyor. Mısır, şeker, palmiye gibi tarımsal ürünlerden likit biyoyakıt üretimi 2000-2008 arasında üç kattan fazla arttı.

Bir araştırmaya göre, biyoyakıtların hızla yayılması, 2050'ye kadar Afrika ve Asya'da yetersiz beslenmeye maruz kalan okul öncesi çocukların sayısını hızla artıracak.