Kahin, Yunanistan'a 2013 sonuna kadar süre biçti
Dört yıl önce ekonomik krizi en doğru şekilde öngördüğü için "kriz kahini" olarak nitelenen Nouriel Roubini, geçtiğimiz hafta varılan tarihi borç takası anlaşmasına rağmen Yunanistan'ın temerrüde düşmekten kaçamayacağını söyledi.
Yunanistan'ın yaptığı tarihin en büyük borç yapılandırmasının, ülkenin içinde bulunduğu derin resesyon ve yaklaşan sonucu belirsiz genel seçimler nedeniyle kısa süreli bir rahatlamadan öteye gitmeyebileceği belirtilirken, ünlü ekonomi profesörü Nouriel Roubini, özel sektör borç takasıyla borç yükü 100 milyar euro hafiflemiş olmasına rağmen Yunanistan'ın hala Avrupa'nın en borçlu ülkesi olduğuna dikkat çekti ve eurodan çıkış ihtimalinin hala masada olduğunu söyledi.
Roubini, CNBC'ye yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın eninde sonunda Euro Bölgesi'nden çıkacağını ve daha sonra sıra Portekiz'e geleceğini öngördü. Nouriel Roubini, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkan ilk ülke olacağını öngördü ve bu ülkeyi Portekiz'in takip edeceğini kaydetti. Roubini şunları söyledi:
"Atina sokaklarında 20 bin evsiz var, işsizlik yüzde 22, genç nüfusta yüzde 50. Tahvil takası olsa da, Yunanistan borcunu çeviremez durumda. 10 yılda yüzde 120'ye ineceği umulan borç/milli gelir oranı için kötü senaryo yüzde 160. Bu da yeniden borç yapılandırması olası demek. Yunanistan 2013 sonunda Euro Bölgesi'nden ayrılan ilk ülke olacak. Sonra sıra Portekiz'e gelecek." Roubini, küresel ekonomide beklediği zayıf toparlanma nedeniyle portföyde hisse ağırlığı tavsiyesini nötre indirdiğini açıkladı.
Roubini "ABD'de istihdam toparlanırken, tüketim artmıyor. Sermaye harcamaları vergi avantajı bitince düşüşe geçti. Konut fiyatları, inşaat, ticaret verileri zayıf. Toparlanma cansız olacak. Avrupa'da bazı ülkeler hala durgunlukta. Yunanistan ve Fransa'daki seçimlerin yanı sıra İrlanda'daki referandumla siyasi şoklar gelebilir. Çin ilk çeyrekte yüzde 5-6, 2012'nin tamamında yüzde 7.5-8 büyür. Dolayısıyla, yatırım tavsiyemizde hisse ağırlığını piyasa üstünden nötre indirdik" ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki petrol riski izlenmeli
Roubini, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bir dizi ülkenin petrol fiyatları açısından izlenmesi gerektiğini söyledi ve şöyle konuştu: "Ortadoğu'daki en ufak bir askeri müdahale petrolü yükseltmeye yeter. Sadece İran-İsrail-ABD üçgeni değil, Tunus, Mısır, Libya ve Suriye'deki iç savaş, Yemen'deki ayaklanmalar, Kuveyt, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Irak da izlenmeli. Ayrıca Türkiye'nin Suriye, İsrail ve İran'la ikili ilişkileri de jeopolitik risk açısından önemli. Pakistan ve Afganistan da gözardı edilmemeli. Tüm bölge petrol fiyatları ve küresel ekonomi açısından risk demek."
Yunanistan'ın yaptığı tahvil takasının ülkeye kısa vadeli bir rahatlama getireceği ileri sürülüyor. Geçen hafta varılan ve özel alacaklıların, Yunan tahvillerindeki yatırımlarının büyük bölümünü kaybetmeye razı oldukları anlaşma sayesinde euro ülkeleri maliye bakanları dün yaptıkları toplantıda, Yunanistan'a verilecek 130 milyar euroluk kurtarma yardımını oyladı. Uluslararası Para Fonu (IMF) da, hafta içinde kendi katkısını belirleyecek. Ancak Reuters'ta yer alan bir analize göre, özel sektör borç takasıyla Yunanistan'ın büyük borç yükü 100 milyar euro indirilmiş oldu. Fakat Yunanistan hâlâ Avrupa'nın en borçlu ülkesi ve zaman içinde daha da sorunlu bir temerrüt ve hatta eurodan çıkış ihtimali hala geçerli.
