Dünyada 264 milyon çocuk eğitimden yoksun

UNESCO, Küresel Eğitim İzleme Raporu'nu yayımladı. Raporda, dünya genelinde eğitim çağındaki okula gitmeyen çocuk sayısının istenilen oranda azaltılamadığı ve 264 milyon çocuğun örgün eğitimden yoksun olduğu vurgulandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), dünya genelinde 264 milyon çocuğun örgün eğitimden yoksun olduğunu bildirdi.

UNESCO, Birleşmiş Milletlerin (BM) eğitim alanında 4. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SDG) konusundaki gelişmeleri izlemeyi amaçlayan Küresel Eğitim İzleme Raporu'nu yayımladı.

Raporda, dünya genelinde eğitim çağında okula gitmeyen çocuk sayısının 2000'lerin başındaki hızlı düşüşün ardından istenilen oranda azaltılamadığı vurgulandı.

BM üyesi 128 ülkede, 2010-2015 yıllarında yapılan hane halkı anketlerine göre, ilkokulu bitirme oranı yüzde 83, ortaokulu bitirme oranı yüzde 69, liseyi bitirme oranı ise yüzde 45. 128 ülkenin 40'ında her 4 çocuktan ancak 1'i orta öğrenimi tamamlayabiliyor. Ortaokulu bitirme oranı ise ancak 14 ülkede yüzde 90'ın üzerine çıkıyor.

"Eğitim hakkı"

Raporda, dünyada ulusal anayasaların yüzde 82'sinin eğitimi "hak" olarak tanımladığı ve yalnızca yüzde 55'inin bu hakkın ihlali halinde yargıya gitme imkanı sağladığı belirtildi.

Raporun önsözünde görüşlerine yer verilen UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova, eğitim hedeflerine ulaşılabilmesi için başta hükümetler olmak üzere hesap verilebilirlik anlayışının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Bokova, "Herkese eğitim hakkı sağlanması konusunda birincil görev hükümetlere aittir. Fakat bu hak dünya ülkelerinin neredeyse yarısında yargı önünde savunulabilir bir hak değil. İhlali durumda şikayet yoluyla yargıya başvurma imkanı yok." ifadelerini kullandı.

Bokova, eğitim koşullarının geliştirilmesi için olumsuz koşullardan veli, eğitimci veya idareci, kimin sorumlu olduğu konusunda açık ölçütler belirlenmesi gerektiğini kaydetti.

Raporda, eğitimin hesap verilebilirlik kriterlerinin esnek ve iyi tasarlanmış olması gerektiği aksi takdirde eğitim kurumlarının uzun vadeli reformlar yerine akademik performans ölçümlerinde kısa vadeli sonuçlara odaklanarak sistemi istismar edebildiklerine işaret edildi.

Öğrencileri testlerde düşük sonuçlar alan okulları cezalandırmanın eğitimin kalitesini artırmadığı uyarısında bulunulan raporda, bu tür okullarda eğitimcilerin, cezadan kaçınmak için bu kez testlerde başarıya odaklanarak öğrencilere yalnızca test konularıyla sınırlı bir müfredat aktardığı, bunun da öğrencilerin uzun vadeli gelişimine ve akademik başarısına ket vurduğu belirtildi.

Raporda, okullar arasında rekabetin artırılmasının ve velilere daha fazla seçim hakkı tanınmasının da her durumda olumlu sonuçlara yol açmadığı vurgulandı. Gelişmiş ülkelerin büyük bölümünün son 25 yılda velilerin okul seçimine dayalı öğrenci yerleştirme sistemlerini benimsediği ancak bunun daha çok yüksek gelirli ailelere ve halihazırda başarılı öğrencilere yaradığını, dezavantajlı ailelerin ve öğrencilerin durumunu düzeltmediği kaydedildi.

Raporda ayrıca harç ödemeye dayalı sözleşmeli kamu okulu sistemlerinin öğrenci performansını artırmaktan çok eğitime erişimde eşitsizliği artırdığı belirtildi.

BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin dördüncüsü "Herkese kapsayıcı, eşit ve nitelikli eğitim sağlanması ile yaşam boyu eğitim olanaklarının teşvik edilmesini" öngörüyor.