IMF Macaristan'ı uyardı
Macaristan'ın Başkenti Budapeşte'de iki hafta boyunca kalan IMF temsilcileri raporlarını hazırlayıp hükümete sundular.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
BUDAPEŞTE - Macaristan'ın Başkenti Budapeşte'de iki haftadır çalışmalarını sürdüren Uluslararası Para Fonu (IMF) temsilcileri 14 maddelik bir rapor hazırladı.
Hükümete sunulan raporda ekonomik krize karşı alınan tedbirlerin önemi vurgulandı ve bütçe açığının yüzde 3 civarına indirilmesi için ekonomik politikalarda ciddi değişimlere gidilmesi gerektiği ifade edildi.
14 maddelik raporda ekonomik durgunluktan dolayı hızlı büyüme şansının zayıf göründüğü belirtilirken, yapısal gerçekler ve ülkenin kendine özgü ekonomik politikalarının büyümeyi yavaşlattığı vurgulandı.
Mevcut olumlu dış piyasa hissiyatının Macaristan için mükemmel bir fırsat olduğu ifade edilen raporda, "Önümüzdeki dönemde Macaristan'ın 3 önemli zorlukla mücadele etmesi gerekmektedir" denilirken, bu zorluklar "Sürdürülebilir mali konsolidasyon, para sisteminin güçlendirilmesi, teşvik ve yapısal reformlar" şeklinde sıralandı.
Hükümetin 2012 yılında mali konsolidasyon alanında önemli adımlar attığı kaydedilen IMF raporunda, şu görüşlere yer verildi:
"Bütçe açığının 2013-2015 yıllarında yüzde 3.25 civarında olması tahmin edilmektedir. Farklı mali bir politik karışımı faydalı olabilir. Bundan sonraki faiz düşüşleri daha dikkatli yapılmalıdır. Banka sistemleri belirsizliklerden dolayı tehlikelerle karşı karşıyadır. Kredilerin olumlu dönemece girmesi için banka sistemlerine pozitif ortamın yaratılması gerekmektedir."
Dövizin ihtiyatlı bir şekilde düşürülmesi önerilen raporda şu tespitler yer aldı:
"En önemli alanlar kriz yönetimi tarafından kontrol altında tutulmalıdır. Macaristan'ın ekonomik büyümesiyle ilgili ciddi endişeler bulunmaktadır. Büyüme ve hayat şartlarının iyileşmesi için güvenilir ekonomik politikaların oluşturulması,ticari alanlarda eşitliğin sağlanması ve yapısal reformlara ihtiyaç duyulmaktadır.
IMF'in sunduğu raporun analizlerine göre Macaristandaki ekonomik krizin ülke açısından hala büyük tehlike oluşturduğu düşünülmekte ve hükümetin çok daha hazırlıklı olması gerektiği ifade edilmektedir."