İngiliz kabinesinde Brexit çatlağı

İngiltere İçişleri Bakanı Rudd, "Brexit sürecini onun (Johnson) yönetmesini istemiyorum. Süreci yöneten Theresa May’dir, arabayı May kullanıyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İngiltere İçişleri Bakanı Amber Rudd, Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ı ülkenin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma (Brexit) sürecini "arabanın arka koltuğundan" yönlendirdiğini söyledi.

İngiliz basınına konuşan Rudd, dün bir günlük gazetede Brexit'e ilişkin makale yayımlayan Johnson’u sürece müdahale etmekle suçladı.

Rudd, Johnson’ın bir gazete makalesiyle Brexit’e ilişkin görüş açıklamasıyla ilgili, "Buna arabayı arka koltuktan sürmek denir." ifadesini kullandı.

Bakanlar Kurulunun Brexit konusunda Başbakan Theresa May’in arkasında birlik içinde yer alması gerektiğini belirten Rudd, "Brexit sürecini onun (Johnson) yönetmesini istemiyorum. Süreci yöneten Theresa May’dir, arabayı May kullanıyor. Kendi adıma ve kabinenin geri kalanı adına, May’e bu konuda yardım edildiğinden emin olacağım." diye konuştu.

Johnson makalesinde İngiltere’nin Brexit sürecinin tamamlanmasının ardından ortak pazara erişim için AB’ye para ödenmemesi gerektiğini savunmuş ve Brüksel’e ödenecek paranın İngiltere’nin ulusal sağlık sistemine aktarılmasını istemişti.

Muhalefetteki Liberal Demokrat Parti’nin lideri Vince Cable, May’e, Johnson’ı pazartesi günü görevden alma çağrısı yapmıştı.

Liderliğe aday olabilir

Johnson’ın yazısını, May’in gelecek cuma İtalya’nın Floransa kentinde yapması planlanan Brexit konuşmasından önce yayımlaması manidar bulunuyor.

Siyasi gözlemciler Johnson’ın yazısını, İngiliz bakanın yaklaşan Muhafazakar Parti kongresinde Başbakan May’in karşısında liderlik için adaylığını koyabileceğinin işareti olarak yorumluyor.

May’in Floransa konuşmasında ülkenin Brexit yaklaşımını yeniden tarif etmesi ve AB ile mevcut anlaşmazlıları çözecek yeni bir yaklaşım getirmesi bekleniyor. May’in konuşmada Brexit sonrasında AB ile geçici bir ticaret anlaşması için ödeme yapmayı kabul edeceği sinyalini verebileceği belirtiliyor.

Johnson, geçen yıl yapılan AB referandumu sürecinde Brexit kampanyasının başını çeken isim olmuştu. Johnson’ın adı David Cameron’ın istifasıyla boşalan başbakanlık ve Muhafazakar Parti liderliği için de geçmiş ancak İngiliz siyasetçi May’i desteklemeyi tercih etmişti.

Muhafazakar Parti’nin ekimde yapılacak yıllık olağan kongresinde May’in liderliğinin tartışma konusu olması bekleniyor. May’in koltuğu için adaylar arasında Johnson’ın yanı sıra Maliye Bakanı Philip Hammond ve Brexit Bakanı David Davis’in de adları geçiyor. 


"Zombi hükümet"

Erken seçim başarısızlığının ardından Muhafazakar Partili eski Maliye Bakanı George Osborne’un genel yayın yönetmenliği yaptığı Evening Standard gazetesi May için “Yürüyen ölü” nitelendirmesini yapmıştı. Ülkedeki muhalefet partileri de May liderliğindeki azınlık hükümetini “Zombi hükümet” olarak tanımlıyor.

Hazirandaki erken seçimde May’in liderliğindeki Muhafazakar Parti'nin 650 üyeli parlamentodaki sandalye sayısı 12 azalarak 318’e düşerken, ana muhalefetteki İşçi Partisi milletvekili sayısını 232’den 262’ye çıkarmıştı. May, Kuzey İrlanda'nın 10 milletvekiline sahip aşırı sağcı partisi Demokratik Birlik Partisi'nin dışarıdan desteğiyle bir azınlık hükümeti kurmuştu.

May, seçim kampanyası süresince partisinden çok kendisini öne çıkararak "Güçlü liderlik" mesajı vermişti. May'in partiyi ve somut politika tekliflerini geri plana itmesi, parti içi muhalefet tarafından seçim mağlubiyetinin başlıca nedeni olarak gösterilmişti.

İngiltere'de geçen yıl 23 Haziran'da yapılan referandumda seçmenlerin yüzde 52'si Brexit yönünde oy kullanmıştı.

Lizbon Anlaşması'nın, üyelerin birlikten ayrılmasını düzenleyen 50'nci maddesini mart ayında işleterek Brexit sürecini resmen başlatan İngiltere'nin, Mart 2019 itibarıyla birlikten ayrılmış olması öngörülüyor.