Emtiada 'süperdöngü' Çin ile başladı, Çin ile bitecek

Uzmanlara göre Çin ekonomisinin yavaşladığına işaret eden verilerle birlikte hammadde fiyatlarındaki sıçramının sonu geldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK

DIŞ HABERLER - Emtia patlaması, Çin uluslararası ticaret sahnesine ilk kez çıktığından bu yana sıcaklığını koruyan bir konu. Emtia fiyatlarındaki hızlı yükselişi temsil eden patlama ilk önceleri piyasalarda büyüleyici bir fenomen olarak görüldü ancak fiyatlardaki artış devam ettikçe birçok ülke için ürkütücü bir gelişme halini aldı. 2000 yılında Çin dünyadaki tüm endüstriyel metallerin yüzde 12'sini tüketiyordu. 2011 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 40'a çıktı.

Çin şu an küresel emtia piyasalarının en büyük oyuncularından biri. Küresel üretime oran olarak bakıldığında Çin'in 2010'da yenilenebilir enerji dışındaki tüketimi yüzde 20 olurken, başlıca tarımsal ürünlerin yüzde 23'ü, temel metallerin yüzde 40'ı Çin tarafından kullanıldı. Çin'in emtia tüketimindeki payı 2000 yılından sonra, ülkenin ekonomik büyümesine, sanayileşme sürecine, kentleşmeye ve kişi başına gelir düzeyindeki artışa paralel bir şekilde hızlı bir artış trendine girdi. Daha önceki deneyimler gösteriyor ki, bir ülke zenginleştikçe emtia tüketimi de bir zaman sonra istikrar kazanıncaya kadar büyük bir oranda yükseliyor. Ancak yapılan araştırmalar, Çin'in emtia talep yoğunluğunun çok hızlı büyüdüğünü ve çok yüksek seviyeye ulaştığını ortaya koyuyor. Yoğunluk kişi başına emtia tüketimi ile ölçülüyor. Bu ölçüte göre örneğin Çin'in enerji tüketimi, ekonomik kalkınma düzeyinin çok üzerine çıkıyor. Rakamlarla açıklamak gerekirse, kişi başına gelir seviyesine bakıldığında Çin Güney Kore'nin yüzde 35 ve Brezilya'nın iki katı enerji tüketiyor. Temel metallerde bu fark daha da açılıyor.

Emtiadaki sıçrama 2001'de start aldı

Çin'in emtia iştahının büyüklüğü göz önüne alındığında, ülkenin arz ve talep dengesindeki en küçük bir değişiklik bile küresel emtia piyasaları üzerinde büyük etki yaratıyor. Piyasalar Çin'in motoru olduğu ve 10 yıldan fazla süren bir emtia 'süper döngüsü' içindeydi. Uzmanlara göre Çin ile başlayan bu süper döngü yine Çin ile sona erecek.
Çin, 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi olduğundan beri kaydettiği çift haneli büyümeyle küresel ekonomiye daha entegre hale geldi ve emtia piyasalarındaki yukarı yönlü harekete start verilmesini sağladı. 10 yıl öncesine kadar emtialarda reel fiyatlar yeni enflasyondan arındırılmış fiyatlar, neredeyse 150 yıldır düşmekteydi. Gelişmekte olan ülkelerin doğal kaynaklara ilişkin faaliyetlerini çeşitlendirip, imalata yönelmek istemesinin altında yatan önemli nedenlerden biri de buydu. Tarımsal emtia fiyatları zaman içinde gerilemesi yüzünden, savaş öncesi dönemde ihracatının yüzde 90'ını kahvenin oluşturduğu Brezilya gibi ülkelerin gelirinde azalma meydana gelmişti. Çünkü ülkenin ihraç ürünlerinin fiyatı düşerken, ithalat görece olarak pahalanmıştı. Böylelikle ülkenin ticari koşulları gelirin aleyhine işlemişti. Bu gelişmelerin sonucunda Brezilya, 1950'ler ile 1960'larda ekonomisini çeşitlendirmenin yollarını aradı ve kahvenin toplam ihracat içindeki payını yüzde 10'a indirdi. Sonra 2000'li yıllarda ise işler değişmeye başladı.