Nisan sonu veya mayıs başı yapılması beklenen genel seçimleri kazanan parti, eğer reformlar konusunda zaten zayıf olan uygulamaları geri çekecek olursa, bu ülkenin şimdiye kadar verdiği pek çok sözü tutmamasından usanan euro ülkeleri yardım kapısını kapatabilir. Ayrıca bitmek bilmeyen resesyondan dolayı öfkeli olan halk da, rekor düzeydeki işsizlik yükselmeye devam eder ve alacaklı AB ülkeleri ile IMF yeni fedakarlıklar isterse, belki tamamen farklı bir çözümün peşinden gidebilir.
Tahvil takası çare olmayacak
Berenberg Bank baş ekonomist Holger Schmieding, "Tahvil takası Yunanistan'ın sorunlarına hiç çare olmayacak" dedi. "Elbette bu yapılmasaydı Yunanistan için büyük sorun olurdu ancak Yunanistan'ın asıl sorunu yeniden büyümeye dönmek zorunda olması. Bu olmadıkça hiçbir borç sürdürülebilir değildir." Yunan ekonomisinin 2008 yılında girdiği resesyon süresince yüzde 15 kadar küçüldüğü tahmin ediliyor. Bu küçülmede kamu finansmanını düzene sokmak için yapılan vergi artışları, ücret ve yatırımlardaki daralmalar da katkı yaptı. Ülkede 10 işten biri kapandı ve genç nüfusun yarıdan fazlası işsiz.
Önlemler, Yunanistan'a zarar verebilir
AB/IMF kurtarma yardımı karşılığında Yunanistan'ın taahhüt ettiği, asgari ücretin beşte bir oranında azalması gibi daha ağır kemer sıkma önlemleri, kamu gelirlerini düşürerek ülkenin içine düştüğü resesyonu daha da derinleştirebilir ve böylece kreditörlerin koşul olarak koydukları borç ödeme ve bütçe açığı kapatma hedeflerine erişmeyi imkansız kılabilir.
IHS Global Insight'tan Diego Iscaro, "Daha fazla kemer sıkmanın amaca zarar verme riski büyük" dedi ve zaten hemen her gün önlemlere karşı protesto gösterileriyle sarsılan ülkede işsizliğin daha da artmasıyla toplumsal durumun "patlamaya hazır" bir hale gelebileceğini vurguladı. Iscaro, "Yunanistan'ın euro bölgesinde kalmasının ana nedeni, bunun alternatifinin çok kötü olmasıdır. Ama baskı artarsa ve ekonominin nefes almasına fırsat tanınmazsa, eninde sonunda halk da yeter artık diyecektir" dedi.
Kamuoyu yoklamaları Yunan halkının Euro Bölgesi'nde kalmayı seçtiğini gösteriyor ancak giderek daha çok seçmenin, yaklaşan seçimlerde, kurtarma yardımı paketlerine karşı çıkan politikacıları destekleyeceği görülüyor. Anketlerde önde giden muhafazakar lider Antonis Samaras, anlaşmaya uyacağını taahhüt etmiş olmasına rağmen kemer sıkma politikasının ekonomi üzerindeki etkilerini eleştirmiş ve programın bazı bölümlerini değiştirmek isteyebileceğini söylemişti. Yine anketler, Samaras'ın rahat bir çoğunlukla meclise gelemeyeceğini gösteriyor. Dolayısıyla ortaya çıkabilecek siyasi belirsizlikte, ya seçimler tekrarlanacak ya da Sosyalistlerle pek uyumlu olamayacak bir koalisyona gidilecek. Bu durumda da kreditörleri Yunanistan'ın reform programına sadık kalacağı konusunda ikna etmek güçleşecek.
Yunanistan'da ucuz patatese hücum
Ekonomik darboğazdaki Yunanistan'da patates üreticileri, aracıları çıkararak halka daha ucuz fiyata sattıkları tonlarca patatesle "patates hareketi" başlattı. Bugün Atina'nın Galaçi semtinde de yapılan ucuz patates satışı, ülkenin birçok kentindeki noktalarda uzun kuyruklar oluşturuyor. Halk pazarı ve süpermarketlerde kilosu 75 sente satılan patatesi, üreticiler halka 25-30 sente veriyor. Ülkede birçok belediye de patates üreticileri ile dağıtım için işbirliği yapıyor. Atina ve Pire'de hafta sonu yaklaşık 500 ton patates birkaç saat içinde satılırken, patates üreticilerinin yoğun olarak bulunduğu Nevrokopi kentinin Tarım Kooperatifi temsilcisi Nikos Stefanidis, ülke genelinde birkaç gün içinde 1500 ton patates dağıtıldığını ve 5 bin ton için de sipariş verildiğini belirtti. Başarılı "patates hareketi"nin ardından un, zeytinyağı, baklagiller, pirinç, soğan, portakal gibi ürünlerin dağıtımının da başlatıldığı öğrenildi.