Le Monde, Türk yazarların İstanbul’unu anlattı

10. Kelimeler maratonu öncesinde Türk yazarlar tanıtıldı. Türk edebiyat dünyasının yazarlarına üç sayfa ayrıldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Fransız Le Monde gazetesi 20 Haziran tarihli baskısında günümüz Türk edebiyat dünyasının yazarlarına üç sayfa ayırdı.

Toulouse’da düzenlenecek olan 10. Kelimeler Maratonu’na Türkiye’den Enis Batur, Yiğit Bener, Hakan Günday, Mario Levi ve Ayfer Tunç katılıyor. Bu vesileyle Türk yazarlarını Fransız okurlara tanıtmayı amaçlayan Le Monde,“İstanbul Aylaklıkları” ve “Yazarların İstanbul’u” başlıkları ile yayımladığı haberde, Türk yazarların gözünden İstanbul’u yansıttı. “Bu kozmopolit şehirde, her yazarın tercih ettiği bir semt, bir kafe var” yorumunu yapan Le Monde, sürekli hareket halinde olan bu beş yazarın, Fransa ile olan ilişkilerine de yer verdi.

Gazetede yer alan yorumlar şöyle: “Beş yazarın hepsi İstanbul’da yaşıyor ve hepsi İstanbul’da büyümüşler. Birisi, siyasi mülteci olarak 10 yıl Belçika’da yaşamış. Diğeri, Fransa ve Türkiye arasında gidip geliyor. Rodos doğumlu olan üçüncüsü, ‘Yaşanan yerin değil, insanların önemli olduğunu’ söylüyor. Anneannesi Sefarad Yahudisi olan dördüncüsü, ilk kitabını Jacques Brel’e adamış. Ve beşincisi, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin izlerinin her yerde olduğunu ve bir vals eşliğinde bir araya gelen ‘İstanbul’un üç dönemini’ dinlemek için kulak vermenin yeterli olduğunu’ söylüyor.

Pamuk: “Türkiye daha özgür”

Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Orhan Pamuk, Toulouse’da gerçekleştirilecek Kelimeler Maratonu’na katılmıyor. Fakat organizasyon kapsamında Orhan Pamuk’un eserlerinden altı farklı okuma etkiliği gerçekleştirilecek.

Orhan Pamuk’un ilk kitabı Cevdet Bey ve Oğulları’nın Fransa’da yayımlanması nedeniyle, Le Monde Orhan Pamuk’la bir söyleşi gerçekleştirmiş. Pamuk’un Le Monde’a yaptığı yorumlarda öne çıkan bazı satırlar şöyle:

“Türkiye bugün bazı konularda daha özgür. Hatta Başbakan, Ermenilere taziye dileklerini sundu. Kürt konusunda her şeyi konuşabiliyoruz; orduyu eleştirebiliyoruz. Buna karşı, hükümeti eleştirmekte özgür değiliz (…) Ben hiçbir zaman bir ütopist olmadım. Direnmek için büyük teorilere gerek yok. Benim için temel olan unsur, ifade özgürlüğüdür. Benim yazar olduğumu unutmamak gerekli. Benim görevim nasıl savaşılacağını bilmek değil; bir gerçeği yansıtmak ve anlaşılır kılmak.”