Brezilya, Avustralya, Kanada ve diğer birçok ülke son 21'inci yüzyıla girerken kendilerini Çin'e emtia satma yarışının içinde buldu. Asya'daki diğer gelişmekte olan ülkeler de, Çin kadar olmasa bile emtia üreticisi ülkelerin ihracat rotaları arasında katıldı. Emtia talebinin hızlandığı bu süreçte fiyatlar büyük bir sıçrama yaptı ve ABD ile Avrupa'nın birçok ülkesini resesyona sürükleyen finansal krize rağmen fiyatlar 2008 yılında zirve yaptı. Emtia piyasalarındaki patlama, küresel finans krizi sırasında sanayileşmiş 10 ülke arasında Avustralya'nın teknik açıdan resesyona girmeyen tek ülke olmasını sağladı.

Şimdi ise Çin'deki yavaşlama baskı yaratıyor

Son zamanlarda Çin ekonomisinden aldığımız olumsuz haberler, ekonomisinin hız kestiğine dair veriler emtia fiyatlarındaki yükseliş trendinin sonuna gelindiğinin en azından belli bir seviyede yatay kalacağının habercisi birçok analiste göre. Çin'in tam olarak emtia fiyatlarındaki artışın ne kadarını oluşturduğunu söylemek zor. Bazı ekonomistler bu oranın yüzde 50'ye kadar çıktığını savunuyor. Bazıları ise bu rakamı pek gerçekçi bulmuyor. Ancak dünyanın bu en kalabalık ülkesinin küresel bakır, demir cevheri ve diğer metallerdeki talebin yüzde 40'ını karşıladığını düşündüğümüzde Çin'in fiyatların oluşmasında en büyük faktörler arasında olduğunu söylemek doğru bir olacaktır.
Çin'de ekonomik büyümenin yüzde 8'in altında kalmasının beklendiği bir ortamda Çin'in emtia piyasaları üzerinde önemli bir etki yaratacağı da kesin. Geçtiğimiz günlerde Amerikan finans kuruluşu Goldman Sachs, Çin'in 2013 yılı GSYH artışı tahminini yüzde Çin için 2013 büyüme tahminini yüzde 7.8'den yüzde 7.4'e ve 2014 için yüzde 8.4'ten yüzde 7.7'ye çekti. Aynı şekilde Dünya Bankası da bu yıl için ülkenin ekonomik büyüme beklentisini yüzde 8.4'ten yüzde 7.7'ye indirdi. Doğal kaynak kullanımı sanayi üretimine bağlı. 2000'lerde Çin'de sanayi üretimi yılda ortalama yüzde 22 artıyordu. Son gelen veriler bu dönemin bittiğine işaret ediyor.

Çin'in resmi imalat verisi imalat sektöründeki büyümenin haziranda artmadığını gösterdi. Hükümet destekli satın alma yöneticileri endeksi yani PMI endeksi bir önceki ay 50.8 seviyesindeyken, haziranda 50.1'e geriledi. Ancak ülkedeki imalat sektörüne yönelik önemli kabul diğer bir endeks, HSBC PMI endeksi ise mayıs ayındaki 49.2 seviyesinden haziranda 48.3'e geriledi. HSBC ve Markit tarafından ortak hazırlanan bu endeks, bu şekilde Eylül 2012'den bu yana görülen en düşük seviyeyi gördü. Artık sanayi üretimi yılda ortalama yüzde 10'un altında büyüyor. Bu aslında sağlıklı bir büyüme fakat ciddi bir yavaşlama. Diğer bir deyişle büyüme oranı yarı yarıya azaldı ve çift haneli büyümelerden tek hanelere geriledi.

