Gül'e Dış Politika Derneği'nden madalya

Cumhurbaşkanı, Dış Politika Derneği (FPA) tarafından Türkiye'nin Ortadoğu'da barışın gelişmesine katkılarından dolayı madalya aldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NEW YORK - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, New York merkezli Dış Politika Derneği (FPA) tarafından Türkiye'nin Ortadoğu'daki barışın gelişmesi konusunda gösterdiği çabalardan dolayı madalya verildi.

Dış Politika Derneği tarafından düzenlenen "Dünya Liderlik Forumu"na katılan Abdullah Gül, bu çerçevede konuşma yaptı. Konuşmada, bugün kendisine sunulan madalyanın, Türkiye'nin, sorunlu Ortadoğu bölgesine uzun süreli barış ve istikrarı getirmek için gösterilen kalıcı çabalara yaptığı katkının uluslararası topluluk tarafından takdir edildiğinin bir göstergesi olduğunu söyledi.

Gül, modern tarihte başka hiçbir bölgenin bu denli uzun süre, küresel ölçekte yankıları olan bu denli çok çatışmayla tahrip edilmediğini vurgulayarak, "Bu çatışmalar ne kadar uzun sürer ve çözümsüz kalırsa, bölge ve dünya için riskler o kadar büyük olur" dedi. Gül, konuşmasında, "bölgede barış ve istikrarın korunmasında güçlü çıkarı olan ve bunun savunucusu olan bir ülke olarak Türkiye'nin son gelişmeler karşısındaki tutumunun 'yapıcı bağlılık' özelliği taşıdığını" bildirdi.

Türkiye'nin tarihsel ve kültürel altyapısı ve aynı zamanda çağdaş sicili sayesinde tüm bölge ülkeleriyle iyi ilişkileri sürdürdüğünü belirten Gül, "İnanıyorum ki Türkiye'nin, bölgede sahip olduğu güven, hem bizim için hem de uluslararası topluluk için bir değerdir" dedi.

Dış Politika Derneği tarafından Türkiye'nin Ortadoğu'da barışın gelişmesine katkılarından dolayı aldığı madalya törenin ardından konuşma yapan Gül, şunları ifade etti:

Filistin

Filistin sorununun bölgede ana konulardan biri olmayı sürdürdüğünü anlatan Gül, bu konunun nihai çözümünün Ortadoğu ve ötesindeki siyasal ve ekonomik iklimi önemli ölçüde değiştireceği inancında olduğunu bildirdi. Bu çerçevede adil ve kalıcı bir çözümün ana hatlarının herkes tarafından bilindiğinin altını çizen Gül, Türkiye'nin de katıldığı Annapolis Konferansı'nın, barış görüşmelerindeki 7 yıllık durgunluğa son verdiğini ve barışçıl bir Ortadoğu çabalarına taze bir hız verdiğini kaydetti.

"İsrail ve Filistin liderliğini çözüm için çabalarını iki katına çıkarmaya davet ediyorum" diye konuşan Gül, uluslararası desteğin önemine işaret etti ve ABD'nin bu konudaki etkin bağlılığının sürmesinin başarı için şart olduğunu vurguladı. Barışın anlaşmalardan ötesini ifade ettiğinin farkında olduğunu anlatan Gül, siyasal çözümün,ekonomik ve toplumsal alanlarda da ilerlemeyle tamamlanabildiğinde varlığını sürdürebileceğine işaret etti.

Lübnan

Lübnan'ın istikrarının da Ortadoğu'daki barış ve güvenliğin sürdürülmesi için stratejik önemde olduğunu kaydeden Gül, "Lübnan'ın egemenliğini, siyasi bütünlüğünü ve bağımsızlığını desteklemeye devam edeceğiz" diye konuştu. Gül, bu çerçevede Türkiye'nin Doha Anlaşması'nı da memnuniyetle karşıladığını ifade ederek, Türkiye'nin BM Barış Gücü'ne (UNIFIL) katılmayı sürdüreceğinin ve Türkiye'nin Lübnan'ın yeniden inşası bağlamında eğitim ve sağlık sektörüne odaklı katkısının da süreceğini bildirdi.

Bu çerçevede Suriye faktörünün de gözardı edilemeyeceğini belirten Gül, Suriye'nin, Doha Anlaşması'nı desteklemesinin bile kendi içinde bir başarı olduğunu dile getirdi ve Suriye ile Lübnan hükümetlerinin son temaslarının, diplomatik ilişkiler kurma kararları kadar önemli bir adım olduğunu söyledi.

İran

İran konusuna da değinen Gül, "Ortadoğu, zaten çatışma ve gerginliklerle taşıyabileceğinden fazla sorumluluk yüklenmiş durumda. Yeni bir tanesine daha dayanamaz" diyerek İran nükleer programıyla ilgili sorunun "acil, ama diplomatik" çözüm gerektirdiğini vurguladı. "Soruna diplomatik çözümün bulunmasının mümkün olabileceğine inanıyoruz" diyen Gül, çözümün hem UAEK normalarına ve nükleer silahsızlanma anlaşması kurallarına uygun olması gerektiğini hem de nükleer enerjinin barışçı amaçlarla kullanılabilmesi ilkesini gözönüne alması gerektiğini söyledi.

İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad'ın son Türkiye ziyaretine de değinen Gül, bu ziyaretin Türkiye'ye, komşusu İran'ı nükleer programa ilişkin görüşmeleri iyiniyetle sürdürmeye ve 5 artı 1 ülkelerinin son teşvik paketi fırsatını değerlendirmeye yöneltme olanağını verdiğini bildirdi. Gül, yine aynı anlayışla 2007 yılında Ankara'da Larijani-Solana görüşmesinin yapıldığını hatırlattı.

Irak, Kerkük ve PKK

Gül, Irak'ta son dönemde güvenlik alanında bir iyileşme yaşandığını ve bu ivmenin korunması gerektiğini belirterek, "İyileşmiş bir güvenlik ortamı Iraklılar arasında ulusal uzlaşma çabalarını kolaylaştırır ve nihayet durumun normale dönmesini sağlar" dedi. Kerkük'ün 3 ana etnik grubu arasında adil ve dengeli bir güç paylaşımı mekanizması sağlanmasının gerçek ve kalıcı bir ulusal uzlaşı için önemli olduğunu ifade eden Gül, "Türkiye, güçlü, birleşik ve istikrarlı bir Irak görmek istiyor" dedi.

Gül Türk-Irak ilişkilerinin gündeminden terör örgütü PKK'nın varlığının çıkartılmasının ikili işbirliğine güç vereceğini belirterek, "Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin geçen mart ayında yaptığı ilk resmi ziyaret ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen haziran ayında Irak'a yaptığı ilk resmi ziyaret, Türk-Irak ilişkilerinin çok büyük potansiyalini göstermiştir" diye konuştu.