İş dünyasının sorumluluğu büyük
"Türkiye'de Düşük Karbon Ekonomisine Geçiş İçin Arayışlar" konferansı yapıldı
KOPENHANG - Kopenhag toplantısı 2012 sonrasında yeni bir iklim rejiminin çerçevesini belirlemeyi hedefliyor. Hedeflenen anlaşma kapsamında; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklarını göz önünde bulundurarak uzun dönemli yüksek sera gazı salım azaltım hedeflerini belirlemeleri öngörülüyor.
Bu hedefe ulaşmak için temelde küresel ekonominin karbon yoğunluğunun azaltılması gerekiyor. Düşük karbonlu yeni bir küresel ekonomi modelinin şekilleneceği bu süreçte Türkiye'de iş dünyasının liderliğine ve sürdürülebilir kamu politikalarına her zamankinden daha çok ihtiyaç bulunuyor.
Türkiye'nin yeni iklim rejimi ile beklenen küresel ekonomik dönüşümün getireceği fırsatları değerlendirebilmesi için enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesi; karbon yoğunluğu düşük enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması; çevre dostu ve düşük karbon teknolojilerinin kullanımı için yenilikçi ve sürdürülebilir bir strateji oluşturulması; bu uygulamaların hayata geçirilmesi için ilgili kamu politikalarının acilen yürürlüğe koyulması gerekiyor. Bu çerçevede, TÜSİAD ve Bölgesel Çevre Merkezi (REC) tarafından kurulan İklim Platformu'nun düzenlediği "Türkiye'de Düşük Karbon Ekonomisine Geçiş için Arayışlar" konferansında görüş birliği sağlanan konular şöyle:
-Düşük karbon teknolojileri konusunda ulusal teknoloji önceliklerinin belirlenmesi ve enerji/çevre teknolojileri alanında sürdürülebilir Ar-Ge desteğinin sağlanması için gerekli girişimlerin başlatılması gerekiyor.
-Şirketlerin Ar-Ge'ye yatırım yapmaları için ilgili alanlarda süreci teşvik edecek uzun dönemli kamu politikalarına ihtiyaç duyuluyor.
-Kamunun operasyonel faaliyetlerini özelleştirmeler yoluyla sonlandırarak piyasayı düzenleyen taraf olarak kalması, Ar-Ge faaliyetlerinin sürdürülebilir rekabet ortamında gelişimi için önem taşıyor.
-Sera gazı salım azaltım hedeflerinin karbon yoğun sektörlerde uygulanması ve elde edilecek salım azaltımlarının finansal mekanizmalar ile teşvik edilmesi gerekiyor.
-Kirleticilerin vergilendirilmesi (karbon vergisi) ile oluşan mali kaynak "iklim fonu/yeşil fon" altında toplanıp salım azaltım projelerinin desteklenmesi için kullanılması önem taşıyor.
-Türkiye'nin 2012 sonrası yeni iklim rejimi çerçevesinde yürürlüğe girmesi beklenen Temiz Kalkınma Mekanizması gibi yeni desteklerden yararlanmasının sağlanması hayati önem taşıyor.
-Türkiye, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu için yüksek bir potansiyele sahip. Ekonominin canlandırılması ve yeni istihdam alanlarının yaratılması için bu potansiyelin mutlaka kullanılması gerekiyor.
-Düşük karbon ekonomisine geçişte karbonun ücretlendirilebilmesi için gerekli altyapının oluşturulması gerekiyor.
-Tüm işletmelerde enerji verimliliğini artırıcı önlemler ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi büyük önem taşıyor.