Bunun neticesinde emtia talebi de yavaşlayacak. Bunun fiyatlara ne kadar yansıyacağı ise merak konusu. Çin'deki yavaşlamanın fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturması bekleniyor ama fiyatların sürekli düşeceği anlamına da gelmiyor. Çin hala güçlü büyüyor ve Asya'daki Endonezya gibi diğer gelişmekte olan ülkelerdeki sanayileşme sürüyor. Ancak uzmanlar, Hindistan ya da Asya'daki bir diğer ülkenin Çin'deki büyük talebin yerini doldurabileceğini düşünmüyor.

Bakır, 2011'deki zirvenin %35 altında

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal genişleme politikasını bu yıl yavaşlatıp gelecek yıl sonlandıracağını açıklamasıyla oluşan 'para muslukları kapanıyor' algısının yanında Çin'deki likidite krizi ve ülkede imalat verilerinin giderek yavaşlayan büyümeye işaret etmesi emtia piyasalarına korku saldı. Emtia fiyatlarını çoğunda zaten dramatik düşüşler meydana geldi bile. Bakır fiyatları 2011 yılındaki zirvesinin yüzde 35 altında, demir cevheri fiyatları yüzde 40 düştü, Altındaki değer kaybı da yüzde 40'a yaklaştı. Emtia üreticilerinin hisselerinde yaşanan kayıp çok daha fazla. Ango American'ın hisseleri 2011 yılındaki zirvesinin yüzde 64 altına gerilerken, Vale yüzde 45, Kazakhmys ise yüzde 85 aşağıda. Avustralya Enerji ve Araştırma Ekonomileri Bürosu, geçtiğimiz yıl ülkede 139 milyar dolar büyüklüğünde hammadde projesinin ertelendiğini ya da iptal edildiğini bildirdi. Diğer yandan emtia ihracatçısı ülkelerin paralarında sert düşüşler gözlendi. Citigroup, küresel madencilik sektöründeki sermaye harcamalarının 2015 yılında, geçtiğimiz yılın yüzde 30 altında kalacak.

Bu konuyla ilgili raporunda Citi araştırmacıları, emtialardaki süper döngünün sona erdiği ifadesine yer verdi. Analistler araştırma notunda, "Citi 2013´ün emtia süper döngüsünde ölüm çanlarının çaldığı ve bireysel emtiaların birbirleri ve hisseler ile para birimleri gibi piyasa göstergeleri karşısında nasıl performans göstereceklerine dayanan yeni fırsatların başladığı bir yıl olacağını düşünüyor" dedi. Credit Suisse emtia satışları başkanı Kamal Naqvi de, yatırımcıların emtia fiyatlarında düşüşe göre pozisyon almaya başladıklarını söyledi.

Temel metal fiyatları aşağı doğru revize edildi

Çin'de büyümenin yavaşlayacağı ve bunun talebi baltalayacağı beklentisi, finans kuruluşlarının emtia fiyat tahminlerine de yansıdı ve dev bankalar temel metal fiyatlarındaki beklentilerinde aşağıya doğru revizyona gitti. Bankaların son tahminleri şöyle:
* Goldman Sachs analistleri Çin' de talep büyümesinin yavaşlayacağı beklentisi ile bakır fiyatlar için 2013 tahminini 7.600 dolar/ton seviyesinden 7.216 dolara indirdi. Goldman, Çin etkisiyle küresel bakır tüketimi artış beklentisini de yüzde 3.8'den yüzde 2.9'a indirdi.
* Credit Suisse de bakır fiyatları için tahminini 7.482 dolardan 7.400 dolara çekti. JP Morgan, ABD piyasalarına yönelik olarak yaptığı tahminlerinde 2013 yılı için bakır fiyatı beklentisini yüzde 4 düşürerek 3.50 dolar/lb, LME için fiyat beklentisini 7.707 dolar/ton seviyesine indirdi. JP Morgan daha önce bakır fiyatının 2013'de 8.032 dolar/ton olacağını tahmin ediyordu.
* Deutsche Bank, Çin'de beklentilerden daha düşük olan toparlanma nedeniyle, pek çok metal için uzun ve kısa vadeli fiyat tahminlerini düşürdü.  Alman finans kuruluşu bakır fiyatı beklentisini bu yıl için 7.547 dolara indirdi. Yılın üçünü çeyreğinde ABD'de bakırın tonunun yüzde 5.6'lık bir düşüşle 3.36 dolar/lb'den satılacağını öngördü. Deutsche Bank, nikel tahminini de düşürdü ve 2013'te fiyatların daha önceki beklentisinin yüzde 7.9 altında kalarak 15.506 dolar/tona ineceğini öngördü. 2014 için tahmini ise 15.375 dolar.
* Morgan Stanley tüm temel metallerdeki görünümü, artan arz ve Çin'de büyümenin hız kesmesi nedeniyle aşağı yönlü revize etti. Amerikan finans kuruluşu 2013 ortalama bakır fiyatı tahminini yüzde 3 aşağı çekerek 3.42 dolar/lb'ye indirdi. Nikel tahminini yüzde 7 düşürerek 7.23 dolar/lb, kalay tahminini yüzde 7 azaltarak 10.08 dolar/lb, alüminyum tahminini yüzde 2 azaltarak 0.89 dolar/lb olarak belirledi.
* Barclays de, Çin'deki likidite sıkışıklığının metal fiyatlarını olumsuz etkileyeceği tespitinde bulundu. Talebin düşmesiyle bakır fiyatlarında yılın son çeyreğinde gerileme görülebileceğini bildiren İngiliz kuruluş, "Yeni yapısal sıkılaştırma politikasına yönelik reformlarla Çin ekonomisinde önümüzdeki üç yıl daralma görülebilir" dedi. Banka, 2013 yılı ortalama bakır fiyatı tahminini 7.920 dolardan 7.270 dolara indirdi. ABD'de fiyatların ise 3.29 dolar/lb seviyesinden oluşacağını öngördü. Analistler, Çin'de büyümenin hız kesmesinin bakırda arz fazlalığı oluşturabileceğini söylüyor. Barclays, yılın ikinci yarısında Çin'den gelecek talebin azalacağı beklentisi ve son aylarda fiyatların gösterdiği zayıf performansı dikkate alarak diğer endüstriyel metal fiyatlarındaki tahminlerini de aşağı çekti. Alüminyum fiyat tahminini 2013 için yüzde 5.3 düşürerek 1.907 dolar/tona indiren Barclays, kurşun beklentisini yüzde 4.7 indirerek 2.251 dolar olarak belirledi. Nikel fiyatlarının ise daha önceki tahmininin yüzde 5.9 altında kalarak 15 bin 783 dolar olacağını öngördü. Kalay tahminini yüzde 6.9 azaltarak 22.956 dolar/tona çeken banka, çinko en sert düşüşü yüzde 7.8 ile çinkoda yaptı ve metalin fiyat tahminini 1.897 dolara indirdi.
* Analistlere göre, son günlerde demir cevheri fiyatlarında yaşanan toparlanma da, kısa vadede Çin etkisiyle tersine dönecek. Macquarie tarafından hazırlanan bir raporda, şu an spot piyasada 116 dolar/ton civarında olan fiyatların yükselmesi için stokların temizlenmesi ve çelik kullanımının yeniden yükselmesi gerektiği ifade edildi.  Çin'deki büyüme kaygıları nedeniyle demir cevheri mayıs ayında ayı piyasasına sürüklenmişti. Şubatta 158.90 dolarla son 16 ayın zirvesine çıkan demir cevheri şu sıralar 120 doların altında bir fiyatla satılıyor. Analistlere göre fiyatlar düşmeye devam edecek. UBS madencilik analisti Glyn Lawcock, 120 dolar/tonun yüksek bir seviye olduğunu ancak yine de bu yıl fiyatların bu seviyede dengelenebileceğini söyledi. UBS, gelecek yıl ve 2015'te ise fiyatların ortalama 100 dolar civarına gerileyeceğini düşünüyor.

Değerli metaller de kan kaybediyor

Temel metal fiyatlarındaki düşüş beklentisinin yanında değerli metallerin kan kaybetmeye devam edeceği tahmin ediliyor.
* Deutsche Bank, 2013 yılı için altın fiyatı tahminini yüzde 6.7 düşürerek 1.431 dolar/onsa 2014 yılı için ise altın fiyatı tahminini yüzde 10.8 düşürerek 1.338 dolar/ons'a indirdi. Deutsche Bank analistleri 2013 yılının 3.çeyreği için altin fiyatı beklentilerini bir önceki tahminlerine göre yüzde 10 düşürerek yaklaşık 1.350 dolar/onsa indirdi. Deutsche Bank, 3.çeyrek için gümüş fiyatı beklentisini yüzde 17.3 düşürerek 21.40 dolar/onsa çekti.
* Barclays, 2013 yılının ikinci yarısı için altın fiyat tahminini düşürdü. Banka yılın ikinci yarısında altın fiyatının 1.393 dolar/ons olacağını tahmin ediyor. Bankanın yılın ikinci çeyreği için fiyat tahmini 1.416 dolar/ons olurken üçüncü çeyreği için fiyat tahmini 1.200 dolar/ons oldu.
* Commerzbank analisti Barbara Lambrecht, hazırladığı bir raporda, arza risk oluşturacak her türlü gelişmenin hem platin hem de paladyum fiyatlarını yukarı taşıyacağını kaydetti. Barclays'e göre platin üçüncü çeyrekte 1.710, dördüncü çeyrekte 1.750 dolardan satılacak. Deutsche Bank'ın aynı dönem için tahminleri ise 1.650 ve 1.725 dolar. Morgan Stanley üçüncü ve dördüncü çeyrek için tahminlerini 1.720 ve 1.730 dolar olarak belirlerken, Bank of America 1.750 ve 1.850 dolar tahmininde bulundu.

Tarımsal emtia Çin'i gözlüyor

Çin'in emtia piyasalarında yüklü alım yapmaya 2000'lerde tarımsal emtia fiyatları da uçtu. Dünyada gıda, içecek ve tarımsal hammaddelerden oluşan tarımsal emtia fiyat endeksi 2000'den günümüze yüzde 117.6 oranında artış gösterdi. Endeks, 2011 yılında önceki yıla göre yüzde 22.6 oranında artarak 209'a yükselirken, 2012 yılında düşüş trendine girdi ve yüzde 7.2 oranında azalarak 194'e geriledi. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan "OECD/ FAO 2013-2022 tarımsal görünüm" raporuna göre, küresel tarım üretiminde 2003 ve 2012 yılları arasındaki ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 2.1 olurken, artışın önümüzdeki 10 yıl içerisinde yılda ortalama yüzde 1.5'e gerilemesi bekleniyor.

Dünya Bankası tahminlerine göre, 2012'yle karşılaştırıldığında 2013 yılında sadece buğday fiyatının artması beklenirken, buna karşılık, sığır eti, soya yağı, mısır, pirinç, şeker, palm yağı ve pamuk fiyatlarının düşmesi bekleniyor. 2025 yılına gelindiğinde, 2012 yılına göre pamuk dışındaki tarımsal ürünlerin fiyatlarının düşeceği, bu kapsamda yüzde 26,9 ile fiyatı en çok artan ürünün pamuk, yüzde 26,3 ile fiyatı en çok düşen ürünün de şeker olacağı tahmin ediliyor.

Enerji şu an Ortadoğu'ya odaklandı

Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları Ortadoğu'daki gerginliğin etkisiyle yeniden 110 dolara doğru yön değiştirdi. Mısır ve Suriye'deki gerginliğin petrol sevkıyatını aksatabileceği endişesiyle ABD'de petrol stokunun azaldığına işaret eden veriler sonrasında Amerikan ham petrolünün varil fiyatı çarşamba günü 100 dolar bariyerini yukarı yönlü kırdı, Brent petrolünün varili de 106 dolara yükseldi. Şimdilik Çin baskısı petrol fiyatlarında kendini çok hissettirmese de uzmanlara göre orta vadede fiyatlar gerileyecek. Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) geçtiğimiz günlerde açıkladığı bir rapora göre dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'in petrolde dışa bağımlı olması nedeniyle bu yöndeki bir değişim, dünya petrol piyasalarını yakından ilgilendiriyor. IEA, Çin'in petrol ithalat hızının ise yavaşlayacağını öngörüyor. Çin'in mayıs ayında yaptığı ham petrol ithalatı bir yıl önceye göre yüzde 6 gibi kayda değer bir oranda gerileyerek günde 5.66 milyon varile geriledi. Analistler, Çin'deki yavaşlama yüzünden bu yıla ilişkin tahminlerini aşağı çekmeye başladı.

Yatırımcı 2'nci çeyrekten emtiadan kaçtı

Hammadde fiyatlarında büyük sıçrama döneminin sona ermekte olduğuna dair görüşler yılın ikinci çeyreğinde pekişti. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) ayda 85 milyar dolar tahvil alımını öngören teşvikleri sonlandırmaya yaklaştığına dair sinyallerin arttığı ve Çin ekonomisine ilişkin kaygıların büyüdüğü yılın ikinci çeyreğinde hemen hemen tüm emtia ürünlerindeki kayıplar derinleşti. Altın, bugüne kadarki en büyük çeyrek dönemlik değer kaybını yaşarken, bakır, mısır ve kahve fiyatları sert bir şekilde geriledi. Dünya borsalarında geçtiğimiz aylarda yaşanan ralli zaten yatırımcının emtia piyasalarından çıkarak hisse senedine yönelmesine yol açmıştı. Ancak ABD ve Çin'in sinirleri germesiyle emtiadan çıkış hızlandı. Gösterge Brent petrolünün varil fiyatı mart ayından haziran sonuna kadar yüzde 7.1 düştü. Petrol art arda üç çeyrek düşerek, 15 yılın en uzun dönemli düşüş sürecine girdi. Son üç yılın en düşük seviyesinde gezinen bakır fiyatları yılın ikinci çeyreğinde yüzde 10.3 geriledi. ABD Tarım Bakanlığı'nın, ekilen mısır miktarının arttığını ortaya koyan raporunun da etkisiyle ikinci son yedi işlem gününde sürekli olarak gerileyen mısır fiyatlarının üç aylık kaybı da yüzde 6'nın üzerinde gerçekleşti.
Thomson Reuters-CRB endeksi nisan-haziran döneminde yüzde 7 düştü ve Mart 2011'den bu yana endeksteki düşüş yüzde 23'ü buldu. 2013 yılının ikinci çeyreğindeki düşüş, finans krizi hariç, 2002 yılında fiyatların yükselişe geçmesinden bu yana hammadde piyasasında görülen en derin ve uzun süreli gerileme oldu. Geçtiğimiz çeyreğin en çok değer kaybedeni yüzde 23 ile altındı. Altın geçtiğimiz hafta 1.180 dolar/ons ile Ağustos 2010'dan bu yana en düşük seviyeye indi.
Tarımsal emtia ABD'den gelen haberleri ve Fed'i izledi. Bu nedenle tahıllar biraz daha aktif bir çizgi izledi. Eski mahsul mısırın fiyatı yurtdışında geçtiğimiz çeyrek yüzde 2 artarken, yeni ürün fiyatı yüzde 6'dan fazla geriledi. Küresel mısır ve buğday üretiminin yeni sezonda artması bekleniyor. Dünyada üretimin artacağı beklentisiyle buğday fiyatlarının temmuz ayında başlayacak sezonda gerilemesi beklenirken, mısır üretiminde de yüzde 10'dan fazla artış bekleniyor.